bugün

as good as it gets

jack nicholson'ın ne kadar başarılı bir aktör olduğunun kanıtı niteliğinde olan film. öyle sanıyorum tekrar tekrar izlense dahi bıkılmayacak filmlerden biridir bu film. ki ben üçüncü kez izliyorum inanın tık yok. her sahnesini hala yeni izliyormuşçasına keyifle takip ediyorsam eminim bunda mükemmel oyunculukların payı epey fazla. lakin film hakkında bir rahatsızlığımda yok değil. filmin künyesine baktığımda bir eksiklik hakim. en az jack nicholson ve helen hunt kadar başarılı olan ve göz dolduran biri daha vardır kanımca. o da şirin köpek verdell! bu kadar mı uyumlu olunur, bu kadar akıllı. bu köpek insana eğitim başka şey yahu dedirttirir. ve evet yeri gelmişken; eğitim şart azizim. baksanıza bir köpek dahi nasılda iyi rol kesiyor. neyse, verdell'in hakkını verdikten sonra şu şahane oyuncu jack nicholsan'a dönmek istiyorum. bir kere o saplantılı, takıntılı ve hastalık derecesindeki bir adamı mükemmel oynamış. helen hunt da öyle. yani iyi oyunculuk nedir bu filmde rahatlıkla görülebilir. farklı bir yapım, iyi bir james l. brooks rejisi, hoş bir romantik komedi.
dikkat dikkat; bundan sonra yazacaklarım fena halde spoiler içermektedir. ondan sonra kalkıp vay efendim bilmiyordum, vay efendim görmedim demeyiniz.

--spoiler--
filmde gerçekten iyi diyaloglar hakim. lakin biridir beni epeyce güldüren. O da carol'ın melvin'e dönüp şunu "gönül rahatlığı" ile söylemesiydi.
-melvin, seni ilk gördüğümde yakışıklı bir adam olduğunu düşünmüştüm, ama sonra konuştun.
bunun dışında bir de melvin'in muazzam tarafları tanıştırma stili vardır ki takdire şayandır. şöyle der;
-bu garson carol, bu da eşcinsel simon.
ve evet kabul ediyorum, melvin'in carol'a olan iltifatı bir kadını duymak isteyeceği en güzel şeylerden biridir.
--spoiler--

bu film için arada bir söylediğim şeyi söylemiyorum. bazen "yapılacak daha iyi bir şeyler yoksa izlenebilir" dediklerimden değil bu defa. bırakın işi gücü, kendinize bir iki saat ayırın doya doya gülmek için.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar