bugün

lozan

bu akşam devlet tiyatroları cevahir sahnesi'nde prömiyeri yapılmış, mehmet baydur'un LOZAN Gün Gece / Oyun Ölüm, Kuşluk Zamanı adlı kitabından uyarlanan oyun.

ne dersin azizimin kadrosunu görünce büyük bir beklentiyle oyuna gittim ama tek kelimeyle tekdüze. Ancak öyle diyaloglar barındırıyorki bazı gerçeklerin kafamıza kafamıza inmesi açısından her türk vatandaşının izlemesi elzem. Müzikleri de unutmamak gerek. tiyatro müzikleri konusunda usta olan aynı zamanda diş hekimi olan Nurettin Özşuca müzik becerisini bu oyunda da konuşturmuş,özellikle kontrabas hayran bırakıcı bir etki yaratıyor.

isminden de anlaşıldığı gibi lozan barış antlaşması sürecini anlatıyor. Eh bu sürecin başrolü kimde tabiki ismet paşa.

Atatürk, Lozan Konferansı için bana karşı daha ciddi tavır almaya başladı. Lozan'a senin gitmen lazımdır, şeklinde konuştu. Cevap olarak hükümet var, Hariciye Vekili var, vazife de onundur, dedim. Hariciye Vekili de seni istiyor, dedi. Hakikaten konferansa gitmeye hiç niyetim yok. Olmaz dedim, istemiyorum dedim.

iSMET iNÖNÜ'NÜN HATIRALARI BÜYÜK ZAFERDEN SONRA MUDANYA MÜTAREKESi VE LOZAN ANTLAŞMASI

Buraya kadar her şey normal ancak günlüğünden anlaşılacağı gibi görüşmeye Gitmekte gayet isteksiz davrananismet inönü oyunda yere göğe sığdırılamamış yahu. burada oyunun yazarı mehmet baydurun payı büyük olmakla birlikte yönetmen mahmut gökgözün de etkisi yadsınamaz. masaya vurulan yumruklardan tutun da sigarasını yaktırmasına kadar birçok abartı hareket görmek mümkün. Bunlar gerçekten olmuş mudur tiyatronun abartılı anlatımı mı denmelidir, muglak doğrusu.

Tekdüze...

ismet inönü inatçıdır oyunun anafikri bu. ismet paşa otel odasında arkadaşlarıyla her yalnız kalışında "inatçıyım değil mi inatçıyım inatçıyım" tarzında repliklerle bunu beynimize bir güzel kazıyor. oyun süresi 2 saati geçiyor ve bu süreç boyunca oyuna eklenen tek mizah unsuru rus delegenin türk atasözlerini yarı türkçe yarı rusça söylemesi oluyor. dolayısıyla oyun tekdüze olmaktan kurtulamıyor. burada şunu da sorgulamak gerekir; bu oyunda daha fazla mizah unsuru anafikiri gölgede bırakır mıydı, buna gerek var mıydı? üzgünüm ama burada resmen anafikir ismet paşa'nın inatçı mizacı. bırakın da gölgede kalsın,biraz daha gülmeye ihtiyacımız var.

Buraya kadar olumsuzluklardan bahsettik ancak oyunda bazı diyaloglar varki gerçekten düşündürücü. Örneğin ingiliz delege Lord Curzon ile ismet inönü arasında geçen şu diyaloga bir bakalım:

--spoiler--

Lord Curzon bana dedi ki:

''Konferanstan bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız. Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi makul olduğuna, haklı olduğuna bakmaksızın kabul etmiyorsunz. Hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu kanaate vardıkki, ne reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz. Memleketiniz haraptır. imar etmeyecek misiniz? Bunun için paraya ihtiyacınız olacaktır. Parayı nereden bulacaksınız? Para bugün dünya da bir bende var bir de bu yanımdakinde. Unutmayın, ne reddederseniz hepsi cebimdedir. Nereden para bulacaksınız, Fransızlardan mı?''

Ben, evet, dedim. Curzon sözlerine devam etti:

''Para kimsede yok. Ancak biz verebiliriz. Memnun olmazsak kimden alacaksınız. Harap bir memleketi nasıl kurtaracaksınız? ihtiyaç sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman, bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz.''

