bugün

mhp'nin, chp'nin, gp'nin iktidara gelişini "oyunuzu verin sizi savaşa sokalım" tarzı bir çerçeve ile, türkiye'yi "ırak'a dönüştürecek durumdur" mantığıyla, içine abd'nin iktidarı devirmesini de ele almalarının aşırı kurgusal olduğu seçim.

türkiye'de kim iktidara gelirse gelsin, yapacakları en radikal iş kuzey ırak operasyonu olacaktır. o da yaparlarsa.

kimse abd'nin dümen suyundan çıkmayı bu kadar göze almaz. alsalar bile, bahsedilen tarzda bir devrilme değil; olacak olan en fazla askeri darbedir. ordu da şu an için buna müsait değildir.

halkın turuncu devrim edalı bir toplaşmaya da müsait olmadığı şu anki dengeler açısından pek mümkün gözükmüyor (yakın zamanda yapılan mitingler).

velhasılı türkiye artık askeri darbelerle değil, ekonomik krizlerle abd tarafından halk edilen bir ülke. sam amcamız bize bu yüzünü gösteriyor. ne güzel.
(bkz: oligarşinin yasal şovu) dolu
sonrasında yapılacak ilk seçim için; (bkz: nisan 2008 genel seçimleri)
akp, chp ve genç partinin kesinlikle barajı aşacağı, mhpnin %10 dolaylarında bir oyla, kırsal bölgelerden gelen oy oranları sonucu barajı aşıp aşamayacağının belli olacağı, 25 dolayında bağımsızın, hulki cevizoğlu dahil, meclise gireceği seçimler olacaktır.
tayyip'in basbakan olmasindansa, 25 yildir hiç bir yapici faaliyeti bulunmayan deniz baykal'in seçilmesinin daha iyi olacagini dusundugum seçimdir.
eskisinden çok değişik bi sonucun görülmeyeceği seçimdir.
olası mükerrer oy kullanımına karşın müşahidlik yapacağım seçim.
sıçım olmaya cok yaklasmis olan secimdir. korktugumuz basimiza geliyormus gibi bir hissiyat veriyor tarafima.

keske ve dahi "insallah" yaniliyorumdur. insallah bu secim sayin basbakanimizin kendisinin de iafede ettigi gibi "tek basina iktidar olmazsa siyaseti birakacagi" bir secim olur.
(bkz: siyaset gönül işidir)
(bkz: d hondt metodu)
yaklaşık sonuçlarını görmek için 48 saatten daha az zaman kalmış seçim .
sonucunu tahmin etmekte pek de zorlanmadığımız,yine de bi mucize olur da sandıktan tahmin ettiğimiz sonuçların dışında bişiler çıkar diye umduğumuz, türkiye'nin en kritik seçimlerinden biri.
şunun şurasında bir gün kaldı. 1 aylık seçim sürecini bir de benden dinleyin.

ak parti: seçim sürecinde en çok bok atılan parti. öyle ki bir zamanlar aynı safı tuttukları kankaları tarafından bile en söylenmeyecek laflara maruz kalmıştır. ama bence vaadler hususunda en tutarlı parti de budur. yapılamayacak şeyleri vaad edip vatandaşla taşak geçme mevzusuna hiç girmediler. iktidar olmasına rağmen oy oranını arttırırsa -ki bence arttıracak- halk tarafından güven oyunu alacaktır.

tahminim: %37

cehape: genç parti'nin 5 yıl içinde sadece vaatlerle yüzde 7-8 oy oranı aldığından etkilemiş olacak ki bunlar da olmayacak vaadler vermeye başladılar. ama vaadlerden daha çok ak parti'ye takılıp kaldılar. bir parti her allah'ın günü sadece ve sadece bir parti üzerinden siyaset mi yapar yahu?? icraatlarının hepsi ak parti şu şu haltları etti biz etmeyeceğiz üzerine kurulu. onları zaten yapmaman lazım, sen asıl ne yapacağınla ilgili aydınlatsana bizi?? hakkını vermek lazım gazete reklamları ileri derecede zeka unsuru barındırıyor. tek kötü yanı yalan çıkması.

