bugün

entry'ler (23)

uludağ sözlük aktivite arkadaşı aranıyor ilanları

ankara ile dahil olduğum veritabanı. yalnızım sözlük, geçici arkadaşlıklar kuruyorum. bilkent senfoni konserinden, müze gezilerine, tiyatrodan, ekşi kitap zirvelerine katılabiliriz. hadi bakalım yeşillendirin.

ali babacan ın gökçek yerine abb adayı olması

muharrem ince iddiası. https://twitter.com/vekil...status/420505132183220225

gökçek yerine babacan aday olabilirmiş.

iki uçlu bipolar bozukluk

(bkz: bipolar bozukluk)

galaxy s4 un teneke olduğu gerçeği

iphone'un kibrit kutusuna benzediği gerçeğini değiştirmez.

justin bieber

resmen benim de içinde olduğum birçok geyin sevişmek istediği çocuk.

ne mutlu türküm diyene

hep duyduğum ama anlamlandıramadığım söz. e tamam da niye?

portable usb charger

https://eksisozluk.com/entry/39496930

android de şarjın çabuk bitmesi

FAKiR SORUNU. alın bi portable usb charger, olsun bitsin gençler.

uludağ sözlük

hoş bi yer gibi. dur bakalım. daha önce de yazmış ancak çok kısa sürelerde uçurulmuştum. hatırladığım kadarıyla din eleştirileri sebebiyleydi. ama sakin olun. ekşi'den de aynı sebeple, aynı entry'lerle uçurulmuştum. neyse işte. uludağ'da bir haftayı geçmedi yazarlığım. göremedim, tanıyamadım. geçen ay da ekşi'de çaylağa düşünce, 1 ay lanet bitimini beklemek için burada yazar oldum. açıldı ekşi yazarlığım ama bura hakkında yazılanları okuduğumda bi takip edesim geldi açıkçası. devam edeyim, bakalım nasıl bir yer. sıcak mıcak diyorlar. görücez.

adlt ve qlqınma prtisi s s

akp'nin açılımı. zihinler ergense isim de öyle olsun.

cem uzan prison shock

cem uzan'a hapis şoku'nun ingilizcesi. ekşi'den arakladım.

hem ibne hem dinsiz

chpli mhpli olmayan über insan. liberal kendisi. ama öyle böyle değil. pür liberal. kendi liberalizm teorisini yazıyor. sikimsonik liboşlarla filan işi olmaz. kemalistle, dinciyle, milliyetçiyle hiç olmaz. adamın dibi, liberalin dibi, zekinin dibi.

hem ibne hem dinsiz

YENi YAZAR. hoş geldi. sefalar getirdi. uludağ sözlük'teki 3. hesabı. ekşi sözlük yazarı aynı zamanda. şu an çaylaklığa düşürüldü. rasyonel perspektif nick'i orda. ekşi'de de 4. hesabı. bahsi geçen 5 diğer hesap uçurulmuştur. ayrıca ihlsozluk'ten 20 dakika içerisinde uçurularak rekoru elinde bulundurmaktadır. inci sözlük'ten bile 3 kere uçurularak kayda geçmiştir. süper insan kendisi. keyifle takip ediyoruz.

aldatılmak

"aldatılmak.. bir günlüğün ilk sayfasının ilk kelimesi olması ne kötü.. heyecanla ve keyifle alınan günlüğün ilk kelimesi beni saatlerce ağlatan kelime.
peki aldatılmak neden kötüdür? aptal yerine konduğun için mi, kaybetme korkusundan mı, sevdiğin halde terk etmen gerektiğinden mi? neden için ezilir? hangi duygu bu kadar kötü hissettirebilir ki? ben aldatıldım. yalanlarla, adamlarla, oyunlarla aldatıldım. uzun süredir yaşadığım en acı his. gururunu kırıyor, sevgini yaralıyor, seni ondan soğutuyor, bir yandan da yakıyor. çok sıcak bir cam bardağı buzlu suyla doldurmak gibi. ne kadar sıcaktıysa, o kadar zarar veriyor bardağa. delip geçiyor, kırıyor, paramparça ediyor kalbini.
çok üzülüyorum ben. ağlamam durmuyor. hiçbir şeyden keyif almaz hale geldim. okulum, şehrim, arkadaşlarım, yeni dersler, yeni insanlar, hiçbir şey tad vermiyor. hiçbir şey heyecanlandırmıyor beni. içim buz gibi. ölü bakışlarla dolaşıyorum e trafta. bira, dost mjuhabbeti, yeni bir parfüm kokusu, güzel bir defter, okunması gereken bir kitap... anlamsız geliyor her şey. hiçbir şey dokunmaya değer değil.
birine onun dokunması, onun bunu arzulamış olması, ona zarar vermeleri olasılığı üzüyor beni. beni aptal yerine koyması, gururumu hiç düşünmemiş olması acı veriyor bana.
aldatılmak. ilk kelimesi bir günlüğün. acı verici. tek açıklaması bu. son sözcüğü bir günün. aldatılmak."

