bugün

alkolün zararları

size başımdan geçen bir anımı anlatayım. zararlarını içinden bularak çekin alın..

iki arkadaş. ben ve türker...
zaman: toy evreler.

keyfimize düşkün insanlardık o zamanları. hayattaki varolma nedenleri üzerinde durmadığımız günlerdi. karı-kız-alkol-seks kare asını oluşturmaya çalışırdık her daim. gençliğe ilk adım attığımız günler yani.
yine böyle günlerden birinde "hadi içelim" dedik. hesapta ikişer bira atacaktık ve türkerlerde kalacaktık...

ben: selamın aleykum şener abi. 4 tane bira alalım
şener abi: tabii.. olm ne yapacaksınız lan 4 tane birayı. dişinizi mi fırçalayacaksınız
türker: yok abi,uykuluk onlar. uyumadan önce içelim dedik.
şener abi: gelin lan gelin,içeriz burda bende muhabbet edecek adam arıyordum,tam zamanında geldiniz
ben: iyi madem...

oturduk ,muhabbet içmek derken baktık bunlar bize yetmeyecek...

şener abi: hani lan uykunuz gelmedi. ehe ehehe.. neyse bize gidelim,yengeniz annesinde,bende de jack var,hiç açılmadı daha. onu devirelim bari...

neyse gittik şener abilere. güya hafiften içip zıbarıp yatacaktık ama şener abi bi katalizör endamıyla bize verdi gazı,çekildi aradan... ikişer biranın üzerine bi şişeyi viskiyi de devirince biz maymun gibi olduk zaten. (şener abiye selamlar... amına koyim şener abi)

ben: hadi lan gidelim türker
şener abi: beyler ben sizi bırakayım arabayla,çıkmayın böyle
türker: yok abijim biz gidiereiss
şener abi: olm götüreyim işte...
türker: cıx. giderisss
şener abi: iyi sittirin gidin..

neyse çıktık dışarı,sigara yakacaz,yalnız çakmakları unutmuşum şener abinin evinde. geri de dönemiyoruz. çok uzaklaştığımız için değil. eğer dönersek yön duygumuzu kaybedecez,kimbilir kimin evine girmeye çalışacaz diye. saat kaç onu da bilmiyoruz. görmüyoruz ki. yalnız şener abinin evine giderken geceyarısı 01:00 civarı idi. bak onu hatırlıyorum. dışarda in cin top oynuyor. açık yer yok. neyse aldık ağzımıza sigarayı öle salak salak yürüyoruz. sonra karşımıza 3 adet genç çıktı

türker: şşştt pşt gel gelll...

gençler gelir;

türker: ateş var mı genjlerrr (dili dönmüyo tabii,yazamıyorumda şimdi)
gençler: yok abi
ben:lan bu saatte ne işiniz var o zaman dışarda (ne alakaysa artık)
türker: sittiieerin laynn o zaman. amuğagovueeerraaa

gençler götüm götüm gider. bizde ufak ufak yola devam ederken bi ekip yanımıza yanaşır...

memur: gençler götürelim sizi
türker: yokkk. bizzzz giderrisss (herif kitlendi,bacakları kopsa "bırakın ben giderim" diyecek)
ben: ateş var mı abi
memur: biz kullanmıyoruz
türker: o zaman iyi akşaaemlar memur pey

yola devam ederken (hala yanmayan sigaralar ağzımızda) önümüzü 5-6 kişi kesiverdi. ben ateş istediğimiz o üç gençten birisini tanıyıverdim...

gençler: siz az önce niye küfür ettiniz lan mına koyim
ben: küfür mü? kim etti? (kolpa)
türker:sieeeaa lan muğaa....

derken bitanesi türkere çaktı. türker götünün üstüne oturdu. bitanesi de bana salladı,ben geri çekilirken ayağım kaydı,zaten denge unsurunu saatler önce kaybetmişim,ben de löpp diye oturdum götün üstüne. sonra bana vurmadılar nasıl olsa düştü diye. yalnız türker kalkmaya çalışırken azıcık onu hırpaladılar. lan kalkmaya çalışıyorum ama kalkamıyorum ki. neyse bunlar küfür ede ede gitti. bizde üstümüzü başımızı silkeleyerek kalktık. sanki dayağı yiyen biz değilmişiz gibi yolumuza devam etmeye başladıktan 5-10 dakika sonra türkerin kafa şarj etmeye başladı. herhalde zamanla oksijen beynine ulaşmaya başlayınca düşünme yetisini tekrar kazandı...

türker birden "loaaynn demin bu muğaagovuklarım dövdü mü bizi loaynn.." diye kükredi.

anasını satayım bende gaza geldim bende bağırmaya başladım. türker gitti,yanımızda ki inşaata girdi. ben kemeri çıkardım bu da iki tane kalas kapmış inşaattan,koşarak geldi yanıma tekini bana verdi.bi elimde kalas diğerinde kemer deli danalar gibi koşmaya çalışıyoruz. çalışıyoruz çünkü koşamıyoruz...
baktım karşıda köfteci amca var. bulunduğumuz bölgede üniversite öğrencileri olduğu için,gece alkolden sonra midesi kazınanlara,el arabasında köfte ekmek yapıyo bey amca. zaten o saatte de bi tek o vardır herhalde. ben elimde kalas ve kemeri unutaraktan ateş istemek için köfteciye doğru yöneldim. ama ağzımda sigara yok, onu da sonra farkettim. amca önde beni, arkada türkeri öyle görünce,başladı kaçmaya. "lan dur gitme" demeye kalmadan baktım 3 tane genç... aha dedim bu gençler bizi hırpalayan gençler. bi yandan da türkere bağırıyom koş lan koş,buldum mına koyim diye. gençlerden sesler bağırışmalar geliyor "abi biz değiliz biz değiliz" gibi bişeyler diyorlar ama o esnada tabii beyin idrak etmiyor. kalası tam kaldırdım, bi baktım iki tanesi kız. tabii ben uzaktan hepsini erkek görüyorum,seçemediğim için cinsiyet ayırımı yapamadım. bunlar değilmiş lan derken bi baktık türkerin eve gelmişiz.
binbir zorlukla eve girdikten sonra kafayı yastığa koyduk.. o esnada sabah ezanı okunmaya başladı. velhasıl ondan sonrası mide bulantısı,kusma,dönme gibi etaplarla geçti.

dipnot: bazı bölümler eksik ya da birbirinden bağımsızmış gibi gözükebilir. hatırlayabildiklerimizi birleştirip bunları çıkarabilmiştik zamanında...

sonuç: götünüzle içmeyin. şişede durduğu gibi durmuyor.