bugün

entry'ler (585)

biraz pop biraz sezen

Albümü dağıtan şirket DMC'nin verilerine göre ilk haftadan satış rekoru kıran albüm.

Ayrıca her Sezen şarkısı gibi demlendikçe, dinlendikçe güzelleşen şarkıları barındıran albüm.

biraz pop biraz sezen

17 Ocak itibariyle iTunes'ten yayınlanmış albüm. Diğer mecralara birkaç gün içinde gelecek. Sezen jübilesini yaptı. Hepsi birbirinden değerli, kıymetli 16 şarkı daha bıraktı bize. Kıymetini bileceğimiz, üzülüp eğleneceğimiz, kendi deyimiyle hayatın kendisi gibi bir albüm olur inşallah. Hayırlı olsun.

biraz pop biraz sezen

kapağı yayınlanan ve 14 ocakta çıkması beklenen albüm.

kapak, gülümse albümünün kapağı üzerinden tasarlanmış. küt saçlar, arkaya verilen kızıl renk, yazı fontu vs.

sanırım modern gülümse geliyor.

kapak için:

görsel

biraz pop biraz sezen

sezen aksu'nun uzun bir aradan sonra çıkaracağı 2017 model albümünün ismi.

içinde 16 şarkı olduğundan ve bir şakının soner sarıkabadayı imzalı olduğundan bahsediliyor. yıllardır murathan mungan, yelda karataş, meral okay gibi isimlerin şarkılarını seslendiren sezen aksu için bu albümde genç bir ismin şarkısını seslendirecek olması, sanırım yine gençlere verdiği büyük destekten kaynaklanıyor.

albüm, 2016 aralıkta beklenirken sanıyorum ki onno tunç'a bir selam göndermek adına onno'nun ölüm yıldönümü olan 14 Ocak'ta çıkarılacak. üstelik içinde onno tunç'un yayımlanmamış bestelerine söz yazıldığı da konuşuluyor.

şimdiye kadar türk pop müziğini tek başına sırtlanmış, ekolünde onlarca sanatçı yetiştirmiş sezen aksu'nun bu jübile albümü hepimize ilaç gibi gelecek.

edit: soner sarıkabadayı şarkısı iptal. yerine sözlerini onurr'un yazdığı "günaydın memur bey" adlı şarkı olacak.

26 ekim 2016 doğu illerinde internet kesintisi

gaziantep'i rezil eden kesinti.

gün boyunca türk telekom, turkcell, vodafone ve diğer servis sağlayıcıları internet hizmeti sağlayamadığı için şehirde hayat durma noktasına gelmiştir.

bankalarda işlem yapılamamış, atm'lerden para çekilememiş, pos cihazları çalışmamış ve sadece nakit para akışı sağlanabilmiştir.

sezen aksu

kasım ayında yeni albümü çıkacak olan sanatçı.

antakya

tarih ve kültür meraklısı olarak uzun araştırmalar sonucunda gittiğim, yapılabilecek her şeyi yaptığım ancak doldurulamamış tuhaf bir hisle döndüğüm şehir.

öncelikle hatay'a 4 gün ayırdım ve 2 günü bu şehirde geçti. ilk gün harbiye'deydim. ikinci gün eski antakya, st. pierre, habib-i neccar ve çevresindeki kiliseler, şehir merkezindeki tüm enstantaneler. sabahtan geceye kadar.

3. gün samandağ (titus tüneli, vakıflı köyü, çevlik plajı, hz. musa ağacı vs.), son gün de iskenderun.

öncelikle bu toprakların tuhaf bir büyüsü olduğunun farkındayım. ayak bastıktan sonra kesinlikle sıradan türkiye izlenimi almıyorsunuz. suriye etkisi altında, binlerce yıllık geçmişin heybetini barındıran bir ortadoğu şehri burası. ülkedeki 60 ile giden biri olarak ve kendi kulvarındaki (mardin, gaziantep gibi) şehirlere defalarca gitmiş biri olarak şunu söylemeliyim ki, o şehirlerden çok farklı bir lezzeti ve büyüsü olmasına rağmen onlar kadar etkilenmediğim şehir olmuştur.

bunda şehri yönetenlerin payı var mı bilemeyeceğim ama, harbiye'de yediğiniz yemekte lezzet kalmamış. fastfood ürünü gibi tüketim odaklı bir sistem kurulmuş. şehirde çevreyolu haricinde yol yok. geri kalan tamamen oyuklarla dolu tarla görünümlü asfalt. üstelik şehir merkezinde en çok dikkatimi çeken şey, merkezî yerlerde trafik ışıkları yok! tam bir karmaşa. herkes kafasına göre.

