bugün

can sikacagi

sözlük okuru olduğu günlerde sözlüğün ayar timinin etkisinde kalıp henüz emeklerken yürüteçe saldıran sevimli kardeş izlenimi bırakmış, internet psikolojisi hakkındaki engin deneyimlerini bir yazarın nick altında sözlükle paylaşmış 6. nesil nobel adayı. 'bak bak görüyo musun hayrullah, nasıl da tespit ettim ama' insanlarına aşinayız gerçi.

(bkz: #5972669)

üşenmeden ve nasıl başarıldıysa sıkılmadan okuduğumuz bu entry den sonda şimdi de farklı bir açıdan bakıyoruz mezuya. öncelikle büyük üstad namık kemal'in ''cevabı -sana ne lan yarram- olabilecek sorularla kimseye yaklaşmayın'' vecizesini hatırlamak gerek. güzel bir orta kesildiğini sanıp ayarı ağlarla buluşturmadan önce karşımıza marco materazzi çıkar mı acaba diye düşünmeliyiz değil mi? bakış açısı işte, neylersin.

''iyi niyetliyim valla, yalanım varsa şu ekmeği yemek nasip olmasın'' dan ziyade, üzerinde master yaptığımız psikolojik deneyimlerle ilgili entry yazarken, bunu bir yazarı örnek verip başlığının altına kusarak değil, o konuda bilimsel ya da sikimsel bir başlık açarak o engin görüşleri aktarmak konusunda neler söyleyebiliriz? hani güzel de diyorsun; 'kendini internete kaptırma, içerde bir ailen var kapı aralığından baksan olmaz mı' falan... cidden güzel şeyler bunlar. apartmanda konu komşudan rica ettik; haftaya bizim evde yapılacak apartman toplantısını bu geceye alalım da bir yandan da seni alkışlayalım diye. ama bir şey gözümüze takıldı; ''abi ben bu sözlüğü hiç ciddi yazmıyorum, genelde kafama göre'' derken, bu eleştirdiğin psikoloji de acaba yazarın aslında sikinde olmayan bir mevzu olabilir mi? bence öyle değil, son derece ciddi yazmış, ama ya sikinde değilse? vermeye kasılan bütün ayara ne olacak o zaman? ben değil, alt komşu perihan abla soruyor bunu, yanlış anlama.

neyse, şimdilik bu kadar, ara ara gelirim ben yine böyle. sakın art niyetliyim sanılmasın; sözlük be kardeşim, hikaye işte.

öperin.