bugün

büyük türk polisinin müdahale edemediği(!), şanlı mehmetçiğin "en büyük asker bizim asker" gazlamalarıyla geri gönderildiği, akabinde faşist ve dinci sloganlarla onlarca cana kıyılmak üzere binanın ateşe verildiği katliam. yan binaya açılan pencerede kurtulanları geri göndermeye çalışan eli sopalı adamların beklediği katliam. insanlıktan nasıl çıkılır öğreten katliam. ama her akla geldiğinde bu yüreklerdeki ateşi körükleyen katliam. unutmamak lazım gelir ki:

canlar can olur da eller tutuşur
dost evinde canım sevda tutuşur
pir sultanlar ölmez binler yetişir
akar gelir canlar tarih tutuşur.
Yasamak bu yangin yerinde
Her gün yeniden ölerek
Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak
Yalanla kirlenmis havada
Güçlükle soluk alarak
Savunmak gerçegi çogu kez
Yalnizligini bilerek
Korkagi dönegi suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak

(bkz: zülfü livaneli)
(bkz: unutmadık)
(bkz: pir sultan olmez)
o zamanın emniyet muduru su anda nerede?
belediye baskanı nerede?
katliamı yapanlar nerede?
bu ülkede özünü kaybetmemek için onurlu mücadele veren alevilerin verdiği büyük bedellerden biri. belli ki hala büyük bedeller verecekler. ama biliriz, direnmek yaşamaktır...özüne sadık alevi toplumunun bundan sonra da gerekirse büyük bedeller verebileceğini; yine de aslını kaybetmeyeceğini gözler önüne sermiş katliam.

zülfikar sizinle olsun.
bir türlü alevlendiremedikleri alevi-sünni ateşine yaktıkları son kibrit. buna rağmen yanmadık. orada yanan canlar bir parça idi bir parçası eksik yaşayabildik işte.
hala bunu körükleyenler var ama benim bildiğim kardeşlerim buna uymadılar uymayacaklar.
hâlâ 37 can diye tutturanlar var. komiksiniz gençler. neyi unutmayacaksınız?

buyurun otelden o gün sağ çıkan serdar doğan'ın milliyet gazetesine verdiği demeçten bir bölüm:

- Sivas'ta ölenlerin sayısının 37 denmesi sinirinizi bozuyor mu?

-Hem de çok. Özellikle o iki katilin otelde öldürülenlerle anılması anlaşılır bir şey değil. Otel yandıktan sonra bile hala saldırmaya devam eden ve askerin açtığı ateşle ölen iki kişinin yitirdiğimiz değerlerle anılması bizi çok incitiyor. Ben o iki katili asla hiçbir zaman kardeşlerimle anmayacağım.

şimdi tanımı da yapalım da tam olsun:

1. Madımak'ta yapılan tam manasıyla katliamdır.
2. Madımak'ta yapılan iş, hemen ve hızla politikleşmiş, akl-ı selimden uzak, ezberlenmiş refleksleri ortaya çıkarmıştır.
3. Madımak'ta yapılan iş, kimi dini bozuklar tarafından "önemsenmemiş, hissedilmemiş", kimi mezhebi bozuklar tarafından "ötekileşmenin kemikleşmesi" için bulunmaz bir nimet olmuştur. Ortalıkta her iki taraftan da dökülen timsah gözyaşlarını buna yorabilirsiniz.

Bence;

Aradan on altı yıl geçtikten sonra, birbirimizi anlama, birbirimizin derdine samimiyetle yanma fırsatı bulabilmeliyiz.

Bunun somut göstergesi ancak katliamın yapıldığı yerde olur. onu da madımak müze olsun başlığına yazarız ey okuyucu.
anma törenini canlı izlemek için:
http://www.renkhaber.com/...iyoruz___video/11742.html
komplo, derin devlet, zırt vırt değildir. gerici, yobaz, şerefsiz sürüsü, bu ülkenin herhangi bir şehrinde benzeri bir olayı bugün de gerçekleştirebilir. kim ne derse desin, bu halkın çok büyük bir kısmı hoşgörüye, demokrasiye, insan haklarına, falana filana zerre kadar önem vermez. başına bir iş gelmeyeceğini anlayan ersek dölleri, ellerinde benzin bidonlarıyla her an bir otelin önüne yığılabilirler. bu topraklarda bu potansiyel vardı, var ve var olmaya devam edecek.

