bugün

entry'ler (35)

festiwallturk

dünyada amatör ve amatör ruha sahip olarak faaliyet gösteren müzisyenlerin ve grupların kendilerini ülkemizde tanıtmalarına imkan vermek amacıyla meydana gelen güzel oluşum. festival süresince belirlenecek takvim doğrultusunda dünya müziklerini tanıtan seminerler,sergiler,konserler ve çeşitli etkinlikler düzenlenmesi planlanıp, festival süresince gezi ve tanıtımlar ile yabancı ülkelerden gelecek olan müzisyenlerin ülkelerini tanıtıcı görsel,işitsel dökümanları festival süresince kendilerine ayrılan alanlarda sergilenecek,ülkemize ait folklorik ve kültürel dökümanlarımız ile gelen yabancı konuklarımız bilgilendirilmesi amaçlanmaktadır.

http://www.festiwallturk.com/

gençlik otobüsü

bu yıl 4.sü düzenlenecek olan organizasyon - bir avrupa projesi!-. mcd gençlik kulübü tarafından yürütülen ve ön eleme toplantısına katılma şerefine nail olduğum güzel bir oluşum. birden fazla basamaktan oluşan eleme sisteminin ardından 80 kişinin ( 18 - 28 yaş arası ) iki farklı avrupa rotasından birine ( her bir rotada 14 ülke ) ya da her ikisine gitmesine yardımcı olan, daha doğrusu bunu tamamen sağlayan bir oluşum. konaklamalar - yol masrafları - vize işlemleri ( hizmet pasaport yetkisi eğer belediyelerden alınmazsa ) hepsi dernek tarafından karşılanıyor ve size avrupa'da ülkenizi tanıtmak kalıyor.

duyan-katılan-katılmayı düşşünen herkesi heyecanladıran güzel bir iş yapmış adamlar.

( bilgilendirme toplantısında engelliler için mavi kapak projesi'nin mimarı nedim bey'le tanıştırmaları ise gerçekten güzeldi )

gençlik otobüsü, mcd gençlik derneği'nin projelerinden yalnızca biri. bir diğeri için;
(bkz: 1 engelliyle 1 gün)
adamlar güzel şeyler yapıyor, bakıp takip etmekte fayda var.

http://www.mcd-genclik.com/
https://www.facebook.com/genclikotobusu
https://www.facebook.com/mcdgenclikkulubu

izleyicinin bu dizi hiç bitmesin istediği diziler

(bkz: flashforward) - insan bir iki bölüm daha yapar da finaliyle adam gibi bitirir.
(bkz: avrupa yakası) - doyduk ama devam etseydi iyiydi.
(bkz: çemberimde gül oya)
(bkz: heroes) - gerçi muallaktaymış, bakarsın devam eder.

august rush

sıkıntılı anlarda izlenilesi masal tadında güzel bi film. müziklerin filmle muhteşem bi şekilde iç içe geçtiği nadir filmlerden. insanda müzik arzusu uyandırmakta.

vanilla sky

tom cruise ve cameron diaz'ın başrollerini paylaştığı 2001 yapımı son derece kafa karıştırıcı, zorlayıcı ve bir o kadar da güzel olan film. tom cruise'un en iyi filmlerinden biri olmakla birlikte ( ki çok fazla olduğu söylenemez bence ) müzikleri de harikadır.izlenmeli , izletilmelidir.

ayrıca rihanna'nın umbrella şarkısını coverlamış ve ölümüne güldüren bir klip çekmiş italyan bir grubun ismidir de.

sözel bölüm öğrencisi olmak

her zaman en küçük sınıflarda , 10 kişiyi aşmayan mevcutlarla okumuş öğrencilerdir.

türkçe karşılığı varken kullanılan sözcükler

event - etkinlik

les serment des limbes

kızıl nehirlerden sonraki en iyi jean christophe grange romanı.klasikleşen grange romanlarının aksine roman tam bir polisiye havasında.satanizm ve ölüme yakın deneyim hakkında geniş bilgiler içeren romanda kişiler ve olaylar muhteşem bir şekilde kurgulanmış. ana karakterin "ruhban okulu mezunu katolik bir polis" olması ve bununla birlikte gelen derin hristiyan muhabbeti başlarda sıksa da kitaptan hiçbir şey götürmüyor.

le concile de pierre

jean-christophe grange'n diğer kitapları arasında vasat kalmasına rağmen okumaya değen güzel bir romanı. ayrıntılara diğer romanlarında olduğu gibi fazlasıyla önem vermiş.okurken insanı heyecanlandıran , meraklandıran, oha lan dedirten ama bitirdiğinde bu ne biçim son amk dedirten bir kitap.sonuç olarak iyi bir roman alınız okuyunuz.

ayrıca roman guillaume nicloux tarafından sinemaya uyarlanmıştır.başrollerinde monica belluci, moritz bleibtreu, catherine deneuve ve sami bouajila gibi isimleri barındırmaktadır.

unutulmaz dizi replikleri

hepimiz kendi gen havuzumuzun kurbanlarıyız ama seninkine biri işemiş olmalı.
(bkz: fringe)
(bkz: walter bishop)

bir insanın moralini bozan şeyler

* 5 mesaj alındı yazısını görüp heyecanlanıp, bir şevkle tamam'a bastıktan sonra hepsinin operatörden geldiğini görmek.

