bugün

entry'ler (275)

xavier dolan

samimi olup olamadığını anlayamadığım über yetenekli kişi.

samimiyetten kastım şu bir proje mi değil mi? onu merak ediyorum. ancak ne olursa olsun bir yönetmen aday adayı olarak yaptıklarına çok büyük hayranlık duyup, çok büyük saygı besliyorum kendisine. 19 yaşında ilk filmini çekip sayısız ödül kazanarak, 25 yaşında 4 uzun metrajlı film yapmak ve onlarca ödül almak kolay bir iş değil.

helal olsun demek dışında bir şey yapamıyorum. ama bir gün seni yeneceğim xavier dolan.

hakan çalhanoğlu

milli takımda olmayı en fazla hak eden üç isimden biri olmasına rağmen kadroda kendine yer bulamayan önü açık, taş gibi genç futbolcu.

bang bang

büyük şarkı, çok büyük şarkı. çok güzel.

çeşit çeşit versiyonları olsa da dalida'nın söylediği versiyonu şahsen en güzel ve en büyük versiyonudur. her gün mutlaka dinlerim, öyle güzel, öyle leziz şarkı..

pek yakında

hakkında bu kadar çok karalama ve kötüleme yapıldığını bir türlü anlayamadığım film.

cem yılmaz ülkenin en komik adamıydı ama şimdi sinemacı olmak istiyor. adam çok kaliteli bir film yapmış ancak biz ülke olarak en güzel yaptığımız şeyi yaparak hak ettiği değeri veremiyoruz.

vizyona girdikten ikinci veya üçüncü gününde gittim. yorumların ardından rezalet bir film bekliyordum ancak tam tersine çok iyi bir filmle karşılaştım. yapılan kötü yorumların çoğu haksızlık ve coca cola'nın adamları mı yaptırıyor bu yorumları anlam veremiyorum.

göndermeleri, hikayesi, kurgusuyla, oyunculuğu, yönetmenliği, sanat yönetmenliği, her şeyiyle nefis bir film. cem yılmaz'a bir kez daha hayran kaldım. gönül isterdi ki cem yılmaz markası, pepsi markası altına girmeden bir film yapsın ama o da aynı zamanda iyi bir tüccar sanırım.

her şey çok güzel olacak filminin ardından en sevdiğim cem yılmaz filmi, mazhar alanson'un şarkılarıyla da bir başka güzel olmuş film. ayrıca sırf pahalı-kıymetli arasındaki farkı gösterdiği için mi bile sabaha kadar dilenebilirim.

komik film değil kaliteli ve iyi film. türk sinemasının son yıllardaki en kaliteli işi diyerek bitiririm..

tolga karel

yaprak dökümü'nde oynadığı karakterden dolayı mı bilemiyorum ancak kendisi ile ilgili ön yargılarımı yıkmış kişi. güzel adammış ki, adada dışlanan bir isim. kendisini daha önce hiç sevmiyor olmama rağmen, favorim oldu. tribüne oynamıyor, duruşunu hiç bozmadı ve sinsi değil. dik dursun eğilmesin. güzel adam.

serenay aktaş

93 doğumlu olduğununa inanamadım. oyunlarda fena değil, karakter olarak da en iyilerinden biri olarak göze çarpıyor survivor adasında. bazen çok tatlı, çok güzel olurken bazen antipatik kraliçesi -tabi bir sahra değil- öyle değişik hoş bir kadın işte. bir de futbolcu olmasından kaynaklanıyor sanırım çok hırslı bir arkadaş.

sözlük yazarlarının favori filmleri

fight club, remember me, green mile, her şey çok güzel olacak, beş şehir, milyon dolarlık bebek, love story, ağır roman, forrest gump, sil baştan, leon, truman show, titanic, sweet november, psycho gibi filmler geldi aklıma. liste uzun ama ilk aklıma gelen bunlar, sıralama yapamadım her haliyle.

yalnızlık barcelona da kaleci olmaktır

bu sene bahsedilemeyecek olan durum.

ben de özledim

Yayından kalkması beni şaşırtmayan dizi.

Burak Aksak OT dergisi için düzenlediği söyleyişi de, yeni dizi için fazla zaman bulamadıklarını, karakterlerin oturmadığını söylemişti.

Ben de Özledim dizisi bu ekipten daha iyisi çıkacağını bildiğimiz için mi yoksa gerçekten vasat bir dizi olduğu için mi hayal kırıklığına uğradık bilemiyorum. Ama eksik giden bir şeyler vardı. Kendilerini oynayan karakterlerin, Leyla ile Mecnun'daki karakterlere bağlanması bunun en büyük göstergesi oldu. Karakterlerin tam oturmaması, bazı güzel sahnelerinde önüne geçmiş oldu.