şehri ikiye bölen asi nehri, cazibe merkezi olacağına çöplük ve pislik yuvası olmuş. tam bir rezillik. ayakkabıcılar çarşısı ve çevresindeki eski çarşı sanki hâlâ bin yıl önceye hizmet veriyor. bu iyi mi kötü mü anlayamadım.

şehrin her tarafı harabe görünümünde. yeni binalar bile antakya'ya yakışmamış o derece. primemall gibi alışveriş merkezleri de bu yüzden sanki eğreti durmuş.

evet, şehre asıl anlam veren şey yemekleri. bu kültüre asla lafım yok ama bu da artık sanki evlerde yaşatılıyor gibi. meşhur denecek yerler, yukarıda da belirttiğim gibi fastfood tarzına geçmişler. tam bir hayal kırıklığı.

kozmopolit kültürüne de diyecek yok. hıristiyanların müslümanlarla, türklerin araplarla ve diğer kimliklerin iç içe bu kadar güzel yaşamaları çok hoş. sizi etkileyen en büyük tarafı da bu zaten.

ama bir şeyler eksik kalmış burada. zaman durmuş gibi. şehrin tadı, tuzu eksik. mardin'de her kareye aşık olan ben, burada vay be dediğim bir an bile yaşayamadım.

hatta samandağ'ı, antakya'dan çok daha etkileyici buldum diyebilirim.

antakya günümüzde halep'ten, lazkiye'den çok çok geri kalmış. kıyaslayabileceğim şehir bunlar olabilir çünkü kültürel yakınlıkları çok fazla. türkiye'de bu konseptte dediğim gibi fazla il yok.

özetle, kendimi yer yer yabancı hissettiğim, binlerce yıllık tarihinden gerekli lezzeti alamadığım, gerekli hizmeti göremeyen şehir.

ama siz yine de bana güvenmeyin. gidin, kendiniz gezin, görün. belki benim tutturamadığım o frekansı siz yakalarsınız.

koton

markalar için hangi kitleye hitap ettiği çok önemlidir. lcw deyince aklınızda bir kitle canlanırken; mavi, zara deyince başka bir tüketici grup muhakkak canlanır.

ancak koton böyle değildir. arada kalmıştır ve orta skaladadır. bu durum da marka kimliğine oldukça zarar vermektedir. çünkü aynı marka hem dar gelirliler için pahalı hem üst gelir grubu için ucuzdur. ortada kaldığı için de işletme stratejilerini gözden geçirmeleri gerekmektedir.

spinning

bir saatte 1024 kcal yakmamı sağlayan spor.

tek başına yapmanın ciddi anlamda zor olduğu, spor salonunda ve sizi iyi gazlayacak bir eğitmenle yapılmasının daha faydalı olduğu etkinlik.

özellikle yağ yakımını hızlandırdığı için uzun vadede karnın incelmesine büyük katkı sağlıyor. zaten bu sporu düzenli yapanlar için neredeyse başka egzersize gerek kalmıyor.

5 eylül 2016 tsk ypg çatışması

sınırımızda açılan ateşle 1 askerimizin şehit olduğu iddia edilen çatışma.

olay eğer ciddiyse ypg'nin el bab, menbic ve kobani'de artık tsk ile çarpışacağını gösterir.

kaynak: http://tr.sputniknews.com...sk-ypg-catisma-asker.html

sözlük yazarlarının itirafları

yıldım artık yıldım, tükendim.

genç yaşta zor yollardan geçtim. hâliyle psikolojim de çok yıprandı. depresyonlardan kurtuldum derken, panik atak kaldı yanımda. 5 yıldır canının estiği her yerde patlayıveriyor. o kadar antidepresan, o kadar psikoterapi... bitmedi, bitmiyor.

bünyem kaldırmıyor artık. kalbim, beynim patlayacak gibi. üstelik o kadar alıştım ki sadece oturup geçmesini bekliyorum. yani her seferinde "kalp krizi geçiriyorum." diyerek hastaneye kaldırılan hastalardan da değilim. ama artık dayanamıyorum. kaç kez ama kaç kez ölümü yaşattı bu hastalık bana.

fizyolojik bir şey olsaydı ve zor bir ameliyatla hâlledilseydi, çoktan bıçak altına yatmıştım. ama öyle bir şey ki ne tahlili var ne tedavisi. evet, tedavi yöntemleri var ancak çok uzun sürmesi gerekiyor ve bu sefer de maddiyat izin vermiyor.

boşlukta gibiyim. çok gerginim. tükendim.

