10 nisan polis bayramı vesilesi ile her ne hikmetse emekçiler, işçiler ve ezilen kitleler için yasaklanmaya çalışılan ve bu yıl da polislerin şiddet ihtiyacını karşılamaları için bir av partisi haline getirilecek 1 mayıs için kapatıldığı söylenen taksim'de, insanların suratına baka baka yalan söyleyen halkın memurlarının izin verdiği yürüyüştür.

neden mi yalan söylüyorlar? çünkü bu 1 mayıs için de "taksim yürüyüş ve miting için uygun değil" demekteler, ama ne hikmetse polisler için uygun. tam bir ben devletim sen de köpeğim mantığı.

--spoiler--
"devrimci kardeşlerimiz bize yine çok kızacak."

polis haftası kutlamaları için taksim meydanında toplanan polislerden sivil olanı resmi kıyafetli arkadaşıyla sohbet ederken gülerek kuruyor bu cümleyi ve ekliyor:

"biz taksim'e çıktık ama onlar çıkamayacakları için sinir oluyorlardır şimdi."

http://www.bianet.org/bia...iler-bize-sinir-oluyordur
--spoiler--
polislerin 500 bin kişilik miting düzenlemek istememesi nedeniyle olan durum. taksim meydanı ufak gösteriler için zaten izin verilen bir alan.

ancak siz 500 binden fazla kişi ile burda bayram kutlamak isterseniz buna izin verilmiyor. yani ortada şaşılacak ilginç bir durum yok.

onun haricinde o gün büyüh ihtimalle tatil edilecek, size kutlama yapacak yerler de gösterildi.

sizin amacınız bayram kutlamak mı yoksa size günü tatil yaparak jest yapan devlete meydan okuyup devletin polisine taş atıp isyan etmek mi?

amacınız zaten belli. hiç kimse özgürlük eşitlik adı altında birbirini kandırmasın.
taksim meydanının küçük grupların gösterileri ve kutlamalarına resmi olarak izin verilen bir mekan olduğundan mütevellit herhangi bir sorun te$kil etmeyen durumdur.
--spoiler--
size günü tatil yaparak jest yapan devlete meydan okuyup devletin polisine taş atıp isyan etmek mi?
--spoiler--


cidden şu cümleyi okuyupta gülmemek elde değil. 1977'de o meydanda onlarca kişiyi katleden devlet, yolları panzerler ile kapatan devletin polisi, henüz üzerinden çok geçmedi geçen yıl acil'e gaz bombası atan polis, hemşireyi döven polis, 1 mayıs ile alakası olmayan sivil bir amcayı cafe de oturuyor diye tokatlayan polis, tribünlerde en ufak bir olaya taraftarı öldüresiye döven polis, parkta oturan vatandaşı döverek öldüren polis, amerika'yı protesto eden evet sadece sloganlar ile protesto eden üniversite gençliğini tekme tokat öldüresiye döven polis, işkenceyi meslek haline getirmiş polis, halkın korktuğu polis, karakollarda üniversite öğrencilerini gruplar halinde döven polis olmasın o?

Hani solcu olmaya gerek yok. Türkiye'de polisin yarattığı korku ortamı ortaradıdır ve savunulacak bir tarafı yoktur.
istanbul'u bir şehir gibi değil, babalarının çiftliği gibi yönetmeye gayret eden muammer güler ve celalettin cerrah ikilisinin altına imza attığı olaydır.

geçtiğimiz yıl mecidiyeköy'den taksim'e yürümek isteyen sendikalara "trafik, diğer istanbulluların mağduriyeti vs." gibi sebepler sunarak izin verilmedi, direten sendikalılara müdahale edildi şişli savaş alanına döndü ve diğer istanbullkular hiç(!) etkilenmedi öyle ki, şişli etfal'e biber gazı atmayı bile akıl(!) edebildiler. sonra "polisimizin bir tanesi biber gazı düşürmüş(!)" gibi komik ötesi açıklamayla yedikleri haltı sıvamaya da çalıştılar.

aynı polisler geçtiğimiz cumartesi günü dolmabahçe'de de biber gazlarını düşürdüler(!) çoluk, çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek 10.000 kişinin bulunduğu ortama biber gazı atmayı becerebildiler. sebep? günler öncesinden konuşulan bir taraftar etkinliğini öngöremeyerek "aaa trafik sıkıştı" gibi şaşırmanın akabinde "trafiği açmak için" yaptılar. dolmabahçe sarayı'nı korumakla görevli mehmetçik'in üretilme amacı "kurşununu yiyen ölsün, ölmezse sakat kalsın" olan g3'leri tam dolduruşa geçirerek doğrultması, çocukların canhiraş feryatları vs. 20 yaşında kanı kaynayan ve "bu duvardan canlı geçmeyecek" emri alan mehmetçik birini heyecan yapsa vursa birini bunun sorumluluğunu hangi babayiğit alacaktı? avrasya maratonu için taaa beyazıt'ta kesmeyi bilirler toplu ulaşım araçlarının faaliyetini de beyazıt'tan yürürsün beşiktaş'a kadar ama başlancına kadar pusuya yattığın bir taraftar gösterisi için 30 dakikalığına trafiği kesip her şeyin bir an önce bitmesini sağlamayı akıl edemezsin...

dolmabahçe'de bu olaylara imza attığın günün ertesi ise gövde gösterisi yapar, bir yıl önce "trafik ve diğer istanbulluların mağduriyeti vs" sebebiyle yürüyüşe izin vermediğin mecidiyeköy-taksim güzergahında "polis-vatandaş el ele" yürüyüşü düzenlersin, o güzergahtaki ana ve ara arterlerdeki trafiğin sıkışmasını göze alarak(!) yaparsın bunları.

işlerine gelince istanbul halkının rahatı, işlerine gelmediğinde "efendim sosyal aktivite" vay vay vay. işlerine geldiğinde "taksim gösteri alanı değil, istanbul'daki gösteri alanları bellidir" de, işine gelmediğinde kafana göre takıl. madem taksim gösteri alanı değil kardeşim polis teşkilatına bir karşı olma durumumuz yok ama istanbul polisi bir etkinlik yapacaksa çağlayan'a gitsin, kazlıçeşme'ye gitsin? hani onlar istanbul için belirlenen gösteri meydanları ya o bağlamda diyorum.

kazanılmış kale gibi müdafa ettiğiniz yerleri savunurken kurduğunuz cümleleri kendiniz için de uygulayın yoksa bugün olduğu gibi çok komik duruma düşersiniz.