bugün
- iş kadını ile sevgili olur musunuz9
- diyanet'in kuran kursunda 17 çocuğa tecavüz12
- kameranın icadından sonra dini mucizelerin durması15
- yarın vurduracak olmam10
- 21-22 mayıs 2025 aykolik masklavi istanbul zirvesi21
- türkiye laiktir laik kalacak20
- çalınan kol saatinin chp binasında bulunması14
- imamoğlu çalmamıştır diyebiliyor musunuz11
- künefe bağımlılığı9
- arkadaşlar sizce bu ayakkabı nasıl8
- pkk'nın bitmesi sırada kemalizmin olması20
- müzik öğretmeninin çocukları istismar etmesi9
- limonlu makarna8
- 13 mayıs boğaziçi olayları20
- dinsiz diye bir insanı sevmemek14
- gençler namaz var mı8
- boğaziçi üniversitesinde yaşasın şeriat sloganı10
- furkan bölükbaşı11
- işsizler tüm gün ne yapıyor sorunsalı10
- 30 yaşına gelip hala düzen kuramamak8
- küresel13
- özledim mesajı19
- öğretmenlerin aldığı maaş helal mi sorunsalı15
- anın görüntüsü11
- sen yokken tadı tuzu yok sözlüğün9
- vatan haini nasıl olur20
- selahattin demirtaşın serbest kalması11
- alkol dostunuzdur8
- köpekler toplandığında sokaklarda geyik göreceğiz8
- kürtçenin resmi dil olmasını istiyoruz37
- üniversiteyi bitirmek10
- sanatçılar terörsüz türkiye istemiyor mu11
- insan olmaya ceyrek kala13
- selam arkadaşlar napıyorsunuz12
- 15 mayıs 2025 özgür özel habertürk canlı yayını8
- profilinde aslan kaplan fotosu olan insan8
- sürekli filistinden bahsedilmesi8
- karınız sizi aldatsa ne yaparsınız13
- true gelmiş19
- diploma iptaline ilişkin tebligat33
- ama kent uzlaşısı8
- ak parti anketlerde önde12
- 15 mayıs 2025 ankara depremi8
- erkeklerin evlenmek istememe nedenleri13
- true'nun yetkili olması10
- cinsel ilişki teklifini reddeden erkek9
- yok mu lan başka kupa10
- ulunun en iyi 10 yazarı8
- en son ne içtiniz32
- abdullah öcalan'a küfür etmenin suç olması14


entry'ler (26)
2. sezonunu büyük bir istekle beklediğim, izlerken her saniyesinden inanılmaz keyif aldığım muhteşem kurgulu, yer yer feci dine karşı yermelerin olduğu, gerçekleri üstü kapalı olmadan anlatan dehşet seri. Öldükten sonra çürüyeceğine inanmak da muhteşem bir bakış açısı. Beni de inandırdı *
Serinin psikolojik konularda yüksek mertebede eğitici bir yönü var ancak başlangıçta çok farklı ve ilgi çekici geliyor, ancak 3 4 bölümden sonra sarpa sarıyor devamlı aynı konu, sabredemedim, 7. ve 8. bölümleri izlemeye sabrım kalmadı. Belki gerginlik yarattığından bunalmış da olabilirim.
Maddi olarak zengin denilebilecek arkadaşlarım var. Ben de onlara yakınım ancak parayı bu kadar sevmiyorum. Neyse, bu arkadaşlar mutlaka kamufle olurlar. Bu arkadaşlarımın zenginlik seviyeleri ve özellikleri: Sayılamayacak kadar çok gayrimenkul, istediğini alacak kadar çok para. Sayısız banka hesabı, yatırım. Bankalarda müdür aile fertleri.
1. Çok çalışarak yenilikleri öğrenirler, uygularlar, üretirler, vakti geldiğinde işleri ele alırlar.