Lord Curzon'un bu sözleri kulağımda kalmıştır ve sözünün geçtiği her yerde hatırlamışımdır. Lozan Konferansı olalı 45 sene geçti. Bu sözleri hiçbir zaman unutmadım. Bu 45 sene içinde para almak için müracaat ettiğimiz her yerde bu ihtimalleri görmüşümdür.

Lord Curzon'un sözleri bittiği zaman, kendisine dedim ki: Şimdi meseleleri halledelim, para istemek için gelirsem o zaman gösterirsiniz. Hakikat şudur ki, ikinci Cihan Harbi kapı önünde görününceye kadar mali bakımdan bize kolaylık gösterilmemiştir. Ve Türkiye kendisini kendi alın teri ile tamir ederek ikinci Cihan Harbi'ni idrak etmiştir.

--spoiler--

45 sene oyunda 80 sene olarak telafuz edilmiş. ancak curzon'un bu sözleri ismet paşa'nın da belirttiği üzere dimağlardan silinecek gibi değil.

"ne reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz...ihtiyaç sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman, bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz."

bir başka dikkat çekici konuşma da konferansta türk tercüman olarak bulunan türkiyeli ermeni berç nadiryan ile geçiyor. her türlü anlamak mümkün bu sohbeti.

Nadiryan: Azınlıklar meselesinde...
ismet: O mesele de dallanıp budaklanıyor Berç. Başımıza olmadık çorap örmeye kalkıyor bu herifler. Yıllar sonra soykırım, jenosit diye kalkarlarsa şaşırmayın.
Nadiryan: Orada olup biten soykırım değildi efendim.
Numan: Bunu Berç'in söylemesi ilginç.
Nadiryan: Soykırımdan daha kötü bir şeydi.
(Sessizlik.)
ismet: (Dikkatle Berç'e bakar.) Seni dinliyorum evladım.
Nadiryan: Orada Ermenileri ve Türkleri, Türkler ve Ermeniler öldürdüler. (Sessizlik.) Bu, her şeyden kötüdür efendim. Türkiyeli bir Ermeni için bundan büyük acı yoktur.
ismet: Yarın toplantıda ne diyeceğiz adamlara?
Nadiryan: Böyle bir şey yoktur diyeceğiz,bu bizim içimizdeki mesele.

Memet Baydur, Lozan. 2001 Ankara.

ismet inönü'nun oyunda ve tabiki konferansta sık sık yinelediği bir başka replik de;

"Cevap hakkım saklı tutulmak üzere şimdilik söyleyecek başka bir sözüm yoktur, ileride lüzum hasıl oldukça nazik meselelerde mütehassıslara danışarak konuşacağım."

ve oyun tanıtımından;

--spoiler--

"Kimi zaman barışı korumak ve tesis etmek, savaşmaktan daha meşakkatlidir."
Kurtuluş Savaşı' nın ardından Lozan' da barış görüşmeleri için masaya oturan ismet Paşa' yı savaştan daha güç bir süreç beklemektedir. Önemli olan savaşı kazanmak değil, diğer milletlere bunu kabul ettirtebilmektir.

--spoiler--

Yazan: Memet Baydur
Yöneten: Mahmut Gökgöz
Dekor Tasarım: Serpil Tezcan
Giysi Tasarım: Serpil Tezcan
Işık Tasarım: Serhat Akın
Müzik: Nurettin Özşuca

Yönetmen Yardımcısı: Mürsel Yaylalı

Sahne Amiri: Mehmet Dağlı
Kondüvit: Nil Nuran Tanrıseven
Işık Kumanda: Abdullah Basık



Rol Dağılımı:

Ozan Uçar (ismet), Nışan Şirinyan (numan), Ali ipin (ingiliz) , Mutlu Güney (yunanlı), Umut Demirdelen (fransız), Burak Şentürk (italyan), Şahin Çelik (rus), Hakan Vanlı (amerikalı), Cenk Sözeri (berç), Sinem Sezer (hizmetçi 1), Gülhan Gökçe cenar(hizmetçi 2), Rezzak Aklar (katip 2), Vasıf Koçak (katip 1), Evren Taştimur (katip 3)