14 ağustos ekşisözlüğün 2 saat servis dışı kalması

(bkz: #33670750)

sözlük yazarlarının itirafları

bugün basit ama hayatımda çok büyük etkisi olan bir olay yaşadım sözlük.

bilenler bilir. genellikle güney bölgeler kendi salçasını kendisi yapar. bir de adana'da yaşayınca bu artık mecburiyet oluyor. annem tutturdu salça yapacağım, biber alayım diye. çok sıcak olduğundan sabah 9'da biber pazarına gittik. yaklaşık 250 kilo biber aldık ve arabayla 9 çuval biberi 2 posta hâlinde kapının önüne yığdık.

böyle durumlarda mahalledeki kadınlar toplanır akşama kadar birbirlerine yardımcı olurlar. annem de her komşuya biber temizliğine gitmiş. 6 kadın var. ama biber çok fazla. bir komşu da maddî durumu kötü olan bir kadını önermiş anneme. "o da gelsin, hem parasını da verirsin." demiş.

kadınlar geldi, saatlerce kapının önünde biber temizlediler. üstlerine duvardan duvara çarşaf gerdik gölge olsun diye. ben içeride klimalı evde yiyip içip yatıyorum. ara sıra onlara soğuk su götürüyorum. neyse, sabah 10'dan akşam 6'ya kadar biber temizledi bunlar. kadınlar gitti. ama hepsi pert. sıcaktan kan ter içinde kalmışlar. biberin çekimi ve kurutmak için serilmesi aşamasında yine ben devreye girdim.

bu arada gelelim asıl olaya. yardıma gelen kadın işi bitince önce hiçbir şey demeden gitmiş. yani para bile istememiş. annem de zorlamış "emek verdin o kadar. hakkımız geçmesin." diye. kadın 8 saat boyunca, güneşin altında o kadar emeğe ne istemiş biliyor musunuz? 5 lira. evet sadece 5 lira. akşama kadar onca rezilliğe 5 lira.

bu benim gibi günde starbucks'larda white chocolate mocca'lara en az 10,25 lira veren birinin yüzüne tokat gibi çarpıverdi. zaten her şeyde vicdan muhasebesi yapan ben, kocası olmayan ve çocuklarına bakmak zorunda olan bir kadının o durumunda bile gururlu olmasına, üstelik aldığı o cüzzî miktara bile sevinmesine içim parçalandı.

hayat işte. benim harcarken miktarını bilmediğim bir para, kiminin cüzdanında sıkı sıkı sakladığı ekmek parasına dönüşebiliyor. evet daha doğarken eşit başlamıyor bu yarış. bunu biliyorum. ancak zaten büyük acıların yaşandığı bu dünyada böyle küçücük meblağlar için de insanlar üzülmesin be kardeşim! 5 liranın da derdine düşmesin artık insanlar. alın artık omuzlarından bu yükü. evlerine ekmek götürememenin ezikliğini yaşatmayın bu insanlara.

ilk başta kendi hayatımı düzene koyarak başlayacağım buna. çünkü eminim benim de çok parmağım var bu adaletsizlikte. umarım, bir yerlerde birilerinin ferahlamasına vesile olur.

24 kasım 2015 suriye de düşen uçak

son 4 yıldır oldukça kötü yönetilen bir dış politika,

buna bağlı olarak kazanılan bir sürü düşman,

anganjman kurallarının siyasî duruma göre kullanılması

ve daima kriz, daima savaş naraları...