tahminim: %22

mehape: hiçbir miting yapmasa, afişler vs vs kullanmasa, genel başkanı televizyonlara çıkmasa, kısacası seçim çalışmalarına hiç katılmasaydı yine aynı oyu alırdı bence. eminim yatıp kalkıp şehit cenazelerine dua ediyorlardır.

tahminim: %14

demohrat parti: halktan biri gibi gözükmeye çalışan mehmet ağar'ın kem talihli partisi. en orta yol parti. seçmeni kimdir nedir bilinmez. öyle canı sıkılıp oy verenlerle barajı biraz zorlayacak gibi gözüküyor ama geçmeleri zor. alacağı oyun çok büyük kısmını mehmet ağar sayesindedir. yani taban maban yok.

tahminim: %8

genç parti: cem uzan'a güvenenlerin partisi. buna artı birşey eklemek çok manasız. ibrahim tatlıses geldiğinde barajı aşarlar diyordum ama bağımsızlarla aynı seçmen kitlesine sahip olduğundan pek tesiri olmayacak galiba.

tahminim: %7

saadet partisi: ak parti'ye oy verenleri kafir ilan eden şeyhülislamların partisi. bir zamanlar şeriatı getireceklwe diye tırsım tırsım tırsılırken şimdilerde ak parti'nin oylarını azaltması için solcular tarafından hoş görülmektedir.

tahminim: %5

bunlara bir de 40 kadar bağımsız eklenecek galiba. ak parti'nin tek başına iktidarı zor. dep'lilerle yapılacak koalisyonun da siyasi hayatlarını bitireceklerinin farkındalardır herhalde. ak parti-mehape iktidarı cehape-mehape iktidarına göre daha mantıklı gözüküyor seçmen kitlesi bakımından. kim gelirse gelsin şu memlekete hayırlı birşeyler yapar inşallah.
ölüm kalım savaşı.
Ülke için dönüm noktası olan, seçim sonrası şekillenecek mecliste birbine zıt kutupların çok fazla olması muthemel, herşeye gebe seçim.
ne yazık ki, %10 barajla girilen son seçim olmayacak.

demokrasinin yılmaz bekçisi rte beyefendiden:
"umut ediyorum, barajı en fazla iki parti aşar ve 367 milletvekilinden daha fazlasına sahip oluruz..."

tabi ki dayattığı aday cumhurbaşkanı seçilemeyince, halka koşan tayyip beyin halkın iradesinin %40'nın meclise yansımasını istememesi gayet doğaldır.
(bkz: demokrasi amac degil aractir)
akp nin %41.3, chp nin %22.7, mhp nin %11.0, dp nin %7.4, gp nin %6.1, sp nin %4.3 alacagi, 30-35 bagimsizin meclise girecegi, akp nin tek basina iktidar olup 300 uzerinde milletvekili cikaracagi secimlerdir. *
http://www.youtube.com/wa...p;mode=related&search=
http://www.youtube.com/watch?v=sRKPp5pKEbY

eğer herkes akp milletvekili turhan çömez'in şu açıklamalarını izlerse akp %20 oy bile alamaz bu kadar netim ama basında bunlar var mı sizce ?
(#1979783)
BiRiSi çıkıp bana eleştirel bir tarzda bu soruyu sorsa hiç kızmam.isteyen insan, son dört yazıma bakıp beni rahatlıkla "eyyamcılık" yapmakla eleştirebilir.

Sonunda, dört partiyi ve dört lideri kendimce değerlendirip şu sonuca vardım:

"Dördüne de iç rahatlığıyla oy verebilirsiniz."

Peki senin görüşün ne derseniz, ona da rahatlıkla cevap verebilirdim.

Köşe yazarlarının hangi partiye oy vereceklerini açıklamalarını yanlış bulmuyorum.

Tam aksine, samimi bir davranış olduğunu düşünüyorum.

Ama benim bir de Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni şapkam var.

Onu çıkarmadığım sürece, iki şeyi yapmam.

"Kamusal alanda Fenerbahçe forması giyip maç seyretmem."

iki, "Oy vereceğim partiyi açıklamam".

