bugün

ali babacan

mayıs 2008 itibarıyla dışişleri bakanı ve başmüzakerecidir. (önemli not: türkiye adına görev yapmaktadır)

Avrupa Parlamentosu Dış ilişkiler Komitesi üyelerine yaptigi konusmada "Türkiye'de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor" diyerek ülkesini şikayet etmiştir.

durum sorundur değildir o da tartışılır. ancak bugüne kadar aile içi şikayetlerini bakkala manava yaparak başarıya ulaşanı gören varsa beri gelsin. yöntem içerikten bağımsız olarak rezalet ötesi.

ve varsaydığı problemi bu yolla çözmeye çalışan bir adam, bir "strateji uzmanı" olarak dışışleri bakanı koltuğunda.

gittiği her ülkede ve yaptığı her dış görüşmede babacan'ın takındığı ağlamaklı üslupla parti kapatmayı, türban sorununu, dinini bir türlü yaşayamadığını anlatması ancak bize has bir durum olsa gerek.

düşünsenize alman bir bakan türkiye'ye gelip "ya bizim orada sadece türkleri değil almanları da yakıyorlar" dese bir daha almanya'ya ayak basabilir mi dersiniz?