a farewell to arms

bir ernest hemingway kitabı.
muazzam bir eser.
hemingway 1. dünya savaşında bir ambulans şoförüydü ve haliyle sürekli olarak düşmanla burun buruna geliyordu. cephede savaşırken, bir hasta bakıcıya, catherine'ye (gerçekteki adı agnes von korowsky'dır) aşık olur. (gerçekte agnes erny'i istemez ve başkasıyla evlenir, bundan sonrası hemingway'in kurmacasıdır.)

--spoiler--
savaşta yaralanır, tekrar cepheye döner. bu sırada, savaş alanındaki vahşeti, insanların ilişkilerini, paniklerini ve düşüncelerini en yalın, en keskin ve en gerçekçi haliyle iliklerimize kadar hissederiz. hemingway çok yalın fakat çok da etkili bir üslupla ele almıştır o yılları; karakterler ile mevsimler arasında kurduğu paralel ilişki ise ne kadar büyük bir romancı olduğunu gösterir. (karakterler mutlu bir an yaşarken ilkbahardır, misal sonda, bebek ve catherine öldükten sonra tenente otele yürürken yağmur yağıyordur.) dış dünyanın karakterlerin iç dünyalarına ve hislerine dair bir ipucu olması, aynı zamanda, hemingway'in mevsimleri tasvir kabiliyeti sayesinde estetik bir boyut da kazanır. savaş sırasında bazı şeylerden taviz vermesi gereken insanın, ne olursa olsun, derinlerde yatan 'duygu'yu asla yok edemediğini gözler önüne serer kitap. tenente düşünmek istemez cepheyi fakat okuldan kaçtıktan sonra arkadaşlarının ne yaptığını merak eden bir çocuk gibi hisseder kendi deyimiyle.
birbirine tutunmaya çalışan, ilişkilerini ne olursa olsun sürdürmeye çabalayan iki insanın duygularını savaş dahi silemez. birbiriyle çarpışan insanların bulunduğu vahşetli atmosferden rahatsız olan tenente 'savaş bok gibi bir şey.' der sık sık. içinde olan 'aşk' duygusu, sadece aşk değil de, diğer askerlerde de olan o 'duygu', o yok edilemeyen, insanın içinde hep potansiyelini taşıdığı, iç güdüsel olarak kimi durumlarda su yüzüne çıkan o 'duygu', o 'his', hep bıçak sırtında, romanın arka planında bulunur.
aşırı sürükleyicidir; ve arada sık sık mizahi ögeler yer alır fakat savaşın acımasız ortamında dahi böyle bir mizah olması eğrelti durmaz çünkü karakterler buna uygun olarak ustaca işlenmiştir.
tek hatası, tenente'nin catherine'ye aşık olma süreci. çok hızlı, anlaşılmayan ve tenente'nin duygularına biraz ters düşen bir süreç.
onun dışında romanda kusur bulamıyorum.
--spoiler--

aşırı sürükleyici, aşırı gerçek, aşırı vurucu, aşırı keyifli ve aşırı hüzünlü; aşırı iyi bir kitap.
aşırı; her yönüyle.

bir başyapıt!

ayrıca silver linings playbook filminde kitabın sonunun uyandırdığı hiddet şöyle ifade edilmiştir:
https://www.youtube.com/watch?v=O_1yZURAIjI