eşcinsel evlilik hakkı

aslında gerici bir adım olan evlenmenin simgesel değeri nedeniyle değer görmüş olması sayesinde içinde bulunduğu öneri, talep. evlilik, ataerkil toplum yapısının bir dayatması olarak var olmuş olmasına rağmen günümüzde simgesel bir değeri vardır. ayrıca devlet denen kurumlarda hayatımızı sürdürdüğümüz için evlilik gerçekleştirmiş çiftlere bu devlet hak ve ayrıcalık tanıma yetkisine sahiptir. bu yüzden eşcinseller de evlilik hakkı istemektedir. artık "eşcinsel evlilik" kavramı, kendine has bir değer kazanmış olup özgürlüğün ve özgürlükçülüğün simgesi haline gelmiştir. kısaca geçmişini ve üzerine düşüncelerimi de şöyle özetleyeyim: eşcinsel birliktelik kavramı, dünya literatürüne 1989 yılında girdi. medeni birliktelik adıyla, danimarka’da, eşcinsel çiftlere yasal birliktelik yolu açıldı. 2001’de ise hollanda’da “evlilik” adıyla resmen birlikte olmalarına izin verildi. bugünkü dünyada 12 ülkede, amerika ve meksika’nın toplam 9 eyaletinde eşcinsel evlilik serbestken; 20 ülkede ve avustralya, meksika, amerika ve venezuela’nın toplam 17 eyaletinde medeni birliktelik adıyla yasallaştırılabiliyor. bunların yanında, 50’ye yakın ülke ve 20 kadar eyalette halen eşcinsel evlilik tartışmaları sürüyor. diğer taraftan ise türkiye gibi geri kalmış ülkelerde de, bir bakan çıkıp “bu hastalıktır, tedavi edilmelidir.” diyebiliyor. neyse ki arap yarımadasında ya da afrika’da değiliz. zira orda birçok ülkede ölüm cezasından para cezasına uzanan bir yelpazede eşcinsellik cezalandırılabiliyor. peki, eşcinsel evliliğe izin verilmeli midir, verilmemeli midir? bu soruyu yanıtlamak için de ensest evlilik tartışmasında sorguladığımız gibi öncelikle devletin ne olduğunu sorgulamamız gerekiyor. devlet, bireylerin tek tek yapamayacağı şeyleri yapmak için para toplayıp bunları bir kuruma yaptırması, kendine bir hizmetkâr yaratmasıyla ortaya çıkmıştır. devlet, benim hizmetkârımdır. devletin başkalarının hakkını korumayı amaçlayan kısıtlamalardan fazlasını yapması meşru değildir. kim, nasıl, hangi hakla “hayır, siz ikiniz de erkeksiniz. siz evlenemezsiniz!” diyebilir? devlet kısıtlayamaz, ya bireyler? bu yaz amerika’daydım ve televizyonda her gün eşcinsel evlilik ve eşcinsellerin askerlik durumları tartışılıyordu. hatrımda kalan en mantıklı konuşma şuydu: eşcinsel evlilik karşıtı bir papaz, “ben eşcinsel evliliğe karşıyım.” dedi. karşısında bulunan insan hakları savunucusuysa cevaben, “eşcinsel evliliğe karşıysan, bir erkekle evlenmezsin, olur biter.” dedi. evet, çok doğru. eğer eşcinsel evliliğe karşıysanız, hemcinsinizle evlenmeyin, ama hepsi bu kadar. beni kısıtlamaya kimsenin hakkı yok. buna cevaben çocukların eşcinsel çiftleri görmesinin olumsuz olacağını ve devletin ve toplumun bu çocukları korumak için eşcinsel evliliği sınırlandırabileceğini söyleyenler oluyor. burda, eşcinselliğin ‘özentiyle’ ortaya çıkmayacağını, genetik faktörlerin etkisini açıklamayacağım. hamaset nutukları atmayı bilenler, birkaç sözcüğü google’layarak bunların tamamına erişebilir. ben diğer taraftan bakarak, tartışma boyutunda birkaç şey söylemek istiyorum. eşcinsellik artık bilinmez bir şey zaten değildir. çocuklarının etkilenmesini istemeyen aileler başta interneti, ardından televizyonu, ve gazeteleri çocuklarına yasaklamalıdırlar. ayrıca eşcinsellik de yasal suç değil türkiye’de, bunun suça dönüşmesi ve cezalandırılması için çalışmalıdırlar; zira birçok yerde iki erkek/iki kadın el ele gezebiliyor. diğer taraftan ise tüm bunları yapmaktansa, çocuğuna cinsel yönelimlerden bahsedebilir, çocuğun empoze edilen toplumsal olgulara zıt bir manzarayla karşılaşmasını engelleyebilirler. eşcinselliği, çocuğun gözünde normalleştirirlerse, çocuk da psikolojik bunalım yaşamayacak, bocalamayacak, özenmeyecektir. eğer gerçekten eşcinselse bunu kendinden utanmadan söyleyebilecek; heteroseksüelse, eşcinsel dostları olabilecektir.