2. Aileden gelen ucuza yönelme ve biriktirme bilinci.
3. Etraflarındakileri maddi olarak ellerinde tutarlar. (Bir zengin arkadaşımın kız arkadaşını ben tanıştırmıştım. Ancak geçinen bir kızdı. 1 yıl içersinde kızın banka hesapları bile zengin arkadaş tarafından yönetmeye başlandı. Zengin arkadaş para vermeden kız hareket bile edemiyor.)
4. Mantıken gereksiz hiçbir şey almazlar. Yürünebiliyorsa yürürler, genelde otobüslerde görebilirsiniz.
5. Aşırı cimri değildirler, cimridirler ama belli bir sınırı vardır. 50 kuruşluk su varken lokantada 3 liralık suyu almamak gibi.
1. Çok çalışarak yenilikleri öğrenirler, uygularlar, üretirler, vakti geldiğinde işleri ele alırlar.
2. Aileden gelen ucuza yönelme ve biriktirme bilinci.
3. Etraflarındakileri maddi olarak ellerinde tutarlar. (Bir zengin arkadaşımın kız arkadaşını ben tanıştırmıştım. Ancak geçinen bir kızdı. 1 yıl içersinde kızın banka hesapları bile zengin arkadaş tarafından yönetmeye başlandı. Zengin arkadaş para vermeden kız hareket bile edemiyor.)
4. Mantıken gereksiz hiçbir şey almazlar. Yürünebiliyorsa yürürler, genelde otobüslerde görebilirsiniz.
5. Aşırı cimri değildirler, cimridirler ama belli bir sınırı vardır. 50 kuruşluk su varken lokantada 3 liralık suyu almamak gibi.
Unutmak kısa vadede başınıza ufak çaplı dertler açar. Örneğin, bir zamanlar aşık olduğumu düşündüğüm kıza 2 hediye götürdüm, birini unutmadan vermeyi başardım. Ancak öteki hediye manevi değerler içeriyordu (hediye buluştuğum süre zarfında kızla yazı yazdığımız bir defterdi.) ve hediye unutkanlığımdan bende kaldı. Kızla birkaç hafta sonra yeniden görüştüğümde hediyeyi vermeyi unuttum. Aslında kişisel bir utançtan öte bir dert değil bu.
Unutmanın iyi yanıysa geçmişe ait hiçbir özlem duymamanız, yas tutmamanız, yakınınızda eksilenleri birkaç saat içersinde unutabilmeniz. Hatta, yukarıda bahsettiğim kız da benim gibi çok unutkan ve kendisi de biliyor. Geçmişte beraber geçirdiğimiz vakitlerden ufak kesitler aklıma geldiğinde kızla paylaştığımda kızın hiç hatırlamaması ve özellikle kıza karşı yapmış olduğum hataları da hiç hatırlamaması beni çok etkiledi. Bunun sebebiyse etraftaki kızlara karşı yaptığım en ufak hatada silinmemdi. Benim gibi insanlar yaptığınız hataları da unuturlar ve bize karşı cidden kötü bir hareketiniz yoksa arkadaşlıklar son bulmaz *
Unutmanın iyi yanıysa geçmişe ait hiçbir özlem duymamanız, yas tutmamanız, yakınınızda eksilenleri birkaç saat içersinde unutabilmeniz. Hatta, yukarıda bahsettiğim kız da benim gibi çok unutkan ve kendisi de biliyor. Geçmişte beraber geçirdiğimiz vakitlerden ufak kesitler aklıma geldiğinde kızla paylaştığımda kızın hiç hatırlamaması ve özellikle kıza karşı yapmış olduğum hataları da hiç hatırlamaması beni çok etkiledi. Bunun sebebiyse etraftaki kızlara karşı yaptığım en ufak hatada silinmemdi. Benim gibi insanlar yaptığınız hataları da unuturlar ve bize karşı cidden kötü bir hareketiniz yoksa arkadaşlıklar son bulmaz *
insan; Geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir.
Çocukluğumun fazla sorumluluk almadan, rahat geçtiğine inanıyorum ancak fazla birşey hatırlamıyorum. Ne bir özlem duyuyorum ne de özlediğim bir şey var. Sadece çocukluğumda yaptığım hatalar aklıma gelebiliyor ve kendime kötülük yapmışım gibi hissediyorum. Çabuk unutmanın verdiği his bu olsa gerek.
