bugün
- vatandaşlık farkı alan otel24
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- bir kadının yemek ısmarlaması17
- arayayım mı diyen flört8
- erkeğe ne hediye alınır34
- icardi190525
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü16
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence12
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım16
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
entry'ler (99)
efendigil için pek efendi olmamış.
Can Kazaz-Biraz.
2 senedir yapıyorum. daha az sosyal medya kullanımı, daha az alışveriş tutkusu, daha çok kitap okuma fırsatı peşi sıra geldi.
Üfürükçüler iş başında.
ezikliğin verdiği bir şey. insan üstün birinden hoşlanır çünkü onunla özdeşim kurar.
''aile arasında'' iyi gişe yaptığı için filmin adının böyle seçildiğini düşünüyorum. toplum aileye hala saygı duyuyor demek, neyse bu güzel.
25 ama 24 gibi yılın sonuna var daha.
müzik dinlemek, şiir okumak.
umarım fenerbahçe yener. eminim ki onu, şu takımın yenilmesi, ayrılmış olmamızdan daha çok üzer.
lütfen dünya klasikleri olarak nitelendirilmiş kitapları yazmayın.
2 sene önce ''genç werther'in acıları'' nı aldım, açtım okuyorum. böyle sıkıcı bir şey yok. mektup biçiminde yazılmış, zaten bu tarzda bir kitabı okumaya alışkın değilim. 20-30 sayfa ya okudum ya okumadım, bıraktım.
hakkında da bir şeyler de okumuştum. yazıldığı dönemde okuyan insanları intihara sürüklediği, insanların giyim tarzını bile etkilediği falan falan.
1 ay önce aldım tekrar kitabı elime. başı yine aynı sıkıcı ama bu sefer sonunu görücem, hissediyorum. bitti.
üstüne kaç tane kitap okudum hala ara ara o kitabı düşünüyorum.
ben doğru zamanda değilmişim okumak için yoksa kitap klasik olmayı hak ediyor.
2 sene önce ''genç werther'in acıları'' nı aldım, açtım okuyorum. böyle sıkıcı bir şey yok. mektup biçiminde yazılmış, zaten bu tarzda bir kitabı okumaya alışkın değilim. 20-30 sayfa ya okudum ya okumadım, bıraktım.
hakkında da bir şeyler de okumuştum. yazıldığı dönemde okuyan insanları intihara sürüklediği, insanların giyim tarzını bile etkilediği falan falan.
1 ay önce aldım tekrar kitabı elime. başı yine aynı sıkıcı ama bu sefer sonunu görücem, hissediyorum. bitti.
üstüne kaç tane kitap okudum hala ara ara o kitabı düşünüyorum.
ben doğru zamanda değilmişim okumak için yoksa kitap klasik olmayı hak ediyor.
böyleleri çocukların psikolojisini bozarken,
atanamayanların kendi psikolojisi bozuluyor.
nerden baksan insan psikolojisine düşman bir ülke.
atanamayanların kendi psikolojisi bozuluyor.
nerden baksan insan psikolojisine düşman bir ülke.
modanın geçmesi değil. genelde çoğu kişi çakmalarını giyiyordu. o da marka olduğu için ayakkabıcıların çakma converse satmasını zora sokuyor, zabıtalar kol geziyor. artık sneakerlar fora.
bence büyük markalar çakmalarının olmasından şikayetçi olmamalı. müşteri çalmak gibi bir şey yok çünkü müşterileri aynı değil. her şeyin çakmasını alan insan converse çakması yokmuş gidip orjinalini alayım demez. gider başka şey alır.
furya yaratmazsan çok satmazsın. ya ucuz olacaksın herkes ulaşacak ya da çakmaya imkan tanıycaksın reklamın olcak.
her zaman alt kesim elit kesimden görüyor değil. elit kesim de alt kesime bakıyor. zaten doyumsuz alt kesimde bulunup kendinde bulunmayan bir şeyden de eksiklik duyuyor. ama gidip orjinalini alıyor.
