bugün

benim ki hep ortada durur

görsel

Bir tuhafiyecinin yanında çıraklık yaptığım yaz tatili bitmiş, okul açılmasına on gün Kala, Orta üçüncü sınıfa hazırlık için kitap defter alma telaşı başlamış,
yazlıklardan
Dönen Arkadaşlarımın hayali tatil aşkları aramızdaki magazin haberlerinin trend topic listesi olmuştu.

Babam gitmiyoruz diye matasyondaki evi kiraya verdiği için denizi ancak
Evimizin mutfağında asılı büyük fotoğraflı takvimde görür.
Geceleri rüyamda, Yüzümü sevinçli bir köpek gibi yalayan dalgalar arasında, bata çıka yüzdüğümü Hayal ederek uyur, sabah altı buçukda başımda dikilen babamın

“kalk işe geç kalacaksın”

Diyen soğuk ses tonu ile uyanır, annemin bir bardak ılık süt
ve bir dilim sanayag sürülmüş ekmeğini ayakkabılarımı giyerken yer ve içer, Babamla birlikte besmele ile açacağım dükkanın kapısında babama hayırlı işler diler,
Kepenk kilitlerini açardim.

Nihayet çalışma sürem bitmişdi.

Annem, öğleyin baban seni terzi Fuat abi'nin dükkanında bekliyor deyince şaşırdım.
Neden dediğimde, “okul için yeni takım elbise diktirecek ben söyledim” dedi.

Fuat abi'nin dükkanı ulu cami civarında ve uzaktı,
ilk takım elbisemi de o dikmişti.

Telaşla evden çıktıgimda annem balkondan sesleniyordu,
"söyle paçaları beş santim uzun yapsın, sonraki sene kısa olmasın."

Mavi boyası dökülmüş çift kanatlı tahta kapının ince uzun cam penceresinden görünen,
saçları kırlaşmış ufak tefek, zayıf ve somurtkan bir adam.

boynundaki mezura yatarken bile çıkmıyor galiba diye düşündüğüm ,
sınıf arkadaşım çekingen Neşet' in babası, Fuat amca.

Önce ceket için omuz ve göğüs ölçüsü, kol ölçüsü aldı,

Babam daha gelmemişti.

Selamün aleyküm sesini duyunca babamın geldiğini anladım.
Kafamı çevirdim hoşgeldin baba dedim.
sagol oğlum dediğinde
Fuat amca kollarını kaldır dedi.
Denileni hemen yaptım,
Fuat amca önümde diz çöküp dizlerimin yanından
Bele kadar bacak bel ölçümü aldı,
Sonra bana kısık sesle bakmadan sordu,

“Sağ mı yoksa sol mu”.?

Anlamadım Fuat amca dedim.
Sıkkın bir yüz ifadesi ile tekrar etti,
“sag mı , sol mu oğlum'

Önümde diz çökmüş olan Fuat amcaya aptal aptal bakıyordum,
Döndüm babama baktım,
babam tercüman gazetesinde ki Ahmet kabaklı' nın köşe yazısını okuyordu.

Fuat amca babama döndü,

” Ahmet bu çocuk ne yana yatırıyor” dedi.

Babamda ses yok..

Ben konuşulanlardan hiç bir şey anlamıyorum.
Kafamı tekrar döndüm babam kapının önüne çıkmıştı.

Fuat amca dizleri üzerinde yüzünü bana doğrulttu,

"evladım pipini sağa mı, yoksa
Sola mı yatırıyorsun" derken sesi şefkatliydi.

Ölçüyü ona göre yapacam dedi.

Utanarak cevap verdim.

“Benim ki hep ortada durur”



“Şiiren”