Çocukluğumun fazla sorumluluk almadan, rahat geçtiğine inanıyorum ancak fazla birşey hatırlamıyorum. Ne bir özlem duyuyorum ne de özlediğim bir şey var. Sadece çocukluğumda yaptığım hatalar aklıma gelebiliyor ve kendime kötülük yapmışım gibi hissediyorum. Çabuk unutmanın verdiği his bu olsa gerek.
"Sevdirmeye gayret etme kendini, sevilmeye terket." Charles Bukowski
Kıskançlıktan sevgilinizin cinnet geçirerek sizi bıçaklamasına sebebiyet verebilir. Yalnızca ayrılmanıza da sebebiyet verebilir. Hatta ayrılıp barışırsa muhteşem bir sevişme deneyimine de neden olabilecek risk oranı çok yüksek ve olası kazancın fazla önemli olmadığı bir yatırım olarak görülebilir.
Soğuk kız olgunlaşmamış da olabiliyor, belki yaşı itibariyle öyle geliyor da olabilir, çünkü 33 ile 20 yaş arası kızların yaşlarını asla anlayamıyorum, 33 derim 20 çıkar, 20 derim 33 çıkar * Neyse, mesela soğuk kızı otobüste fark ettiniz, telefonla konuşmaya bir başladı, acayip şımarık.
Haftalarca ulaşamadığımda bile şüphe duymayacak şekilde güven hissetmiyorsam ona sevgili demiyorum, bu sebeple hiç sevgilim olmadı.
Haberlerde okuduklarımdan çıkarımlar: ilişki boyunca durmadan ısınan sudaki kurbağa misali kızı alıştıra alıştıra pazarlayacak hale getirmek ve her istediğini yapmak. Mesele planlar yapan, kadını kullananın bunu alıştırarak yaparak başka çaresi olmadığını empoze etmek. Ardından kadını iyicene tanıyarak onun etkilendiği şeyleri iyicene bularak kadını parasız olduğunda çok çalışması gerektiğini, mümkünse başkalarıyla yatması gerektiğini ima etmek. Hele hele ortada çocuk varsa ve ailesi tarafından aile bağları kuvvetli yetiştirildiyse bir şekilde adam başarıya ulaşabiliyor. Bu olay nasıl oluyor ve daha ayrıntılı anlatabilecek var mı? Bundan daha kötü bir senaryo da olabilir mi?
Spor yaparak güçlü kuvvetli olun, kendinizi koruyun, ileride oram buram ağrıyor diye gezmezsiniz, hasta olmazsınız. Birbirinizle yarışmanın bizim açımızdan bir farkı yok, birbiriyle yarışmaktan keyif alanlar için problem yok, ancak erkekleri etkilemek için yarışanlar oluyorsa boşuna uğraşıyorsunuz. Bu şekilde hem canımızı sıkıyor hem de kim olduğunuzu hemen açığa çıkarıyorsunuz. Zaten kendimize göre rahat kız bulmak imkansız gibi, teklif etsek olmuyor. Kızlar teklif ettiğinde en deli kızlarla uğraşmak zorunda kalıyorum. Bana bir kere şizofren kız denk geldi, arada etraftakilere saldırıyor, normale dönüyordu. Birisinin de babası alkolik, dövüyordu. işin özeti, kilolu olmanız fazla problem olmaz. Zaten biraz rahat oldunuz mu biz razıyız genelde. Kıskandırarak veya kıskanıp sevgilileri ayırıp ayırdığınız erkeği kendinize bağlayıp sevgili yaparak uzun ilişki de bulamazsınız. Bana göre tek önemli olan bana saygılı davranılması, soru sorunca cevap verilmesi ve üzerimden ölümcül beklentiler olmaması. Gerisi çok da önemli değil. Böyle biri denk gelse gıkım çıkmayacak ama böylesi çevremde yok malesef.
