bugün

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

umutsuzum. her gün bir ölüm haberi almaktan, hiç suçu olmadığı halde yitip giden canlar görmekten. onların arkasından ağlayan eş, çocuk, anne, baba görmekten...

gerizekalıyım. çünkü olanları aklım almıyor, kalbim almıyor. anlamıyorum. birileri otobüste, durakta, görev esnasında hayatını kalleşçe/haberi dahi olmadan kaybediyor. sonra ne mi oluyor? şehit diyoruz biz onlara.

sonra daha şehitler bitmeden onlara saygı(!) maçı düzenliyorlar. saygı maçında nedense "herkes konuşur ak parti yapar" ile paralel pankartlar açılıyor. bakıyorsun birileri bir kaleden bir kaleye gol atarken, bir annenin daha kalbini yerinden söküp almışlar.

buradaki fikrim şöyle: şehitlerimiz, öyle bir saygıyı hak etmezdi. neden orada olduğundan bihaber kaç bin kişi vardı orada? kaç vatansever(!), kaç saygılı(!) vatandaş? benim hiçbir şehidim orada kahkahalar atarak Türk bayrağı sallayan insanı görmek istemezdi. saygınız kırıcı, incitici, yalan.

saygı maçında rekor gelir manşetlerini görmek istemiyorum, şehit aileleri para istemiyordu ki.. evlatlarını, eşlerini kaybettiler. anlaşılmayı beklediler. belki de sonlandırılmasını.
ve bizim onlara saygıdan önce minnet duymamız gerek. minnetim sonsuz. onlara şu an gözlerim dola dola teşekkür ediyorum. umarım buna sebep olanlar da bir gün bunu yaşar. umarım buna menfaatleri için susanlar da bir gün en sevdikleriyle sınanır.

son olarak umarım bir gün gerçekten sabah uyandığımda kendimi sırası geldiğinde gerekli hamleyi yapmak için öne sürülen bir piyon gibi hissetmem.