bugün
- anın görüntüsü23
- manyak olmaya karar verdim17
- kıbrıs ismailağa cemaati sayesinde alındı8
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba13
- salda gölü'nün son hali13
- michy batshuayi10
- sağlığı etkileyen en temel faktör13
- dekolte memeye bakan kişinin aklından geçen13
- sözlükteki en iyi 15 yazar9
- 10 ayda evlenen insanlar8
- izmirli sude vs karslı rojda10
- antalya daki engelli çocuğa toplu tecavüz15
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var20
- cehaletle mücadele etmek15
- arda güler14
- islamı tartışamamak16
- nervionun kedisi9
- gideon reid morgan jj8
- erkeklerde meme ne işe yarıyor sorunsalı10
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı17
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd17
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır25
- bı erkeğin sevdiğini anlamanın yolları10
- karizma10
- sözlükteki elit yazarlar20
- okula gitmeden yüzlük karne alan afgan ve suriler21
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi12
- atatürk kafir cumhuriyetini ilan etti12
- ups boobs beni favladı'ne yapmalıyım17
- steven s power law13
- knowledge13
- türk mü türkiyeli mi sorunsalı10
- arap olmak10
- 18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı36
- rus sovyet düşmanı amerikancı kemalistler11
- kocam boşalacağı esnada geliyorum bacanak dedi16
- pegasus ta çalışan türk düşmanı keko8
- diamond tema28
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması21
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi9
- kabataş yalanı9
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira19
- vladimir putin11
- diamond tema için yakalama kararı17
- ben bu yazıyı sana yazdım9
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler9
- true bir martı olsa olacaklar9
- thusneldaa12
- saraca silsüpüroğlu15
- diamond tema'nın arnavutluğa kaçması9
Ruhun hastalığı yaşam ise, tedavisi ölümdür. Kaçınılmaz olan gerçektir. Ha erken gelmiş, ha geç. Kimi zaman keşke başımıza gelse dediğimiz olaydır. Kimi zaman ise korktuğumuz şeydir kendisi...
-evet, derin bir nefes al veee veeer rahatlaa eveet işte böyle iyi yolculuklar bebeğim...
hazmedilemez bir gerçek. katlanılamaz bir son. fizik kanunundaki "hiçbir şey yoktan var olamaz, var olan hiçbir şey de yok olamaz, sadece form değiştirir" olayını ne yönde anlamalıyım merak ediyorum. ruh mu, gübre mi? doğumumdan öncesini bilmediğimden, ölümümden sonrasını da bilmiyorum. Ölümün gizemi de varlığın başlangıcı gizeminden farksızdır. Bazen oyuncak gibi hissetmiyor değil insan kendini. Öğrendiklerimiz, yaşadıklarımız, seviştiklerimiz, bizimle birlikte yok oluyor. Bir spermden sonsuzluk beklemiyorum ama bir sperm "ben" haline gelebiliyorsa farklı şeylere de ihtimal veriyorum. acı olansa, yakının ölümü ve "artık var olmaması"dır. beyin hazmedemiyor gerçekten. yok olmak. ne büyük bir kabus.
Ayrilik huzun ozlem gozyasi.
Ayrılıktır. beraber bir sigaradan nefes çektiğin dostunun kendini dünyadan koparmasidir. Boğazini kesen dostunun haberini aldığında ciğerlerinin acımasıdır.
hayat denen yolda kırmızı ışığın yanmasıdır.
Sonrasında, mecburi istikamet karacaahmet başlar.
Sonrasında, mecburi istikamet karacaahmet başlar.
(bkz: game over)
başlangıçın yada sonun olmadığı bilinen en temel şeylerin bile yanlış olabileceği ve hatta ve hatta bilinen en temel yanlışların doğru olabileceği zamanın olmadığı mesela iki artı ikinin dört olmadığı olmak yada olmamanın da olmadığı bir ortama geçiş belkide değil Allah bilir..
hep erken gelir ve soğuktur.
bir sene içinde üç değerli insanı almıştı ölüm benden, daha kardeşlerimin ölümünü kabullenmeden, anneannem de terketmişti beni. daha 17 yaşında hayata küsmüştüm, niye ben? niye? niye? niye? niye? her gün bu soruyu soruyordum kendime, bu sorunun cevabını babam verdi bana.
yeni yağmur yağmıştı o gün. kapı çaldı babam içeri girdi çabuk toparlanın gitmemiz gerek dedi. yolda anlattı anneannem ölüyormuş, son kez bizi görmek istiyor dedi babam. geldik ama yetişemedik çoktan ölmüştü, titrek adımlarla odaya girdim yüzüne baktım. bak geldim burdayım, beni affet yetişemedim son kez duyamadım sesini, göremedim bana gülümsemeni. anneannem kardeşlerim öldüğünde sen avutmuştun beni, ama şimdi sen de yoksun..