Öncelikle soracağım soru kıskanma hissi herkeste olmak zorunda mı? Kıskançsızlığımın nedenlerinin aşağıda yazdıklarım olduğunu düşünüyorum. Ben istediklerimi mantıklı bir çerçevede belirlediğimden çoğunu elde ettim ve hiçbir zaman kimseyi kıskanmadım, kızları etkilemek için hiçbir şey yapmadım. Ülkemizdeki en iyi okulları okudum, en iyi eğitimleri aldım. 2 dil daha öğrendim. Yapabilirim dedim, insanlar üzerinden hayaller kurmadım, çünkü kimsenin nasıl davranacağı belli olmuyor. Bu mantıkla düşündüğümden şu ana kadar sevgilim olmuş 3 kişiyi de kıskanmadım, sadece onlarla sık sık görüşmek istedim, birçok tanıdığımın yadırgadığı bir iş de becerdim. Son sevgilimi tanıyalı 3 hafta olmuştu, ancak onun kendime hiç uygun olmadığını düşündüğümden kurtulmak için kız arayan bir arkadaşımla tanıştırdım ve bir daha aramadım, üzülmedim de. 2 yıldır ilişkileri var ve evlenmek üzereler * Hiçbir değişiklik hissetmedim. 21 yaşıma kadar kızlarla hiç uğraşmadım, hep zaman kaybı olarak gördüm, sevgiden haberim de yoktu, sevgiyi yeni öğrenmeye başladım ancak genelde bana sevgisizsin diyorlar. Orta okulda numaramı almak isteyen hoşlandığım kızı yollamıştım, 3 yıl uğraştı kızcağız ama bende o zamanlar kafa yok, kullanmaya bile çalışmamışım kızı, eve gidip internetten araştırma yapardım veya oyun oynardım. ANCAK, belli bir yaştan itibaren ne oluyor bilmiyorum, insanlara daha çok ihtiyacım olduğunu hissediyorum ve daha çok arkadaş edinmeye, muhabbet kurmaya çalışıyorum.
Bazen ağzınızla kuş tuttuğunuzu da düşünseniz aslında karşıdaki için küçük bir lütuf olarak gözükebilir, veya siz ne kadar büyük fedakarlıklar yaptığınızı yapacağınızı anlatmak istemeyebilirsiniz. Bunun gibi nedenlerle tonlarca olası ilişkiyi yok ettim. Çünkü belirsiz. Örneğin yakın bir şehirde hiç unutamadığım bir kız var. Bu kız ile okuldayken arada görüşürdük. Bu kızın var olduğuna bile inanamıyordum. O kadar aşık olmuştum. Ancak benim aşkı yansıtmamam, umursamamam gibi sebeplerle kız ile yeterince bağ kurmadım. Örneğin kız ile gittiğimiz yemeği bile alışmasın diye ödemiyordum 4 sene önce. Tabi o zamanlar kızların ne istediğini hiç bilmezdim ve maddi durumum kötüydü. (Serbest meslekte bazen durumunuz çok iyi olur bazen de borçlar içinde olursunuz.) Her neyse, 3 4 sene sonra bu kızın yanına gittim ve muhabbet ettim, unutamadığımı belli ettim. Yemekleri ödedim vs. Ancak kız sevgilisi olduğunu söyledi ve şu anda yurtdışında. Durumunuz, onun durumu, onun düşündükleri, sizin düşündükleriniz, onun yaptıkları sizin yaptıklarınız. Tüm bunlar toplandığında çok büyük bir ihtimalle (%99) aşık olduğunuz kişiyle ilişki kuramayacaksınız. Bana göre burada yapılması gereken, biraz hoşlandığınız ve ileriye bakabildiğiniz herkesle görüşerek birini bağlamak. Yemeğe çağırırsın, muhabbet edersin, mümkünse sevişebilirsen ve durmadan aramaya başlarsa siz de beni seviyor diye kendinizi kandırabilirseniz uzun bir süre raad edersiniz, güzel bir arkadaşlık ve dostluk da kurulabilir. *