Güzel ama yeteneksiz Sera Tokdemir, tam oturmayan karakterler, komedi klişelere karşı olup klişelere kaçılması, leyla ile mecnun karakterlerine dönülmesi gibi bazı sorunlar yüzünden dizinin bitmesi sürpriz olmadı. Burak Aksak başta olmak üzere ekibin yeni projelerini bekleyeceğiz artık..

sera tokdemir

kendisini kanıt dizisinden tanıyordum, o zaman çok güzeldi. o gittikten sonra diziyi izlemeyi bırakmıştım hatta. daha sonra yüksek giriş adlı dizisinde yeni saç modeli ile gördüm, yine güzeldi. şimdi ise ben de özledim dizisi ekibine katılmış. oyunculuğunu umarım burada gösterir.

twitter'da filan konuştuk, güzel olduğu kadar çok şeker kendisi. 1981 doğumlu olduğuna ve bir çocuk annesi olduğuna hala inanamıyorum. ama çok seviyorum be aşığım. bunu okuyorsa bilsin ki TY benim. buralar şimdilik dutluk ama daha sonra çok dolacak.

sözlük yazarlarının şu an okuduğu kitaplar

hepsini yazmayı üşendim ama yeri farklı olanlar arasında;

oğuz atay - tutunamayanlar.
emrah serbes - hikayem paramparça
emrah serbes - erken kaybedenler

harry kewell

bugün doğum günü olan ve kalbimizde yeri büyük, çok büyük olan futbolcu. turuncu formanın en çok yakıştığı adam. ayrıca bana şimdi neredeler köşesi için şunları yazdırmıştır;

"Bazı kadınlar vardır. Unmadık anlarda yeniden hatırlanır.
Akla gelmesi için hiç bir şeye gerek yoktur, bir anda aklına gelir insanın.
Bazı eski sevgililer vardır ve onlar da çoğu kez hatırlanır.
Bir müzik dinlediğinde, bir film izlediğinde, klişelerle dolu bir aşk sahnesinde akıllara gelir.
Ve futbolu bu kadar seven bizler için ise bazı futbolcular vardır ki, tıpkı bazı kadınlar ve eski sevgililer gibi akla gelir.
Youtube'de bir video izlediğim zaman, sağ tarafta önerilen videolarda Harry Kewell'ı görmek..
Harry Kewell'ı hatırlamanın en güzel yolu sanırım..

iyi futbolcu sadece topa iyi vuran futbolcu mu demektir?
Bazı futbolcular saha içindeki katkısı kadar, saha dışında verdiği katkılarla da önemlidir.
2008'in 5 Haziran günü Galatasaray, Harry Kewell ile 2 yıllık sözleşme imzaladığında herkes bu transferin ne kadar iyi transfer olduğunu biliyordu.
Avustralyalı yıldız Galatasaray'a geldiği zaman bazıları geçirdiği sakatlıklardan sonra ne kadar iyi olabileceğini düşündü.
Birde Leeds olayı vardı ki sormayın gitsin.
Leeds maçından dolayı Kewell'i istemeyen taraftarlarımız da vardı; Galatasaray'a geldiği için tepki gösteren ingilizler de vardı.
Kewell kendi internet sitesinden bir mektup yayınladı. Leeds forması giydiği dönemde ölen 2 taraftarın acısını hala yaşadığını ancak bu yüzden Galatasaray'ı suçlamanın yanlış olacağını söylüyordu.
ve Liverpool'da giydiği 7 numarayı değil, Leeds'de giydiği 19 numarayı giymek istemişti Galatasaray forması altında..
2 yıllık sözleşme imzaladıktan sonra "Kendimi yeniden kanıtlamak istiyorum.Bunun en güzel yolu da Galatasaray gibi bir kulüpte oynamak. Yeni takımımla sahaya çıkmak için sabırsızım ve gözümü ileriye çevirdim, yapacağım yeni şeyler var." diyen Kewell'ın Galatasaray macerası başlamış oldu.

Galatasaray formasını ilk kez oyuna sonradan dahil olarak giydiği Türkiye Süper Kupası maçında 1 gol, 1 asist yaparak maçın 2-1 bitmesini sağlamış sol kanat oyuncusu tıpkı Didier Drogba gibi başlamıştır kariyerine.
Top her ayağına geldiğinde "merak etmeyin, bu topun her şeyini bilirim." havasını veren Kewell, ikinci baharını yaşamaya başlamıştır.
Galatasaray tribünlerinin en çok sevdiği isim olan Kewell, sokakta top oynayan çocukların "abi ben Harry Kewell'im" dediği futbolcu olmuştur.
UEFA kupasında oynadığı futbolla kendini izleyenleri bir kez daha mest eden Kewell, birde Hamburg maçında stoper oynuyor ki sormayın. Hiç kimse unutamaz o maçı.
Tabii ondan önce bir golü var ki; "ne 89'a, ne 91'e tam 90'a" dediğim takdirde hatırlanıp, yüzlerin gülümsediği.
Galatasaray kaptanın ortalıkta gözükmediği belki her genç ve bekar insan gibi sevgilisinin ya da sinema salonlarında gezdiği sıralarda bile takımı motive eden Kewell, artık bu takımın en önemli isimlerinden biri oluyordu, olmuştu.
19 numarayı Lorik Cana'ya veren Kewell, bundan sonra 99 numarayı giyecekti. Kendisine önerilen daha yüksek maaşı kabul etmeyip, daha az paraya Galatasaray'da oynamak istemesi, bazı şeyleri gösteriyordu.
Galatasaray forması altında beklenenden verdiği fazla katkı, kendisine bonservis bedeli ödenmemiş olduğunu hatırladığımız zaman, ne güzel transfer olduğunu hatırlıyoruz kendisinin.
Süper Lig'de diğer takım taraftarlarını bile heyecanlandıran Kewell, UEFA maçlarında daha iyi oynama alışkanlığını her seferinde devam ettiriyordu.
Karpaty Lviv maçı vardır ki hiç sormayın. Hani 2-0 geriye düştüğümüz şu maç. Orada dağılan takıma moral vermeyi, "vazgeçtiğinde yenilirsiniz" demeyi yapan yine Kewell'dı.
Baros'a yaptığı 2 asist ile maçın 2-2 bitmesinde en büyük payı olan Kewell..
O maçın rövanşını ise hiç sormayın..
Ama bu maçtan hatırlanabilecek en güzel an; "Santra yapacak Kewell'ın takım kaptanımız eli belinde beklerken, arkadaşlarına dönüp, alkışlayarak, moral vermeye çalışmasıdır. O kare hiç unutulmaz, unutulmayacak.."

