insan gerçekten üzülüyor. 80 lik ihtiyarlar hayata daha pozitif bakıp 1 gün daha fazla yaşayabilmek için çaba sarf ederken biz ölmeyi bekliyoruz.
Bizi kim bu hale getirdi..
Yüzümün gülüyor belki ama içimi görün bir de siz bu genç yaşımda baba yokluğu çekiyorum onu çok özlüyorum çok arıyorum hayat onunlayken çok daha güzeldi daha anlamlıydı.
Artık sıkıyor hayat diyebilmeme sebeptir. Diğerlerinin tepkisi de, sanki herşey yolundaymış gibi 'hayat çok güzel sende gelsene olabiliyor.' Artık ne yapsam sıkılır hale geldim. Sevdiğim insanlar bile anlamını yitiriyor sanki. Sebep ne demeyin bilmiyorum. Yahu tek benim mi hayatım rayında değil?
mutlu olmadığınız için olandır.

çok da bi şey istemiyorum halbuki.
20 li yaşlarında olan insana "bi şey istemiyorum, birileri moralimi bozmasın yeter." dedirtenlerde bence sorun.

sonra valeria depresif. valeria ya yoldan bi tane papatya kopar, "al koleksiyonuna kat" de havalara uçar. sen şu şartlarda valeria nın hala intihar etmemiş olmasına dua et.
ülkenin refah seviyesinden. zengin olsam 20 yaşımda hayattan soğumazdım. düşün yediğin önünde yemediğin arkanda, her şeyin en güzelini alıyorsun. istediğin gibi yaşıyorsun. ben olsam ben de yüzüme kadar yaşamak isterim.
zaten çoğu insan 25'ine gelmeden ölür, sadece gömmek için 80 yaşına gelmesi beklenir. demişti Ruhi çenet.
(bkz: ay götüm)
okursun, kendi paranı kazanmayı hayal edersin, kendi hayatını kendin kurmayı, kimsenin sırtına basmadan yükselmeyi istersin. atanamazsın, üç kuruşa sürünürsün.
ve sonra liseden arkadaşlarını görürsün. okumayan, iki senelik bir yeri kazanıp bitiremeyen, ygsde barajı geçemeyen insanlar lüks içinde yaşarlar. lüks arabalar, havuzlu evler, yurtdışında tatiller.
evet, onurlu yaşam, bilgi para etmiyor.
evet, adalet bu ülkede yok.
ülkenin ''sevgili öğrenciler'' yazamayan başbakanı var ve bir de üniversiteli işsizleri. hadi inandır umuda.
evet, genç yaşta hayata küsen o insanlar çok haklı.
evet, son derece yetkililer çok suçlu.
elinin altındakilere şükretmeyen insan tipi.
Kalpler ancak Allah'ı zikretmekle mutmain olur.
Gençlerin somut olmayan sorunları. Allah dert vermesin.
Daha iyi versiyonu 'yirmili yaşlarda zaten çoktaaaan hayattan soğumuş olmak'

Yirmilerde neşemize bakıyoruz.
Günümüz Türkiye'sinde gençlerin -ben dahil- yaşadığı umutsuz hal.

Kolay mı Türkiye'de yaşamak sevgili sözlük?