odadan çıkıp hızla bahçeye indim, üzüntü ile karışık öfke duyuyordum. adalet mi bu? durmadan tekrar ediyor, bir yandan da duvara yumruk atıyordum. artık nefesi zorla alıyordum, bitkin bir halde duvara yaslandım dizlerim daha fazla dayanmadı düştüm. babam geldi yanıma, kalk ayağa dedi bana. ben duymuyordum bile, bir daha söyledi ve kalkmadığımı görünce kolumdan tutup kaldırdı. kendine gel, geçicek hepsi isyan etmek işe yaramaz diye bağırdı bana. bense sarhoş olmuş gibi sersemdim, bir senede üç çok sevdiğim insanı kaybettim. niye ben niye biz baba? annemi seni kaybedince ne yapacağım peki? yaşamaya devam ediceksin, böyle yaparak kendine zarar veriyorsun. umrumda değil ben de ölmek istiyorum dedim, 17 sene boyunca bitek kötü söz söylememiş babam tokat attı bana, bir anda donup kalmıştım ve sadece durmadan yaş akıyordu gözlerimden. bir daha böyle konuşma, yakınlarını kaybeden bir tek sen değilsin ve bencil olmaya da hakkın yok. her şeye rağmen ayakta durmalı ve yaşamalısın. tokatla ve bu sözlerle rüyadan uyandım, kendime geldim sanki. babama o gün söz verdim, ne olursa olsun ayakta kalıcak her şeye rağmen mücadele etmekten vazgeçmeyeçektim. seneler geçse bile, ne zaman kaybetsem yenilsem aklıma o tokat ve babamın sözleri gelir..
yeni yağmur yağmıştı o gün. kapı çaldı babam içeri girdi çabuk toparlanın gitmemiz gerek dedi. yolda anlattı anneannem ölüyormuş, son kez bizi görmek istiyor dedi babam. geldik ama yetişemedik çoktan ölmüştü, titrek adımlarla odaya girdim yüzüne baktım. bak geldim burdayım, beni affet yetişemedim son kez duyamadım sesini, göremedim bana gülümsemeni. anneannem kardeşlerim öldüğünde sen avutmuştun beni, ama şimdi sen de yoksun..
odadan çıkıp hızla bahçeye indim, üzüntü ile karışık öfke duyuyordum. adalet mi bu? durmadan tekrar ediyor, bir yandan da duvara yumruk atıyordum. artık nefesi zorla alıyordum, bitkin bir halde duvara yaslandım dizlerim daha fazla dayanmadı düştüm. babam geldi yanıma, kalk ayağa dedi bana. ben duymuyordum bile, bir daha söyledi ve kalkmadığımı görünce kolumdan tutup kaldırdı. kendine gel, geçicek hepsi isyan etmek işe yaramaz diye bağırdı bana. bense sarhoş olmuş gibi sersemdim, bir senede üç çok sevdiğim insanı kaybettim. niye ben niye biz baba? annemi seni kaybedince ne yapacağım peki? yaşamaya devam ediceksin, böyle yaparak kendine zarar veriyorsun. umrumda değil ben de ölmek istiyorum dedim, 17 sene boyunca bitek kötü söz söylememiş babam tokat attı bana, bir anda donup kalmıştım ve sadece durmadan yaş akıyordu gözlerimden. bir daha böyle konuşma, yakınlarını kaybeden bir tek sen değilsin ve bencil olmaya da hakkın yok. her şeye rağmen ayakta durmalı ve yaşamalısın. tokatla ve bu sözlerle rüyadan uyandım, kendime geldim sanki. babama o gün söz verdim, ne olursa olsun ayakta kalıcak her şeye rağmen mücadele etmekten vazgeçmeyeçektim. seneler geçse bile, ne zaman kaybetsem yenilsem aklıma o tokat ve babamın sözleri gelir..
bazen unutuyorum ne olduğunu , taa ki yakın cevremde birileri bu duyguyu tadana kadar... ölümü hatırlatan tek şey yine kendisi...
ölüm ölüme benzer derler. ölün en çok kendisine benzermiş.
son gibi gözüksede aslında yeni başlangıç.
"öteki dünyada, akşam vakitleri,
fabrikamızın paydos saatinde
bizi evlerimize götürecek olan yol
böyle yokuş değilse eğer
ölüm hiç de fena bir şey değil."
orhan veli kanık
fabrikamızın paydos saatinde
bizi evlerimize götürecek olan yol
böyle yokuş değilse eğer
ölüm hiç de fena bir şey değil."
orhan veli kanık
milyarlarca insan öldü şuan yaşayan yedi milyar insanda ölecek en fazla 100 yıl sonra.
hayatta olan bizlere; kaynakların sularını, bağların şaraplarını içen, tarlaların ekmeğini yiyen bizlere yuvalar dar geliyordu; ölülere, toprağa düşen insana ise basit bir mezardan başka hiçbir şey kalmıyordu. toprak onları alır, unutulmak onları örter ve her şey orada biter.
demiş, (bkz: guy de maupassant)
demiş, (bkz: guy de maupassant)
o'nu, beyni kanayan soylu kafalara sor. ölüm zorların zoru, yaşamak ondan da zor. necip fazıl'ın harika sözünü hatırlatır. kalan kısmı teferruattır.
unutma!! her fani bunu tadacaktır.
