bugün

konya

Zorunluluk dolayısıyla bir sene kaldığım yer. Şehirden ziyade binalar ve insanlar topluluğu.

Bir cuma akşamı 1-2 bira içebileceğin doğru dürüst bir pub yok koskocaman yerde. Kulesitede 5m migros var ama alkol satılmıyor. ilk defa alkolsüz migros görmüştüm ki arkadaş söyledi, Kayseri'de de varmış. 5000 yıllık Anadolu irfanı.

Alkölü metro marketten alabilirsiniz ama öyle bir gizlemişler ki alkol kısmını ben fark etmemiştim, dördüncü gidişimde adamın birinin market arabasında alkol görünce arayıp buldum. Arayan bulur belasını *
Yeni Meram tarafında gamsız Muzo var, tekel. Bu yaratıcı isimlendirmeden dolayı mekan sahibini tebrik ediyorum.

Kız arkadaşınız sizi ziyarete gelirse otelde aynı odada kalamazsınız, çünkü absolutely HARAM. Burası bir aile şehri, gece kız arkadaşınızı sikmenize müsade edemeyiz. Bu ahlaksızlığa müsade eden sadece iki istisna var benim bildiğim, Novotel ve Hilton. Gecelik 500 kağıdı gözden çıkarın. Çünkü ahlaksızsınız.

Şehir kütüphanesi haftaiçi sabah 8 - akşam 5 arası çalışıyor, Haftasonları ve tatil günleri kapalı. Sanıyorum iş saati işi gücü bırakıp gelmemiz gerekiyor kütüphaneye.

Haftanın her günü sabah 9 akşam 20 çalışabilirdi en azından. Hadi 9-24'ten vazgeçtim ama şehir kütüphanesinden bahsediyoruz. Hiç değilse bu standardın sağlanması gerekirdi. Bahane de hazır hep. Pandemi.

insanlar sırada araya kaynıyor. Bunu bir sene boyunca sıklıkla yaşadım. Uyarmaktan sıkıldım bir yerden sonra. Buradayken gitmek durumunda kaldığım Isparta ve burdur'un insanları buranınkilerden çok daha iyi göründü bana.

Araçlar sağa sola dönüşte sinyal vermiyor, zank diye dönüyor. Kazasız belasız bu "şehirden" gidebilirsem kendimi şanslı sayarım zira GTA vice city yayalar için bu şehirden daha güvenli olabilir.

Demokrasi kutuya oy atmaktır, medeniyet de bisiklete binmektir. Çünkü bildiğiniz gibi Avrupa'da insanlar bisiklete biniyor. Konya'da da insanlar bisiklete biniyor ama deli gibi sürüyorlar. Bisiklet kazası geçirmeniz muhtemel, dikkatli olun.

şehirdeki 3 Starbucks hep dolu. Yeri geliyor kahve almak için 15 dakika sıra bekliyorsun. Anladığım kadarıyla Konya'da hissetmemek için insanlar starbucksa sığınıyor. Yeni Meram ve Bosna taraflarını tavsiye ederim, biraz daha az Konya'da hissediyorsunuz.

Şehirde çok fazla erkek var ve bu büyük bir problem. Kusura bakmayın ama şehir apış arası kokuyor. Bir akşam yeni meram'da kronotrop'a seğirttik, yemin ediyorum bir erkeğe beş erkek düşüyordu.
Ne yapıp edip bu erkek nüfusunu başka yerlere dağıtmak ve kadın nüfusunu arttırmak gerek yoksa burası böyle olmaya devam eder.

Şehir merkezinde çok fazla mezarlık var. Gerçekten çok fazla. Şehir merkezine bu kadar mezarlık sıkıştırmanın mantığını anlamış değilim. Biri bana ölümün varlığı unutulmasın diye böyle yaptılar dedi, bu efsane doğru mu bilmiyorum ama yerel halk da nasılsa öleceğiz zaten diye yaşamıyormuş gibi duruyor.

Üniversiteliler geldiği zaman şehrin çehresinde hafif bir değişme, güzelleşme oldu. Bu şehirde üniversite okuyanlara üzüldüm diyebilirim, öte yandan onlar da olmasa insan kitlesi daha yavan olurdu.

Üst geçitlerin korkulukları çok alçak ve biraz ağırlık oldu mu hafif sallanıyor. Güvende hissetmiyorsunuz. En azından Bosna ve japon parkı üst geçitlerinde böyle hissettim.

Japon parkı küçük ama güzel bu arada. Bir akşam akyokuş'a çıkabilirsiniz, güzel bir konya panoraması var.

ilçelere şöyle bir değinecek olursak, çok da değinilecek bir şey yok da, şöyle söyleyeyim, kulu ve Cihanbeyli kötü yerler. Mümkün olduğunca uzak durun. Eski PKK'lıları sanırım zamanında buralara sürmüşler, yani yolunuz düştüğü zaman aman aman nereye geldim daha demin evdeydim diye müptezel Samet kafalarına hapsız girebilirsiniz.

Çeltik diye bir ilçe var, 9 bin nüfuslu. Yalıhöyük var, bin nüfuslu. Yani bunların neden ilçe olduğunu bilmiyorum. Bu kadar büyük bir yerin neden tek şehir olduğunu da bilmiyorum.

Bir ucundan bir ucuna trafiksiz dört saatte gidilen yer neden daha fazla idari birime bölünmez anlamış değilim. Şehrin bir ucu Ankara, diğer ucu Antalya. Bu kadar büyük bir alana birden fazla merkez gerekiyor, başka türlü böyle yavan kalırsınız.

Burası il değil olsa olsa eyalet olur. 4-5 şehre bölünmesi gerekiyor buranın bana kalırsa.

Eyyorlamam bu kadar. Sözün özü, Anadolu'da Yakup Kadri ne hissettiyse ben de üç aşağı beş yukarı onu hissettim. Yazık ki aradan 100 yıl geçtiği halde böyle. Sanıyorum bir yüzyıl geçse yine böyle olacak.

Tanım: gereksiz büyük bir binalar ve insanlar topluluğu, alkolsüz migros. Manitam olmasaydı buradan dönünce istanbul'la öpüşürdüm.