işte bu gençlerin hepsi 'yaygın anksiyete bozukluğunu' yaşayacak.
hayattan değil insanlardan soğudum.
20'li yaşlar çok erken bir yaş olduğu için, hayattan soğudun mu , bir daha geri istediğin gibi tutunamazsın şeklinde yorumlara, düşüncelere kendini kaptırmayıp, karamsarlığa düşülmemesi gereken durumdur.
Bozuk bir düzenin sonucu. Özellikle Türkiye'de. Yapılan anketlerin sonuçlarında gençler hiç huzurlu çıkmıyor.
Çünkü bu yaşlarınızı severek ve sevilerek geçireceğinizi söylerler ama aksine sürünerek ve sinir hastası olarak geçirirsiniz.
Dahil olduğum gruptur. Ulan babamın hayata karşı motivasyonu benden yüksek. Adam spor falan yapiyor, ben alkol kullanıyorum. Çevremdeki arkadaşlarımda böyle. Ne olacak bizim sonumuz ? bizim nesil niye böyle oldu bilmiyorum.
hasta toplumlar kendi bireylerine o kadar çok acı verirler ki, birey o toplumdan kaçmak ister. fırsatını bulduğunda da kaçar.
Robert B. Edgerton - sick societies
karakter çatışmaları, edindiğin bilgileri hazmedememek,mutluluğu yanlış yerlerde aramak belki, mezun olamama mevzuları, olunca iş mevzuları, dünyayı değiştiremediğinin farkına varmak, toplumun seni ne kadar hapsettiğini kemiklerinde hissetmek vesaire denerek çoğaltılabilinecek sebeplerdendir.

fikret kızılok 'ama babacım' şarkısında çok güzel anlatmış yaşamın aldığı şekli, büyümeyi. Vakti olanın dinlemesini olmayanın da sözlerine göz atmasını öneririm.

Bir bakarsın oyuncağın kırılmış
Arkadaşın sana küsmüş darılmış
Kavga etmiş; kaşın, gözün yarılmış

Yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
Böyle büyür insanlar; ağlamak çare değil
Zaman değirmenini durdurmak kolay değil (ama babacığım)

Sendeki sen sana soru sorunca
Ortaçağı Galile'yi bilince
Okuduğun ince Memed olunca

Yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
Böyle büyür insanlar; ağlamak çare değil
Zaman değirmenini durdurmak kolay değil (ama babacığım)

Pırıl pırıl bir ilk bahar gününde
ilk aşkının gerçeğinde düşünde
Bir burukluk varsa eğer içinde

Yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
Böyle büyür insanlar; ağlamak çare değil
Zaman değirmenini durdurmak kolay değil (ama babacığım)

Yaşadığın, gördüklerin dışında
Mutluluğu kuytularda bulunca
Birde şöyle etrafına bakınca

Yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
Böyle büyür insanlar; ağlamak çare değil
Zaman değirmenini durdurmak kolay değil (ama babacığım)

Bir gün gelir dünya sana uymazsa
Değiştirmek eğer elden gelmezse
Şarkılarım sana miras kalmışsa

Yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
Böyle büyür insanlar; ağlamak çare değil
Zaman değirmenini durdurmak kolay değil (ama babacığım)
türkiye'de yaşıyorsanız normaldir hormonlarla yaşam tarzı uyuşmayınca biyolojik alarm veriyoruz işte yapacak bir şey yok açık ve net.
ilk kez ölümümü arzuladığımda yaşım 13 ya da 14 idi.
ilk denediğimde ise 18. 20 yaşını bile görmemiştim yani.
Türkiyenin hayat koşulları, kültürü gibi şeyler belki bunu beslese de ne yazık ki dünyanın tüm tarihi boyunca en yoğun intihar oranı olan çağlarındayız. Gün geçtikçe daha da kötü oluyor, bir sonraki nesle hayatı seveceği bir dünya bırakamıyoruz ne yazık ki.

Farkındaysanız direkt intihardan girdim konuya zira Dünyayı ve yaşamı doyasıya sevmeye pek de ihtimal vermiyorum.
yapılacak en kötü şeylerden biridir.tabi ki hepimizi hayattan soğutan, adeta bir bok parçası gibi hissettiren şeyler oluyor.en başta çevremizde empati yoksunu, pislik insanlar zaten dünyamızı karartıyor.ama dünyada güzel şeyler de var eminim.onun için en azından hayata birazcık pozitif bakıp birazcık tadını çıkarmaken mantıklısı.
en azından şimdilik bu gözle bakıyorum.
Katların da s2 tuttuğunun emaresidir.