bugün

varoş

Arada kalanların yaşadığı yerdir.Şehirli olabilmek ya da en azından şehirden pay alabilmek umudu ile bulundukları köy ya da kasabada 'falan hanım' ve filan bey iken yeni yurtlarında hanımlıktan ve beylikten uzak muameleye maruz kalanlardır.
Yurt değiştirmek sanki çok kolaymış gibi bu uyum sağlama aşamasında saçma bir aşağılanma görürler.insanlar evlerini değiştirdiklerinde bile mahalleye,komşularına alışmaları uzunca bir zaman alırken onların 40-50 yıllık ata-dede topraklarından ayrılıp büyükşehire adım atar atmaz adapte olabilmeleri beklenir.Geldikleri yerlerdeki tüm sıfatları bir anda silinmiştir,işsizlikle boğuşurlar ve kendi sosyal çevrelerinin doğal olarak kendi kurallarını yaratırlar.Tuh kaka diye atılıverirler ve hemen evlerini yıkmaktan söz eder birtakım beyzadeler.Devlet şehre uyumları için uğraşacağına şehirden uzaklaşmalarını ister.Ancak mesela Armutlu'da etrafı Etiler,Emirgan..vs gibi lüks semtlerle çevrili,yolun hemen altında baraka misali bir evde temizlikten gelmiş kadın ve aylardır iş arayan erkeğin şöyle bir başını yukarı kaldırıp da gördüğü manzara karşısında neden hırslandığını anlayamaz.'Gelmesinler kardeşim' der,ama bizzat kendisi yağız delikanlı döneminde gelmiştir büyükşehire.Yaşadıkları sosyolojik,ekonomik ve de psikolojik sorunlar saçma karşılanır.Şöyle bir şehrin içine girelim deseler 'apaçiler indi' denir.Hadi bunlar sosyoloji..vs bilmezler ama hiç mi Orhan Kemal okumamıştır diye düşünesi gelir insanın.
Varoşta yaşayanın bir ömür boyu orada yaşaması beklenir,ya da 'köyüne geri dönmesi'..iki üç fabrika daha kuralım,üretimi arttırmanın çarelerine bakalım,bunlar işçi sınıfına dahil olsun,sosyalleşsinler ,şehir hayatına katılıp kentli olabilme yolunda sağlam adımlar atabilsinler denmez de seçimden seçime sokaklarında elinde yardım paketleri ile yürürken çamurlanmış ayakkabısına zoom yapan kameraya bakarak 'işsizlik azalacak' denir.