bugün

evlenmek

dönüm noktasıdır.

çevremde hiç bekar kalmadı, herkes evlendi. bir iki bıcırık var, onlar da şimdiden evliliğe hazırlanıyor. insanların bu kadar hevesli olduğuna inanamıyorum, millet ne çabuk buluyor kafa dengini? ne çabuk ikna oluyor bir ömür sürmeye? bunlar kafamdan atamadığım sorular, ama kimsenin böyle bir derdi yokmuş. benim gibi kafa dengi, aşk, saygı falan aramıyormuş kimse. "ha bu olur" "bundan iyisini bulamam" kafası ile evleniyorlar, bi aptal benmişim.

evlilikte veya sevgililik aşamasında, her iki tarafın eşit muamele yapmasının taraftarıyım. biri beni çok sever ama ben ona yeterince karşılık veremem, bu yüzden ilişki biter. ben birini çok severim ama onun beni çok sevdiğine dair şüphe olur içimde, ve yine ilişki biter. eşit olmalı, bir tarafın çok ya da az sevmesi bizi tüketmemeli. başka türlü yapamıyorum ben, "anam boşver o daha çok sevsin" diyemiyorum. böyle yaşamaya devam edemem, bu gerçeği bildiğim halde rahat davranamam. bu yüzden evlilik benim için dönüm noktasıdır, yeniden doğmak gibidir. tam emin olmadan, kendimi hazır hissetmeden bu adımı atamam. belki de hiçbir zaman kendimi hazır hissetmeyeceğim, zaten tam emin olamaz insan. galiba ben böyle ayrıntılarla boğşurken, tek başıma yaşlanıcam. ayrıntı deyip geçmemek lazım, o ayrıntıların toplamı hayatımız ediyor ve hepsi çok önemli.