çaresiz hissettirir. hayatta korktuğunuz hiçbir şey yokken en büyük korkunuz sevdiklerinizi bir bir kaybetmek olur; bir kez yenilmeyin ölüme...
üşüyor mudur, korkuyor mudur, özlüyor mudur? beni hissediyor mudur? kırgın mıdır tüm sevdiklerine? yoksa artık yok mu olmuştur ruhu da tıpkı...
bir canlı kanlı bıraktığınız hayalini bir de mezar taşını getirip gözünüzün önüne; konduramazsınız.
üşüyor mudur, korkuyor mudur, özlüyor mudur? beni hissediyor mudur? kırgın mıdır tüm sevdiklerine? yoksa artık yok mu olmuştur ruhu da tıpkı...
bir canlı kanlı bıraktığınız hayalini bir de mezar taşını getirip gözünüzün önüne; konduramazsınız.
tek başına insanlara yetecek ibrettir, böyle derler ve mantıklıdır .
ben kendimi ölü düşünürüm bir hadis i şerife dayanarak. annem gibi yakınlarımında ölümünü düşünürüm.
inanın hastalıklı bir olay değil. mesela daha bağlanacaksınız. sevdikleriniz şaşıracak büyük ihtimal değişiminize.
onlara karşı gözünüzün kırtışını kıracaksınız yani daha çok doyacaksınız. yani eskiden daha fazla iyi olacak.. tam doyulmaz onlara...
ölümün kısa bir süreliğine ayrılık olduğu düşüncesine iyice kendinize hazırlayacaksınız. bu iyi, çok iyi bir şey..
mesela anneniz fakirlik dönemlerinizde mantı dökmüştür ve bu konuyu detaylı değerlendirememişinizdir .
bu konuyu açmış ve anneniz duygulanmış ve de sevinmiştir, bu fedekarlığı hatırlandığı için..
dök dök bitmez o mantılar sabaha kadar demiştir size ve siz duygulanmışsınızdır.. hayat bazen çok zor ama allah tan sabır istemek lazım..
yaşarken ölü olma olayı da vardır. bir aşk acısı hemen sonrası mesela..
hz.ibrahim azrail can alırken nasıl göründüğünü sormuştur ve görünce bayılmıştır.
her canlı ölümü tadacamış. zamanı geldiğinde tadarız.. gerçi demiştim ayrılık acısı ile yaşadığımı düşünüyorum ve herkesin tabi ki..
ben kendimi ölü düşünürüm bir hadis i şerife dayanarak. annem gibi yakınlarımında ölümünü düşünürüm.
inanın hastalıklı bir olay değil. mesela daha bağlanacaksınız. sevdikleriniz şaşıracak büyük ihtimal değişiminize.
onlara karşı gözünüzün kırtışını kıracaksınız yani daha çok doyacaksınız. yani eskiden daha fazla iyi olacak.. tam doyulmaz onlara...
ölümün kısa bir süreliğine ayrılık olduğu düşüncesine iyice kendinize hazırlayacaksınız. bu iyi, çok iyi bir şey..
mesela anneniz fakirlik dönemlerinizde mantı dökmüştür ve bu konuyu detaylı değerlendirememişinizdir .
bu konuyu açmış ve anneniz duygulanmış ve de sevinmiştir, bu fedekarlığı hatırlandığı için..
dök dök bitmez o mantılar sabaha kadar demiştir size ve siz duygulanmışsınızdır.. hayat bazen çok zor ama allah tan sabır istemek lazım..
yaşarken ölü olma olayı da vardır. bir aşk acısı hemen sonrası mesela..
hz.ibrahim azrail can alırken nasıl göründüğünü sormuştur ve görünce bayılmıştır.
her canlı ölümü tadacamış. zamanı geldiğinde tadarız.. gerçi demiştim ayrılık acısı ile yaşadığımı düşünüyorum ve herkesin tabi ki..
canlılığın sona ermesi. vücut bütünselliğinin bozulması ile sonlanacak çürüme sürecinin başlangıcı. beyin aktivitelerinin sona ermesi. ihtiyaçların sona ermesi, mutlak tatmine ulaşmak durumu.
Kimisine göre bir kurtuluş kimisine göre bir ayrılıktır.
herşeyden öte en büyük dileğim ölümle alakası:
Hayırlı ölümler diliyorum herkese gerisi pek bir boş hele hele ölümün tadını hafiften aldıysanız!
Hayırlı ölümler diliyorum herkese gerisi pek bir boş hele hele ölümün tadını hafiften aldıysanız!
Ölüm her aklına geldiğinde
Ah edip vah edip inleme
Bu halinle Tanrı'yı incitmiş olacaksın
Ecel kapını çaldığında evi telaşa verme
O geldiği zaman sen gitmiş olacaksın
ahmet kaya
Ah edip vah edip inleme
Bu halinle Tanrı'yı incitmiş olacaksın
Ecel kapını çaldığında evi telaşa verme
O geldiği zaman sen gitmiş olacaksın
ahmet kaya
güncel Önemli Başlıklar