bugün

doğum günü

baktığımız zaman tüm insanlar doğum günlerini doğdukları günün yıl dönümü olarak nitelendirmiştir. oysa yaşam içerisinde bizler çok kez ölür ve yeniden doğarız. birçok karanlık , birçok gündüz yaşarız ve bu gündüzlerin herbiri yeni bir doğum günüdür aslına bakılırsa.

belki doğduğumuz gün acı bir gün ifade eder bize." ulan ben niye doğdum şimdi ? uğraştığım işlere bak. " deriz. doğum günü kutlamak aptalca gelir. oysa kutlanacak o kadar çok doğum günü vardır ki.

ölüm için bir şey söyleyeyim. "ölüm, hayatımızı kaybetme yollarından sadece bir tanesidir." yani bu kadar hayat yitirme varsa yaşamın içerisinde, birçok da doğuş var demektir. mesela yıllarca beklediğimiz sevgiliye kavuşmak , mesela mükemmel bir konser vermek , mesela en dertli zamanında arkadaşlarınla şahane bir gün geçirmek.
yani birçok doğum günümüz vardır bizim. her yeni başlangıç , eskiyi silip yepyeni bir sayfadan bakmak hayata . hepsi doğum günlerimizdir.

kentsoylu bir aşkın karşısında arabesk kalmış bir doğum günü mektubumdan alıntı bir paragraf keserek anlatmak gerekirse;

"belki bilirsin, ben doğum günlerini pek takmam. ama bu sefer doğum günü klişelerinden birkaç şey isteyeceğim senden. birincisi, herkesin yaptığı birşey olarak doğum günü çocuğunun dilek tutması... yazıyı yazan ben ve alan sen hakkında, içinde bizim olduğumuz bir dilek olsun. ikincisi için de, kendi doğum günü tanımımı yapmam gerek. bence doğum günü hergün olabilir, her yeni bir başlangıcımız, her yeni güzel bir şeye başlamamız doğum günümüz olabilir. biliyorum hayatında birçok aksaklık var ama bu doğum günüde bir de benim tanımım doğrultusunda doğum günü olmasını diliyorum. sorunları çözüp, hayata yeni bir yön vermek... "

e tabi cevabı da var bugün... o yüzden bugün benim belki de harbiden doğum günüm. ya da öylesine günlerden bir tanesi.