12 cm pipiye large demek

romeo'da denk geldiğim hede. large demişsin bari fotosunu koyma. koyuyorsun bari small'u işaretle. ya da hiç işaretleme.

gelmiş geçmiş en büyük 5 bilim adamı

bilim dünyasında devrim yaratmış kişilerin listesidir.

(bkz: albert einstein)
(bkz: isaac newton)
(bkz: nikola tesla)
(bkz: johann karl friedrich gauss)
(bkz: charles darwin)

fazıl say ın japon piyaniste verdiği tarihi ayar

http://alkislarlayasiyoru...pon-piyaniste-ayar-vermek

amadeus filminde mozart'ın salieri'nin eline vermesini andıran olay.

http://www.youtube.com/watch?v=-ciFTP_KRy4

çok sevmek

katlanmaktir cok sevmek. kavgaya, gurultuye, yalanlara, belki aldatilmaya..

yeminler etmektir, sozler vermektir. bazilarini tutamayacagini bile bile.. affetmektir yeminini bozani. tekrar tekrar guvenmektir ona. cok sevmek, hem cesurluk hem korkakliktir.

ezilmektir. seni azarlamasina katlanmak, herkesin ortasinda kucuk dusurse bile unutmaktir. bazen bu konuda patlasan da, bir saat sonra pisman olmaktir.

guvenememektir cok sevmek. hep gitmesinden korkmaktir. kaybetme korkusuyla yanip tutusmaktir.

cok sevmek, guvenmektir. olesiye guvenmek.. seni aldatmis olsa da, cok aci cektirmis olsa da onun gozlerine inanmak, tekrar yapmayacagini bilmektir. askin atesinin her kotu aniyi yakmasini beklemektir.

affetmektir. defalarca sozunu bozsa da, seni uzse, cok kirsa da 'git' diyememektir.

'kal' diyebilmektir cok sevmek. icten ice gitmek istedigine inansan da ona muhtac oldugunu gosterebilmektir.

cok sevmek, pisman olmaktir. ayrilmayi, ona dair esyalari yok etmeyi dusunmekten utanmaktir. soyledigin sozlerden pisman olmak, zamani geri cevirebilmek icin anlamsizca tanriya yakarmaktir.

cok sevmek, iliklerie kadar hissettigin bir duygu, gozlerinden akan tane tane yaslardir..

akp iktidarı altında türkiye ekonomisi

tartışmalı bir konu.

evet efendim. akp iktidarı altında türkiye ekonomisi nasıl gelişti/değişti? geçmiş 90 yıla kıyasla büyüme hızlarında nasıl değişim oldu/oldu mu? hangi sektörler nasıl etkilendi? imf politikalarıyla ilişki ne oldu?

bu soruların cevaplarını refet gürkaynak hocamızın bilkent'te verdiği şu mini konferansta bulabilirsiniz: http://video.bilkent.edu....s_listing.php?series_id=5