Benim gibi güçlü, kaslı kız tercih eden yok mu? Neden tüm kızların omuzları çökmüş olmak zorunda? Sevişirken de üzerime çıksın, çırpınsın, bayılırım. Kız dediğin enerjik ve kaslı olsun, beraber dolaşmaktan da mutluluk duyar, kimseyi de takmam, laf ederler ya kız mı bu diye, istediğinizi söyleyin *
O kadar uğraş, evlen, ev kur, eşyalar al. Kız çalışıyorsa şahane, en azından maddi giderler paylaşılabilir. Tabi kızdan para koparabilirsen. Evlenmeden önce yıllarca süren arkadaşlık, hediyeler, vakit ayırmalar... Evlenmeden, hatta hamile bırakmadan askere gidersek kız evde ne yapacak veya yalnız mı kalacak? Yalnız kalması daha berbat, asosyalleşecek, devamlı ailesiyle vakit geçirse evhamlılıktan garipleşecek. Muhtemelen askere gitmeden önce sadece sevgilisiyle görüştüğünden ve arkadaşı olmadığından bir anda arkadaş edinemeyecek ve sıkılıp sıkılıp erkeklere saldıracak. Zaten çağrılan erkek benim gibi dünden razı sevişmeye, döndüğünüzde kızı sağ bulursanız şükredin derim. Kısacası kız sıkıldı mı bize göre her durumda iş zaten boka saracak, bu sebeple hamile bırakıp askere gitmek çok mantıklı, hamileyim diye gezer durur kızlarla bebek muhabbeti yapar aylarca, tüm bu fasfatadan kurtuluruz, geldiğinizde doğurmuş olursa direk çocuk bakımı seviyesiyle başlarsınız bu iğrenç oyuna. Tabi ben bu mantıkla evlenmeyi bile düşünemiyorum, daha çooook para kazanmam lazım.
Yalan değil mi o kalpten bağlar, aşk, sevgi vs. Sıcak davranıyor diye karşıdakine sevgi yumağı diye davranın bakalım neler yaşayacaksınız. Bunları tattıktan sonra ne kaplten baği ne sevgi, ne aşk, hiçbirini istemez oldum.
Şu hayatta insanlara ne iyilik yaptıysam hepsi boşa çıktı, öbür dünya da umurumda değil bir süredir. Öbür dünya var mı yok mu belli değil, ne yapayım yani. Gidip cinayet filan işlemem yani o kadar da değil. Üzerime gelirlerse kavga ederim ama. Yakın arkadaşımdır dediğim kişinin 3 gün sonra çıkarsız hiçbir şey yapmadığını görüyorum.
Bir süredir güvendiğim 2, 3 kişi dışındaki hiç kimseye çıkarsız iş yapmıyorum. Hani sokakta bir yer soran olur, ona cevaplarım ama daha fazlasını yapmam, hep zararlı çıktım. Yok yaşlı yer ver, yok düşkün bunu yap, sonra üzerimize çıkıyorlar. Bir de bakmışsın yaşı belli olmayan orta yaşlı insanlar minibüste hakkınızda pis pis konuşuyorlar, artık yok arkadaş, bahane bulup kurtulun. Görün bunları. Aile kurmak için de bir eşe güvenmek lazım. Böyle bir güveni kimsede bulamadım.
Bir ara 2 hafta bir ilişkim olduydu da ihtiyaçtandı. Hiç bir anlamı yoktu, ona da açık açık söyledim ama karşıdaki tutturunca insan dayanamıyor. Sonra neyse ki daha görüşmedik, kapandı o iş. Yaş da 27, düşünün yani, bu insanlar niye bu kadar çok aile kuruyor, aklım almıyor, hatta sanırım bu durum orta okuldan beri devam ediyor bende çünkü insanların neden sevgili edindiklerini hiç anlayamadım. Her zaman ters geldi. Yani aşktan, sevgiden hiç anlamam, karşıdaki nasıl davranıyorsa ona göre davranırım.
