bugün
- şampiyonluk için yanak okşatmak11
- jose mourinho24
- en dindar özelliğiniz34
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması10
- karşı cinse giyim önerileri8
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı27
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor11
- anın görüntüsü20
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi26
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl14
bir gün çalıştığım mekana bir suriyeli elektrikçi çağırdı patron. arızaya bakacaktı. böyle kumral, yeşil gözlü, yüzü tertemiz bir abimiz.
işini bitirdi geldi oturdu masaya. ben de ne zaman savaştan kaçmış bir suriyeli görsem gider konuşurum, sohbet ederim.
bu sefer de aynı şeyi yaptım ve nereden geldiğini sordum. "halep." dedi. "neden geldin?" dedim haddimi aşarak.
"vallahi savaş." dedi. içimden dedim ki "neden sahip çıkmadın vatanına? neden orda kalmadın?"
içimdeki sesi duymuş olacak ki telefonunu çıkarıp çocuklarının, suriye'deki evinin fotoğraflarını gösterdi. hayatımda gördüğüm en güzel, en şahane çocuklardı onlar. gözleri kocaman, yemyeşil. evinin bahçesine envai çeşit süslemeler, su fışkiyeleri yapmış. sohbetimiz ilerledikten sonra dedim ki "hiç yakınını kaybettin mi savaşta?" öyle durdu biraz.
soru, derinlerinde bir yerlerde yarasını deşmişti. "iki çocuk." dedi buruk bir ses tonuyla. "iki çocuğumu kaybettim."
esed'in bombardımanında kaybetmiş iki çocuğunu da. iki gün can çekişmiş çocuklar. sonra da evi bombalanmış, darmadağın olmuş hayatı. arada kalmış anlayacağınız. "ölen çocuklarının fotoğrafları var mı?" diye sordum, "yok" dedi. "dayanamıyorum."
bakmaya dayanamıyormuş.
başımdan aşağıya kaynar sular döküldü o an. dedim biz ne yaşamışız ki. bu insanları nasıl anlayabiliriz ki. o günden sonra suriye ve suriyeliler değişti benim için.
şimdi buralarda bilip bilmeden ya da çok bilinçli olarak atıp tutan genç arkadaşlarımı görünce bir başka üzülüyorum halep'e, halepli kardeşlerimize.
biz onların filizlenmiş tek umutlarıydık kim bilir. can çekişen yeşil gözlü çocukların tek umuduyduk belki de. ama görüyorum ki biz insanlığımızı; ideolojilere, mezheplerimize peşkeş çekmişiz.
vicdanımız da suriyeli çocuklarla beraber enkaz altında kalmış.
işini bitirdi geldi oturdu masaya. ben de ne zaman savaştan kaçmış bir suriyeli görsem gider konuşurum, sohbet ederim.
bu sefer de aynı şeyi yaptım ve nereden geldiğini sordum. "halep." dedi. "neden geldin?" dedim haddimi aşarak.
"vallahi savaş." dedi. içimden dedim ki "neden sahip çıkmadın vatanına? neden orda kalmadın?"
içimdeki sesi duymuş olacak ki telefonunu çıkarıp çocuklarının, suriye'deki evinin fotoğraflarını gösterdi. hayatımda gördüğüm en güzel, en şahane çocuklardı onlar. gözleri kocaman, yemyeşil. evinin bahçesine envai çeşit süslemeler, su fışkiyeleri yapmış. sohbetimiz ilerledikten sonra dedim ki "hiç yakınını kaybettin mi savaşta?" öyle durdu biraz.
soru, derinlerinde bir yerlerde yarasını deşmişti. "iki çocuk." dedi buruk bir ses tonuyla. "iki çocuğumu kaybettim."
esed'in bombardımanında kaybetmiş iki çocuğunu da. iki gün can çekişmiş çocuklar. sonra da evi bombalanmış, darmadağın olmuş hayatı. arada kalmış anlayacağınız. "ölen çocuklarının fotoğrafları var mı?" diye sordum, "yok" dedi. "dayanamıyorum."
bakmaya dayanamıyormuş.
başımdan aşağıya kaynar sular döküldü o an. dedim biz ne yaşamışız ki. bu insanları nasıl anlayabiliriz ki. o günden sonra suriye ve suriyeliler değişti benim için.
şimdi buralarda bilip bilmeden ya da çok bilinçli olarak atıp tutan genç arkadaşlarımı görünce bir başka üzülüyorum halep'e, halepli kardeşlerimize.
biz onların filizlenmiş tek umutlarıydık kim bilir. can çekişen yeşil gözlü çocukların tek umuduyduk belki de. ama görüyorum ki biz insanlığımızı; ideolojilere, mezheplerimize peşkeş çekmişiz.
vicdanımız da suriyeli çocuklarla beraber enkaz altında kalmış.
güncel Önemli Başlıklar