Gün gelir.. 31 Mayıs 2011 olur..
Galatasaray ile sözleşmesi biten Harry Kewell takımdan ayrılır.
Galatasaray tribünlerinin Milan Baros ile her maç sonunda tezahüratlar yaptığı, çok sevdiği Kewell için artık ayrılık vakti gelmiştir.
Turuncu formayı sevdiren, turuncu formanın en çok yakıştığı adam artık yoktur..
Ülkesine gider. Melbourne Victory takımında forma giyer daha sonra Katar macerası yaşar ama pek uzun sürmez 4 maça çıkar ve ülkesine yeniden döner.
Melbourne Heart takımına yani Victory'nin ezeli rakibine transfer olur.
Orada alacağı para ise bu endüstriyel futbol için komik paradır, 48 Bin dolar.
Burada kimlerin hak etmeden neler kazandığını düşünürsek, sırf o karakteri için bile bu para azdır.
Kredi filan çeksek, toplansak, biz ödesek paranı da geri gelsen be Kewell..

Turuncu formanın en çok yakıştığı adam Harry Kewell, öyle bir futbolcudur ki, eski sevgili gibi bir anda akla gelir insanın.
Ama iyi anılarla andığınız, unutamadığınız bir eski sevgili gibi.
Daddy Cool böyledir, hatırlanır, özlenir.
Ne olursa olsun, sana destek veren o Galatasaray tribünlerinin bir isteği varsa o da seninle yollarımızın bir gün yeniden kesişmesidir..
Belki teknik heyete dahil olur, belki Scout görevini üstlenir, belki sırf tribünde oturma görevi bile verilebilir, sadece tribünde otursun, saha içindeyken olduğu gibi "tribünde Kewell var beyler, rahat olun." diyebilelim.
Galatasaray forması altında 91 maça çıkıp, 35 gol ve 20 asist ile oynayan Harry Kewell'i unutursak kalbimiz kurusun..
Kendisinin de dediği gibi "O Harry Kewell.. Galatasaraylı Harry Kewell.."

çok özlüyoruz çok, iyi ki doğdun kewell.

gecenin şarkısı

tarkan - firuze

ntv spor smart

NTV Spor ve D-Smart'ın birleşerek oluşturduğu yeni spor kanalı, gelecek sezonda euroleague ve la liga maçlarını yayınlayacak olan D-Smart kanalı.

tam metin.
http://www.turkfutbol.com/detay.asp?id=10134

veysel giley

ultrAslan kurucularından, yeni genel koordinatörü.

20 dakika

bazı hatalarına rağmen izlenebilecek ender türk yapımlarından biridir, böyle farklı bir yapımların olması en azından mutlu ediyor, izlenebilir bir yapım.

wesley sneijder

Akhisar maçında "ben var ya, ben ne anasının gözüyüm." mesajını verip, Drogba ile can yakacağını belirtmiş futbolcudur.

tebrik etmek gerek maşallah, ligin en kalitesi iki topçusundan biridir, diğeri ise drogba'dır zaten.

felipe melo de carvalho

kesinlikle troll futbolcu, bugün attığı tweet ile güldürdü. Akhisar maçında yine onu aradık, onun önemini anlamak için sanırım onun sezon sonunda gitmesi gerekiyor, benim için yeri ayrı futbolculardan biri olacak.

semih kaya

soyadı gibi kaya gibidir, sadece futbolculuğu değil, karakter olarak büyüktür, umarım hep böyle kalır.

Akhisar maçında gekas'a yaptığı gereksiz faul ve sarı kartını umarım tekrarlamaz.

dany nounkeu

Akhisar maçında Akhisar takımının en sürpriz oyuncularından biriydi, nazar olur umarım bu. Ayrıca kendi yarı sahamızda attığı rövaşata neydi öyle? Topu uzaklaştırmak için zıpladı, bir daha zıpladı, çok garipti, seviyorum da kendileri ama bir şey yolunda gitmiyor gibi.