bence büyük markalar çakmalarının olmasından şikayetçi olmamalı. müşteri çalmak gibi bir şey yok çünkü müşterileri aynı değil. her şeyin çakmasını alan insan converse çakması yokmuş gidip orjinalini alayım demez. gider başka şey alır.
furya yaratmazsan çok satmazsın. ya ucuz olacaksın herkes ulaşacak ya da çakmaya imkan tanıycaksın reklamın olcak.
her zaman alt kesim elit kesimden görüyor değil. elit kesim de alt kesime bakıyor. zaten doyumsuz alt kesimde bulunup kendinde bulunmayan bir şeyden de eksiklik duyuyor. ama gidip orjinalini alıyor.
din ve devlet işlerini karıştırmamak olayını, din ve et işlerini karıştırmamak olarak anlayan insan beyanı.
okursun, kendi paranı kazanmayı hayal edersin, kendi hayatını kendin kurmayı, kimsenin sırtına basmadan yükselmeyi istersin. atanamazsın, üç kuruşa sürünürsün.
ve sonra liseden arkadaşlarını görürsün. okumayan, iki senelik bir yeri kazanıp bitiremeyen, ygsde barajı geçemeyen insanlar lüks içinde yaşarlar. lüks arabalar, havuzlu evler, yurtdışında tatiller.
evet, onurlu yaşam, bilgi para etmiyor.
evet, adalet bu ülkede yok.
ülkenin ''sevgili öğrenciler'' yazamayan başbakanı var ve bir de üniversiteli işsizleri. hadi inandır umuda.
evet, genç yaşta hayata küsen o insanlar çok haklı.
evet, son derece yetkililer çok suçlu.
ve sonra liseden arkadaşlarını görürsün. okumayan, iki senelik bir yeri kazanıp bitiremeyen, ygsde barajı geçemeyen insanlar lüks içinde yaşarlar. lüks arabalar, havuzlu evler, yurtdışında tatiller.
evet, onurlu yaşam, bilgi para etmiyor.
evet, adalet bu ülkede yok.
ülkenin ''sevgili öğrenciler'' yazamayan başbakanı var ve bir de üniversiteli işsizleri. hadi inandır umuda.
evet, genç yaşta hayata küsen o insanlar çok haklı.
evet, son derece yetkililer çok suçlu.
hangi savaşa girmiş de kazanmış merak ediyorum.
vicdan, kurallara yenik düşüyor.
ibrahim çallı
bedri rahmi eyüboğlu
nuri iyem
fikret mualla
mehmet güreli
turgut zaim.
bedri rahmi eyüboğlu
nuri iyem
fikret mualla
mehmet güreli
turgut zaim.
asgari ücret+1 gün haftasonu tatili+sigorta+yemek.
bu koşullar ki insani koşullardır. kaç tane iş var bu çapta? ya asgari ücret bile yok, ya sigorta yok, ya haftasonu tatili yok.
sonra iş var, millet çalışmıyor. mecliste uyuyan adamın maaşına günde 18 saat çalışcak insan bulursunuz da neyse.
ülke yaşanmaz oldu.
bu koşullar ki insani koşullardır. kaç tane iş var bu çapta? ya asgari ücret bile yok, ya sigorta yok, ya haftasonu tatili yok.
sonra iş var, millet çalışmıyor. mecliste uyuyan adamın maaşına günde 18 saat çalışcak insan bulursunuz da neyse.
ülke yaşanmaz oldu.
kötü geçti deyip 95 alandan daha samimidir.
o kelimeleri çok mu arıyor diye çok düşünüyorum. o konuşmaların akıllıcaymış gibi duran saçmalığı, o kadar çeşitli kelimenin düzgün telaffuz edilemeyişi... garip matematiksel hesaplamaların vardığı yeri hiç katmıyorum bile.