bugün

balık tutmak

tatil aylarında denize girmekten bıkınca, yeni meşgaleler, aranır. akla bir sandal almak gelir. aranır taranır. istanbul da daha ucuza bulunabileceği öğrenilir. istanbul dan bir, karpuz kıç tekne bulunur.

lakin motorsuzdur, mesafede epey uzundur. balıkçıların yol göstermesiyle tekne, bir sebze takasının yedeğine bağlanır. 3-4 saat sonra yolculuk biter.

tekne alınmıştır ama masrafı çoktur. kalafat ı, macunu, zehirli boya 'sı çok vakit alır. sonuçta tekne adam edilir.

sabahın 5 inde zor zahmet kalkılır. yemli ve çapari olta salınır suya. tık olmaz bazen. bekle dur. arada bir yemliye, ispari veya izmarit atlar, ortam sevince boğulur.

güneş iyice yükselmeye başlayınca, kayıntı zamanı gelir. domates, beyaz peynir, zeytin ve soğan, geri dörtlüsü, başka hiç bir yerde bu kadar uyumlu olamaz.

zamanla mahalle ve ev halkının ince esprilerine muruz kalınır.

+ balıklar nerde, ehehehe
-peşimizden gelicekler

+ ya gasteler yazdı 100 kiloluk orkinos yakalamışınız. bi görsek.
- denize bıraktık, büyüsün 200 kg olunca, tekrar yakalıycaz.*

bu işe bir çözüm bulunmalıdır. mahalleya madara olunmaktadır.
"tekir ağı alalım abi olmıycak böle" denir ve 100 m. lik bir tekir ağı alınır. hatta ağı satan kişi bir muska da bağlar, müesese ikramı olarak. kısmeti bol olsun diye.

gene sabahın köründe cıkılır denize, ağ kıyıya yakın bir yere ay şeklinde atılır. sonra ay şeklindeki ağın iç kısmından yavaş yavaş kayıkla girilerek, balıklar ürkütülür. bu iş içi betonla doldurulmuş ve ip bağlanmış tat konserve * kutusu ile yapılır. konserve kutusu denize hızla fırlatılır. sonra geri cekilirek, şakşaklama * yapılır.

sonuç mükemmeldir. 4-5 kilo civarında tekir yakalanır. mahalleye hava basılır. balıktan boş gelindiğinde fazla rencide etmeyenlere bir miktar dağıtılır.