bugün

the blacklist

yine heyecan dolu bir bölümle... yahu boş verin heyecanı, sırf dizi sonlarında reddington'ın anlattığı hikâyeler ve yaşattığı duygu dolu anlar için bile izlenir. ne diyordu bu haftaki bölümün sonunda, bakalım:

--spoiler--
+bana daha önce yapılmamış ne yapacaklar ki? öldürecekler mi! bunların hiçbiri seni kaybetmekten kötü değil. lütfen silahın kusuruna bakma. işbirliği yaptığımızı düşünmelerinden nefret ederim.
-her zaman istediğini elde edemezsin. bu işten çıkamazsın.
+gitmelisin.
-eğer bu da seni sam konusunda affetmem için oynadığın oyunlardan biriyse ya da yaptıkların için... hayatımı mahvettin.yemin ederim şu an seni öldürmek stiyorum. ama ihtiyacım olan cevaplar var ve onlara sen olmadan ulaşamam.
+ben de sen olmadan ulaşamam.
-birbirimize kaldık desene?
+bir defasında ko ri adasında andaman denizi'nde serbest dalış yapıyordum. çok kötü hissediyordum, aslan balığı ısırmıştı. susamıştım ve inanılmaz acı içindeydim. zamana ve mekâna olan hislerimi kaybettim. yolumu kaybetmiş gibiydim. ama ölmek üzere olduğumu biliyordum, o yüzden kendimi buna hazırladım. tam o anda, ölüm kapımı çaldığı anda ışığın içinden karşımda, yurtsuz deniz çingeneleri olan mokenler'i öylece durup bana gülerken buldum. bir kadın ve kabilesi beni iyileştirerek eskisi kadar iyi hâle getirdi. adayı terk ederken o kadın beni öptü. yanağım alev almış gibiydi. o kadar... ölmeye değerdi nerdeyse. şimdi de öyle hissediyorum.
--spoiler--