1 kasım 2015 türkiye erken genel seçimi

2011 yerel seçimleriyle (akp ve chp kanadında) birebir aynı sonuçlanan seçimdir.

akp: ahmet davutoğlu'nun akp'yi çöküş döneminde devralarak yeniden zirveye çıkarması akplileri bile şaşırtmış durumda. akp'ye blok hâlinde oy gitmesinin sebebi akp'nin başarısından ziyade muhalefetin de içinde olduğu "sindirilememiş" hükümetsizlik. başkentin merkezinde patlayan bombayı, büyükşehirlerde cirit atan terör örgütü militanlarını halkımız tahmin edilenden farklı okumuş. ciddi manada büyük bir başarı grafiği yakaladı akp. özetle pozitif.

chp: 7 hazirandan beri en ılımlı politikayı yapan parti. hafif oy artışının sebebi de bu politikaları olmuştur. etliye sütlüye dokunmayan bir siyaset anlayışı güttü bu seçimde chp. keskin ve ayrıştırıcı üslup yerine gayet kucaklayıcı bir tavır hakimdi. chp'nin geçmiş dönemlerine göre en ılımlı siyaset son 4 ayda yapıldı. kılıçdaroğlu bu seçimde galibiyeti ve yenilgiyi aynı anda yaşıyor. kısaca nötr.

hdp: saldırılar sebebiyle olağanüstü koşullarda seçime girdiler. oy profili olarak sosyal demokrat tabandan genelde, kürt vatandaşlarımızdan da yerelde yoğun oy aldılar. bu seçimde oyları akp-chp arasında bölündü. (ağırlıklı olarak ap'ye geçti seçmeni.) geçirgenlik oranı en yüksek partidir aynı zamanda. geneldeki sosyal demokratlar da yereldeki kürtler de oyunu chp veya akp'ye kolaylıkla verebilir. kemik tabanı %6,5 civarındadır. seçime hazırlık sadece "barış" teması üzerinden yapıldı. doğal olarak parti programlarını bu seçimde açıklamadılar. (veya açıklayamamış da olabilirler) özetle negatif.

mhp: seçimin açık ara kaybeden partisidir. eleştirdikleri ve muhattap dahi almadıkları parti, mhp'den 18 fazla milletvekili çıkarmıştır. ilk kez türkiye seçim haritasında mhp yer almamıştır. (devlet bahçeli'nin kendi memleketi osmaniye dahil.) bunda bahçeli'nin "tek adamlık" politikasının bariz payı olmuştur. bu politika aynı zamanda akp'nin ani sıçramasına da katkı sağlamıştır. (özellikle iç anadolu'daki seçmenler için) siyasî skala olarak ilk kez milliyetçi türklerin oy verdiği parti olan mhp, milliyetçi kürtlerin de oy verdiği ve oluşum olarak reddettiği parti olan hdp'nin bariz bir şekilde altında kalmıştır. bunda parti programlarının çözüme yönelik olmayışı, bahçeli'nin hükümet kurmaktan yana olmayan tavrı ve genel merkezle taban arasında yaşanan uyuşmazlık gibi nedenlerin payı büyüktür. seçmenin "bahçeli" sebebiyle mhp'ye oy vermediği daha net ortaya çıkarsa, istifa mhp açısından gayet yerinde olacaktır. kısaca negatif.

not: oy verdiğim partinin mecliste karşılığı yoktur.

10 ekim 2015 ankara barış mitinginde patlama

sözlerin hiçbir tesiri olmadığı şu dakikalarda belki bu size çoğu şeyi daha iyi anlatacaktır:

https://www.youtube.com/watch?v=eS0mL93Z5e8

6 eylül 2015 dağlıca pkk saldırısı

bende artık söz tükendi.

acıyla büyüdük, yine acı, yine acı...

çoğumuz şu anda en fazla "şehit sayısının yarattığı infialden" etkileneceğiz.

ama ateş düştüğü yeri yakacak yine.

ne için, kim için?

nolur biri bana anlatsın. benim aklım almıyor çünkü.

neden ve ne için can verdi benim kardeşlerim?

niçin?

diyebileceğim tek şey şu ki:

"memet,
kendini de
bizi de
dünyayı da
affet"

hamile kadınların seksi bulunması sorunsalı

yazım kurallarına hakim olmakla cehalet arasında ters orantı vardır. yani genellikle dile önem verip doğru okumaya, yazmaya çalışan insanlar kültür seviyesi yüksek ve gelişime açık kişilerdir.

dolayısıyla,

"sexi, sorunsal, birde, giyiyorlarya, içten" gibi sözcüklerin aynı cümlede kullanıldığı bir beyanın fazla da ciddiye alınmaması gerekir.

bu da başarısız bir başlık deneyimi olarak tarihin tozlu sayfalarına gömülür.

gecenin şarkısı

rahatı kaçan ağaç - sezen aksu

https://www.youtube.com/watch?v=P8fgafvv9F4

rahatı, huzuru yerinde olan var mı ki?

sözlük yazarlarının idolleri

(bkz: sezen aksu)