bugün

sosyoloji

kurucusu yanlışlıkla ibn i haldun olarak bilinen bilim dalı.

ibn-i Haldun'un en önemli eseri mukaddime'de şehirde ve kırda yaşayan insanların yaşam biçimleri arasındaki farkların toplumsal özellikleriyle de ele alır.

Ancak bu ele alışı öncelikle tarihseldir, sosyolojik değil.

Çünkü sosyoloji, kapitalizmin krizleri ile özellikle işçi ihtiyacının artması sonucu göç dalgası ile şehirlerin kalabalıklaşması sonrasında çıkmıştıt. Kısacası sosyoloji doğrudan kapitalizmle ortaya çıkan sorunlarla ilgilenen bilim dalıdır.

ibn-i haldun'un durumu ise, islam felsefesinin geldiği gelişme noktasını göstermekle birlikte, aynı dönem islam felsefesinin ve kültürünün tarihsel anlamda inişe geçtiği doruk noktadır. Bu nedenle islam dünyasında, ibn-i haldun'un devamı gelmemiştir, gelememiştir. Öyle ki, ibn-i Haldun, gelişen felsefenin de yardımı iel soyoloji denebilecek düşünce tohumlarını ortaya atabilmiştir, ama kurucusu değildir.

Sosyolojisinin isim babasının aguste comte olduğunu söylemek bile, ibn-i haldun olamayacağının en önemli göstergelerinden birisidir. Ayrıca, aguste comte kurucu değil isim babasıdır. Çünkü, ingiltere'de bile sosyoloji isi yeni kullanılmaya başlamıştır. ingiliz ekolünde uzun süre kullanılan ismi kültürel antropolojidir.

ibn-i haldun'un kurucu olarak görmemek, islam düşmanlığı değil, sosyoloji tarafından kabul edilen ve dünyada da bu şekilde öğretilen durum olmasıdır.

sosyoloji batı merkezlidir. Çünkü kapitalizmin doğduğu ülkelerde ortaya çıkmıştır. Kuramlarının batı merkezli olmasının sebebi de budur. modernizim Kuramların çoğu geçerliliğini yitirmiş olsa da, temel tüm yöntemler, bilimi kuran kültürün izlerini taşıması da doğrudur.