bugün

anneanne

eve girdiğinizde ''geldinmi yavrum'' diye sesleniverir.gelişinizi görmezden gelmesi mümkün değildir.şimdilerde evimizin baş köşesinde oturmaktadır ve varlığı nasıl huzur verendir.kendine has konuşmasıyla uzak akrabalardan bahsetmesi, kim kimle evlenmiş, kim kime kaçmış gibi tüm havadisleri bilinçsizce dinleyeni kırıp geçirerek anlatışı, tv izlerken diziyi oyuncudan daha çok yaşayarak izlemesi her bir adıma bir sonraki sahneye yorum getirmesi senin ''he hee ananem o kadın fettan'' * demenizi beklemesi, köyde yaşadığından beton dört duvar arasında eli kolu bağlı yayılmaya alışık olmadığından yerinde duramaması bulaşık yıkamak için gizliden mutfağa kaçışları yakaladığınızda su içiyorum, git otursana içeri diye attığı fırçası, sonra sen duş aldın üşütürsün mutfakta deyip sizi oturma odasına yollayıp zevkle bileklerini sıvayıp bulaşığı yıkaması, para kesesini bir sebeple çıkardığında size harçlık vermeden kapatamaması yok almam diye kaçınınca siz, parayı yerden alıp alıp size fırlatması, huysuz, halsiz, suratsız, hizmet bekler diye anlatılan yaşlılarla uzaktan yakından ilgisi olmaması sizden daha atak, daha dinç olması merdiven çıkarken yaşlılığına yenilmesi, yüzündeki çizgilerinin dili olsada anlatsa dedirtir yaşanmışlıkları, görmüş geçirmişliklerini ve bir kez daha anlarsınız kırışıkların kıymetini elleri yanakları, öpülesidir.torun olmanın tadıysa tarif edilemez.