evet, sivas '93...
utanalım ama asla unutmayalım!!!
Bedenlerimizi yakabilirsiniz ama düşüncelerimizi asla dedirten olay.
An itibariyle bugün Cumhuriyet'ten başka hiç bir gazete de 1 satır yazı yok, yazıklar olsun böyle vurdumduymazlığa, ülkenin nereye doğru gittiği belli.
hala aynı tas aynı hamam dedirten acı olay...
sözlerin ve yorumların bittiği nokta...."Sivas katliamı, Kubilay olayından sonra cumhuriyetin 70. yılında tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir.
bu akşam itibari ile radyo solda anması yapılcak katliamdır,ayırca radyo şu anda açık "inadına türküler adlı program ile geceyi selamlıyor.
http://www.radyosol.com
Sivas Katliamı, orospu çocukluğunun, din kisvesi altında vücut bulmasıdır. Tanım mı istiyosun, al sana tanım! eksileyen örümcek, evet sen de "o"sun!
her yıl haziranın yirmisinden başlanıp temmuzun ilk haftasına kadar anılan, * sonrasında unutulan üzerinde tartışılmayan, ne olduğu halen daha tam olarak açığa çıkmamış, çıkartılmamış katliam. sanrımı açık açık konuşmak ve ne olduğunu anlamak asla mümkün olmayacak. o dönem sivasta askerlik yapanlar, bir anlatabilse yakın tarihimizin en berbat zamanlarını, belki kapı aralanabilecek. kimbilir beli otuz yıl sonra.
--spoiler--
Benim uydurduğum hiçbir şey yok bu metinde. Üzülerek söylüyorum. izleyeceklerinizin hepsi gerçek.
--spoiler--

sivas 93

edit; yukarıdaki başlık altında daha önce verilmiş bu alıntı ama bir daha hatırlamakta fayda var
16 yıl önce bugün insanlık öldü. din kisvesi adı altında insanlıktan nasibini almamış, islamiyeti algılayamamış, bir grup tarafından gerçekleştirildi.
bu katliam olduğunda 4-5 yaşlarındaydım dolayısiyle o gün anlayamamıştım ne olduğunu sadece annemin işten gelip televizyon karşısında ağladığını hatırlıyorum yarım yamalak ve o ağlamasın diye sarıldığımı, o ağladı diye benimde ağladığımı. tam on altı yıl geçti ne değişti? madımak müze yapılsın diyenlerle dalga geçiliyor şimdi sudan bahaneler uyduruluyor balık hafızalı insanlar tarafından. hiçbir ideolojinin insan hayatından daha önemli olmadığını unutanlar. bir sünni olarak alevi kardeşlerimize yapılanlar sebebi ile utanıyorum.ve hala birilerine göre bir arada yaşayabilecek kadar hayalperestim. hala...
şeriat isterük diye ağızlarından salyalar akıtan islamofaşist güruh insanları ateşe verdi. asker, polis seyretti ve 2 temmuz'da sivas'ta insanlık yakıldı. ve insanlığı ateşe verenler, utanmadan müslüman türkiye sloganı atmaya devam ettiler ve bugün hala devam etmekteler.

ateşte semah dönenlerin hesabı sorulur elbet..

bitmedi o kavga sürüyor sürecek
yer yüzü aşkın yüzü oluncaya dek...
bir şenlik için orada bulunan yazarların, yobaz bir faşizm tarafından yutulmasıdır. geride sadece bir il için silinemez bir leke bırakmıştır. bu sene 16. yılını anıyoruz.
veli küçük ile bağlantılı olduğu iddia edilen katliam.

(bkz: ergenekonun avukatıyım)
(bkz: baykal)
ne kadar insanlık ve din dışı bir olay olduğu hatta yapanların direk cehenneme postalanacaklarına inanmayan insan(ama gerçekten insan) olmadığını herkes düşünüyor. asıl düşülmesi gereken olay neden durdurulmadı,asker ve polis neden aval aval izledi. asıl acıklık getirilmesi gereken konu bu bence.
(bkz: 1993 yılındaki esrarengiz olaylar)
(bkz: madımak)
sadece bir avuç pislik tarafından değil, aslında onların ardında saf tutan karanlık zihniyetli peçeli beyinli yozlaşmış siyasi güruh tarafından adım adım gerçekleştirilmiş katliamdır.

kesinlikle anlık bir öfkenin, taşkınlığın tezahürü değildir, zorla yaratılan toplumsal histerinin sonucudur sivas katliamı. bir avuç pislik yapmıştır bu eylemi evet ama o bir avuç adamı oraya şeytan taşlaması için toplayanlar kimlerdir, o örtünün ardında saklanan yobaz pislik temizlenmeden orada ölenlerin ruhu nasıl şaadolur düşünmek gerek?

yapanların yanına kar kalmış bu katliam... ama ara sıra da olduğu gibi hak yerini bulursa maraş'ın zanlıları gibi bunun faillerinin de madımak'ta cayır cayır yandığını görmek isterim!
türkiye'nin yüz karalarından biri olan sivas vicdansızlığının 16.yılı, kim ne derse desin katliamdır diyerek idrak edilmelidir.