* * *

Baştaki soruya dönüyorum.

Yaptığım iş eyyamcılık mı?

Hayır.

Ben eyyamcılık yapmadım.

Sadece 1991 yılından beri savunduğum bir fikri savundum.

Mesajım şuydu:

"iç rahatlığıyla istediğiniz partiye oy verin. Negatif duygularla değil, pozitif duygularla oy atın."

Çünkü 1991 yılından beri toplum olarak negatif bir sarmala girdik.

Oy verirken bizi yönlendiren siyasetçiler "beğendiklerimiz" değil, "kızdıklarımız" oluyor.

Böyle olunca da, beğenmediğimiz siyasetçileri cezalandıralım derken, yeteneksiz, hiçbir vizyonu olmayan siyasetçileri de hiç hak etmedikleri şekilde ödüllendiriyoruz.

Diyorum ki, "Bundan vazgeçelim".

* * *

Dört yazımın ana mesajı şuydu:

"Artık mahalle baskısından kurtulma zamanı geldi."

Çünkü mahalle baskısı, hepimizi hırçınlaştırıyor.

Hepimizi öfkeli, küskün, kavgacı yapıyor.

Hepimizin gözünü kör ediyor.

Körleşen gözlerimiz, sadece öbür mahallede kızdığımız insanları, şeyleri görüyor.

Kendi mahallemizdeki kötü giden şeyleri, evlerimizin önündeki pislikleri görmüyoruz.

Böylece her mahalle pis kalıyor.

* * *

Diyorum ki bir kere de işe kendi mahallemizden başlayalım.

Oraya çekidüzen verelim.

"Bizim mahallede her şey güzeldir, her şey düzgündür, herkes ahlaklıdır" diye bizi uyutmaya çalışanlara karşı çıkalım.

Bir toplumda "vicdan" duygusu, ancak kendi mahallemizi de eleştirebildiğimiz zaman oluşabilir.

Ben olaya böyle bakıyorum ve artık, kendi mahallemin de, başka mahallelerin de taassubundan bıktım usandım.

Her gün bu taassupla, onun verdiği düşmanlık, hoyratlık ve vicdansızlıkla yazı yazan köşe yazarlarının taassubundan da usandım.

Kendinden başka dürüst insan tanımayan, kendi mahallesinin insanlarına bile düşmanca bakanlardan da usandım.

Kendi mahallemdeki çok iyi şeyleri de görüyorum, kötü olanları da.

Başka mahallelere bakıyorum, orada da kötü olanlar ile iyi olanları ayırt edebiliyorum.

Ama en önemlisi, ülkemin, Türkiye'nin 70 milyonluk büyük bir mahalle olduğunu görüyorum.

Hayatımın geri kalan kısmını o insanlarla birlikte yaşayacağım.

Yaşamak zorundayım.

Dolayısıyla onların iyi ve kötü taraflarını bilmek, kabul etmek zorundayım.

* * *

Dört gündür işte bunu yazmaya çalıştım.

Bazıları buna eyyamcılık desin, herkesi idare etmek desin, ne derse desin umurumda değil.

Ben bu ülkenin bütün mahallelerini sevmek istiyorum...

ertugrul özkök
saadet partisi bir önceki seçime göre oy oranını epey artıracaktır. son tahmini ben yapayım dedim. malum seçim yasakları...

(#1972012)
hakkında bu saatten sonra yorum yapmanın, en az 22.07.2007 saat 21.00'e kadar çaylaklıkla ödüllendirileceği seçimmiş.

kaynak: gelişmeler
an itibariyle Turkiye'nin batisinda oy verme islemlerinin basladigi secimdir. *
22 Temmuz 2007 terihinde yapilacak ve kanimca gorulmemis bir katilimin olacagi genel secim.
ister sag, ister sol kazansin yeterki eski uc haneli eflasyon gunlerine, maaslarin odenemedigi kara gunlere geri donmeyelim.
ulkemiz icin hayirli olanin kazanacagini umut ettigimiz secim.
an itibariyle ülkenin her bir fertinin vatandaşlık görevini yerine getirmek için sandiklara koştuğu seçimdir.