Yalnız kalmak zor sayılır ama pek kötü değil, 2 senedir yalnız yaşıyorum ve kendimce uğraşlar bularak boş zamanlarımı değerlendiriyorum, bahsettiğim 2 arkadaştan da fikir alıyorum. Gayet yeterli. Sevişme için de ihtiyacım olunca masaj salonlarına akarım artık, arada insan çok kötü hissediyor yani. Ancak tanımadık insanla sevişmek de baya pis oluyor, söylemek lazım.
Bir süredir güvendiğim 2, 3 kişi dışındaki hiç kimseye çıkarsız iş yapmıyorum. Hani sokakta bir yer soran olur, ona cevaplarım ama daha fazlasını yapmam, hep zararlı çıktım. Yok yaşlı yer ver, yok düşkün bunu yap, sonra üzerimize çıkıyorlar. Bir de bakmışsın yaşı belli olmayan orta yaşlı insanlar minibüste hakkınızda pis pis konuşuyorlar, artık yok arkadaş, bahane bulup kurtulun. Görün bunları. Aile kurmak için de bir eşe güvenmek lazım. Böyle bir güveni kimsede bulamadım.
Bir ara 2 hafta bir ilişkim olduydu da ihtiyaçtandı. Hiç bir anlamı yoktu, ona da açık açık söyledim ama karşıdaki tutturunca insan dayanamıyor. Sonra neyse ki daha görüşmedik, kapandı o iş. Yaş da 27, düşünün yani, bu insanlar niye bu kadar çok aile kuruyor, aklım almıyor, hatta sanırım bu durum orta okuldan beri devam ediyor bende çünkü insanların neden sevgili edindiklerini hiç anlayamadım. Her zaman ters geldi. Yani aşktan, sevgiden hiç anlamam, karşıdaki nasıl davranıyorsa ona göre davranırım.
Yalnız kalmak zor sayılır ama pek kötü değil, 2 senedir yalnız yaşıyorum ve kendimce uğraşlar bularak boş zamanlarımı değerlendiriyorum, bahsettiğim 2 arkadaştan da fikir alıyorum. Gayet yeterli. Sevişme için de ihtiyacım olunca masaj salonlarına akarım artık, arada insan çok kötü hissediyor yani. Ancak tanımadık insanla sevişmek de baya pis oluyor, söylemek lazım.
Elbette fitness çok güzel birşey, vüdunuzu düzeltmek veya dinç tutmak için önemli. Ancak, kendinizi kaslanarak mı koruyacaksınız? Yüzünüze bir yumruk yiyip çantanızı kaptıklarında veya daha kötü şeyler olduğunda ne yapabilirsiniz ki? Bir savunma sporuna neden gitmiyorsunuz? Gittiğim aikido kursunda katılım gerçekten az. Hele hele kadınlarda çok az. Sadece 2 küçük kız geliyor. Çocukları özellikle de kızları küçüklükten savunma sporlarına göndermek kendine güveni de arttırarak, güzel bir fiziğin de oluşmasını sağlayacak. Kondisyon da şahane olacak. Herhangi bir saldırıda da hiç zorlanmadan saldıranların üstesinden gelecek.
Herşeye bahane bulan, canı tatlı, el üstünde tutulup duran kadınlarımızın da askerlik yapmaları şarttır. Onların fiziklerine uygun bir program hazırlanır ve yaptırılır. Böylece spor yapmayı öğrenecek, zorluklara karşı gelmeyi öğrenecekler, kendilerine güvenleri de artacak. Yoksa her yerde bu tembel, sadece çocuk yapan, rahatını düşünen kadınları göreceksiniz.
Ben bir tanesiyle bir saat kadar muhabbet ettikten sonra koşa koşa uzaklaştım. Önce normal konuşuyordu, sonra dinin hayatındaki en önemli şey olduğundan bahsetti, ardından da kolyeyi gözüme sokarak, din! benim varoluş sebebim! dedi. Sonra da babasından bahsetti, ne kadar kudretli, muhteşem bir insan olduğunu söyledi, fotoğraflarını da gösterdikten sonra, aşırı sosyetik olduğunu, bebekten çıkmadığını, deli gibi parası olduğunu söyledi.