akıllı bilgili kültürlü ülkücü

mustafa kemal atatürk'ün "dönemin koşullarına" göre hareket eden, laflarını ona göre ayarlayan bir "oryantalist" olmadığını bilen,

ulu önderin cumhuriyet ilan edilmeden önce de türk kimliği üzerine fevkaladelik addeden konuşmalar yaptığını, hatta şiir yazdığını bilen ülkücüdür.

evrensel değerlere göre tek tek insanların eşitliğine inanmanın başka, fakat topyekun bir milletin diğer milletlerden farkını sosyolojik olarak sevmek ve aidiyet duygusuyla bunu yüceltmenin başka olduğunu da bilir bu ülkücü.

mesela;

milliyetinden dolayı kimse, bir diğerine göre daha güzel bir hayatı hak etmez, ayrımcılığa uğrayamaz. (bu konuda mustafa kemal'e laf atanlar, ayağının altına serilen yunan bayrağını kaldırışını dahi anlamamışlar, yazık...)

fakat türkler, tarihte büyük medeniyet oluşturmuş bir kaç milletten biri. çin, hint, mısır, rus, anglosakson, helen, avrupa ve türk medeniyeti... işte saysanız iki elin parmağını geçmez.

insanlık ailesi içinde bu müstesna yerinden dolayı duyduğu özgüven ve memnuniyeti ifade etmenin adı da bugünlerde ırkçılık oldu.

ayrıca;

evrenselliği, tek kutsal değer olarak gören liberal zihniyetlerin, post-modern çağların sömürgecileri olduğunu bizler bilmiyor değiliz.

evrensel mutfak, evrensel kıyafet, evrensel düşünce, evrensel... bu yüceltilecek bir şey değil ki? ben türk'üm. türk mutfağından beslenir, türk gibi giyinir, türk gibi düşünür, türk gibi üretir ve tüketirim. bu duruş farklılığını mc donalds için risk görenlerin neresi tutuşursa tutuşsun, umurumda bile değil. ben kamburumu seviyorum...