bugün

nipple

tutucu, mağrur, ketum, akıllı, sezgileri açık, karizmatik ve bazen despot. kendimi bu kelimelerle tanımlayabilirim.

benlik oluşturmak zor. bir ömür istiyor. bazen olmuyor, hepten karışıyor. istenen kıvam yakalanamıyor. ne idüğü belirsiz milyonlarca insan geziyor sokakta. işte bunlar formülünü tutturamayan, tarifi bir türlü istediği gibi yapamayan insanlar. bir şeyler eksik, bazı şeyler fazla. sonuç: lezzetsiz.

bir şeyi alırken bünyeye tamamen kopyala yapıştır yapmak çok talihsiz bir olay. kopyalanan şeyin evveliyatı ve akıbeti bizim varoluşumuzla tamamen zıt olabilir. ancak buna rağmen, her şeye rağmen o bilgiyi bünyeye katmamız da gerekiyor olabilir. öyleyse onu önce analiz etmeli, süzgeçten geçirmeli ve bize en uygun hale, saflığa getirdikten sonra kabul etmeliyiz. böylece o şey homojenize olacak ve üstümüzde yama gibi sırıtmayacaktır. bu insana müthiş bir özgüven katar. aksi halde eğreti durur ve yararından fazla zararı olur. yük olur insanın üzerinde.

adam nietzche okumuş boyuna alıntı yapıyor... yahu birader, ayaklı kitap mısın sen, ne bana iki saat aforizma parçalıyorsun yerli yersiz? tamam inandım okuduğuna. ama bakıyorum sende ne nietzchelik bir tavır, ne bir hareket, ne bir davranış var. sen sadece ezberden havalı cümleleri çakıp çakıp gidiyorsun. oldu mu yani bu şekilde? fight club'ı izleyip "biz tanrının istenmeyen çocuklarıyız" filan... tek cümlelik isyanlar!

"ben bunu ilerde kullanırım" diye alınan bilgiyi şeye benzetiyorum ben; hani çocukken arkadaşın bilgisayarında kurulu olan gta vice city kısayolunu kopyalar kendi bilgisayarımıza yapıştırırdık da çalışmazdı... öyle işte.

iyi geceler.
güncel Önemli Başlıklar