*dolapta bulduğun dondurma kabını açmak ( kaşığı önceden hazırlamıştım bile ) ve içinde biber kızartması bulmak.

*bim'den aldığın fındık ezmesinin eve gelince aslında fıstık ezmesi ( hemi de yer fıstığı ) olduğunu farketmek.

*baba kişisinin online oyunlara takıntılı hale gelip saatlerce bilgisayarı meşgul etmesi ve bunun parasını ben veriyorum lan pezevenk bakışları atması.

*limonlu diye yediğin koca bir kaşık salatanın sirkeli çıkması.

*misafir geldi diye odanın zaptedilip, küçük çocuklarca her bir köşesinin darma duman edildikten sonra gecesinde yatağında uyuya kalmaları.

*bilmemkaçyüz mb'lık dosyanın inmesine ramak kalmışken internetin gitmesi, elektriklerin kesilmesi, bilgisayarın sıcaktan kapanması ya da ev halkından birinin kablolara takılması.

tarihteki unutulmaz ayarlar

barış manço fransa'da bir canlı yayına konuktur ve sunucu sürekli türklerle ve barış manço'yla dalga geçmektedir. barbar , vahşi, işte türk değil mi gibi şeyler söylemesine rağmen barış manço fazla ses çıkarmamaktadır. en son barış manço dayanamaz ve sunucuya yanında kağıt para olup olmadığını sorar. sunucu şaşırsa da barış manço'nun ısrarı üzerine cebindeki paraları verir. barış manço sırayla paralarda fotoğrafları olan kişilerin kim olduğunu sorar.sunucunun ise verdiği cevaplar hep aynıdır ; general , amiral , komutan vs. tüm bunlardan sonra barış manço cebindeki türk paralarını çıkarır." bu parada fotoğrafı olan kişi mehmet akif ersoy'dur ve şairdir , bu fotoğraftaki kişi fatih sultan mehmet'tir ve adaletin sembolüdür , bu fotoğraftaki kişi mevlana'dır ve düşünürdür , bu fotoğraftaki kişi ise yurtta barış dünyada barış sözünü söyleyen atatürk'tür." der. sonra sunucuya dönerek " biz türkler medeni , barışçı insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına şairlerimizin , düşünürlerimizin , bilimadamlarımızın fotoğraflarını bastık , siz fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!" der. sonrasında canlı yayın kesilir spiker görevinden alınır başka bir sunucuyla yayın devam eder ve türklerden özür dilenir.

sabah olunca bilgisayarın sempatisini kaybetmesi

genellikle sabah uyuyup gece oturan insanların başına gelen çok önemli bir sorundur.eline kahveni almış gece gece oturup sözlüğe yazmaktasındır ya da filmini , dizini izleyip bi yandan cipsini götürmektesindir. gökyüzünün karanlık olması bi çok açıdan işine yaramakta olup ( ekranın parlamaması , film izlerken ki sinemavari hava vs. gibi ) dışardaki sessizlik de işine gelmektedir. güneş yavaş yavaş doğmaya başlar ve tüm hevesin kaçar. önce odandaki karanlık özelliğini yitirir sonra önce otobüsler geçmeye başlar ardından simitçiler.. alt komşunun henüz zekası gelişmemiş çocuğu da uyanmış televizyonu son ses açmıştır bile. neyse işte o an tüm albenisini yitirir bilgisayar. bir an önce kapatıp yatağına gömülüp uyumak istersin seslerden kaçıp.

teknosa

görevlilerin sattıkları maldan bihaber oldukları , müşteriye öküz gibi davrandıkları , tek işlemcili bilgisayarı çift işlemcili sanarak satan çalışanlara sahip kurum.

(bkz: teknosa mağdurları)

liam

stephen frears’ın 2000 yapımı , marcello mastroianni ödülü gibi birçok ödüle layık görülmüş filmi.1900’lü yılların başında liverpool’un depresyon ve yıkım günlerinde baskının , işsizliğin, sefaletin korkunç şeklini bir çocuğun gözünden anlatıyor.izlenesi güzel bi film.

burn

redbull'a para yetmeyince alınandır. gerçi artık redbull'dan daha güzel gelmektedir kendileri. kutusu falan daha bi karizmadır.

eroinle dans

sürükleyici ve akıcı olmasına rağmen hiçbir özelliği olmayan canan tan kitabı.

skee ball

küçük ama ağır bir topu çelik tümseklere doğru fırlatıyorsun. yolda hızlanan top tümsekte havalanıp deliklere giriyor puan kazanıyorsun ya da geri tepiyor. her neyse öyle bi oyun işte. vardı bi zamanlar biz çocukken.. how i met your mother'da da 5. sezonun bilmem kaçıncı bölümünde geçmekte olup, marshall'a " big fudge " lakabını kazandırmış olan oyun.

lakros

küçük, sert bir plastik topun , ucunda file bulunan uzun sopalarla taşınarak karşı tarafın kalesine gol atmayı hedefleyen bir spor dalıdır. kategoriye göre oyuncu sayısı değişiklik gösterse de genellikle 12'dir. kanada'nın ulusal sporu olarak da kabul edilmektedir.

cree

kanada'da konuşulan yerli diller arasında en yaygın olanı.