bugün

hz musa

bir gün allah, hz musa ve hızırın birlikte yolculuk etmesini ister ve ona kızıldenizin çatallaştığı yere gitmesini söyler. musa ve hızır orada buluşurlar. hızır musaya der ki;
-seninle bir yolculuğa çıkacağız ve bu yolculuk boyunca nedenini anlamadığın birşeylerle karşılaşacaksın, senden istediğim bana asla neden diye sormaman ve sonuna kadar sabretmen yoksa yol arkadaşlığımız sona erecek.
musa kabul eder ve yolculuk başlar. birlikte bir gemiye binerler, bir anda hızır geminin ortasında bir delik açmaya başlar. musa şaşırır ve der ki;
-ey hızır sen ne yapıyorsun? gemiyi batırıp bizi öldürecek misin?
hızır döner ve şöyle der;
-sana neden diye sormamanı söylemiştim sen de kabul etmiştin, sözünü tutamadın yolculuğumuz burada sona eriyor.
musa pişman olur;
-lütfen bana bir şans daha ver neden demeyeceğim bir daha.
hızır peki der ve yola devam ederler. yolda oynayan bir çocuk görürler, hızır bir anda çocuğu öldürür musa şok geçirir hızıra döner ve,
-hızır sen aklını mı kaçırdın? küçücük masum bir çocuğu öldürdün delirmiş olmalısın. neden yaptın bunu neden?
der.
bunun üzerine hızır musaya yine sabredemediğini ve yolculuğun bittiğini söyler. musa hızıra son bir şans için yalvarır ve hızır da ona son kez olmak üzere bir şans verir. yolculuk devam eder, bir kasabaya gelirler. artık çok acıkmış ve yorgun haldedirler. ama kasaba halkı onlara bir kuru ekmek bile vermez. çaresiz kaderlerine razı gelirler. kasabadan çıkacakken hızır der ki;
-şurada yıkık dökük bir duvar var bu duvarı onaracağız, sabah olmadan bitirmemiz lazım.
hızır yine anlamaz ama neden diye de soramaz, sabah olmadan duvar sapasağlam olmuştur. en sonunda dayanamaz ve sorar.
-bize bir kuru ekmeği bile çok gelen bu hain kasabalıların duvarını neden ördük ey hızır?
hızır musaya yolculuğun burada sona erdiğini, sabır testini geçemediğini bildirir ve şimdi sana yaptıklarımızın nedenini söyleyeceğim bunların hepsini benden allah istedi ve ben de yaptım. anlatacağım ve sonra da herkes yoluna gidecek der.
-geminin içinde bir delik açtım çünkü, bu geminin gideceği ülkenin kralı çok zalim, kıyısına yanaşan gemiler eğer düzgünse onlara el koyar. bu geminin sahipleri de fakir eğer o deliği açmasaydım kral gemilerine el koyacaktı ve onlar da ekmeklerinden olacaklardı.
gelelim öldürdüğüm çocuğa, o çocuğun anne babası çok iyi insanlar ama allah bana o çocuğun büyüyünce annesine babasına çok zulüm edeceğini söyledi bunun için onu öldürdüm.
duvarını onardığımız kasabadaki insanlar ise çok açgözlüydü ve o duvarın altında bir hazine gizliydi. o hazine şu anda tek bir adama ait ve mirasını bırakacağı çocuklar henüz çok küçük. eğer o duvarı onarmasaydık bir kaç yıl içinde kasaba halkı altınları bulup yağma edeceklerdi. ama şimdi çocuklar büyüyene kadar duracak hazine.
bazen hiçbirşey göründüğü gibi değildir ve gerçekleri ancak sabrederek öğrenebiliriz diyerek sözlerini bitirir hızır...