bugün

the blue lagoon

izlediğim ilk romantik film. tahminen dört-beş yaşlarındaydım. geçenlerde izlemiştik eski kız arkadaşımla. o zamanlar eski değildi tabi.

harikadır efendim. adada geçen zaman, cinselliği keşfedişleri, kavgaları, sevişmeleri...

hep aklıma gelmiştir. neyse ki kız taş gibi bir hatun, oğlan da dalyan gibi yakışıkı bir erkek oluyor. düşünsenize ergenlikten sonra tipsizleştilerini. adada ömür mü geçer lan. hep aynı hep aynı. bide tipsiz..