bugün

ulu roman

Mutfağa gittiğinde Mavi önlüklü çaycının telefonla birisine (muhtemelen bir alacaklıya) dert anlatmaya çalıştığını ve eliyle karşısında birisi varmış ve ona anlatıyormuş gibi hareketler yaptığını gördü. Kesmemek için bir süre bekledi, adam tost yapmak için kullandığı bıçağı eline alıp hararetle sallamaya ve bağırmaya başlayınca biraz çekindi. Fakat her zaman yaptığı gibi içgüdülerine kulak verip bu işe de burnunu soktu ve mülakatı adeta unuttu. Çaycı telefonu kapattıktan sonra, elinde bardak yokmuş ve çay almaya gelmemiş sanki adamın hücre arkadaşı edasıyla sesini yükselterek:
" ah abi seni en iyi ben anlarım" dedi.
hiç alakası olmayan bir olaya dahil olmak bu hayattaki tek eğlencesiydi. Başına bu yüzden bir sürü dava açılmış, vücudu yara bere içinde kalmıştı. Bütün bunlara rağmen hiçbir ortak noktası olmayan epey dostlar da edinmişti. Çaycı:
"Önemli değil abi buyur ne istemiştin" dedi boş bakan bıkkın gözlerle...
güncel Önemli Başlıklar