bugün

ersun yanal

4 atletik hücumcu ile oynayan türkiye lokasyonunda sadece 3 büyük takımda iş yapabilecek hocadır. defanstan topu at ileriye onlar nasılsa oynar taktiği şimdiye kadar söktü. ersun yanal takımlarının tipik özelliği ilk 7haftayı kayıpsız ya da az kayıpla atlatmasıdır. fenerbahçe'de bu durum kadro genişliği sebebiyle pek sıkıntı yaratmamış diyenlere katılmıyorum, maçlar izlendiğinde inceden fenerbahçe'nin rakiplerinin ataklarının orta sahada durdurulduğu, verilmesi gereken kartların aylardır verilmediği bir takım var karşınızda. iyi bir teknik direktör değildir. iyi bir eyyamcıdır. rakiplerinin hepsi 90 dakika boyunca hakemler tarafından sindirilmiş şekilde 80-90 dakikaya taşınıyorlar. sırf karşılarında "fenerbahce" ismi geçiyor diye kapandıkları anda bir şekilde karambolden yiyorlar. eli ayağa düzgün atağa çıkabilen her takım fenerbahçeye kontra ataktan rahatlıkla gol atar, en kötü kırmızı kart alır paralel evrende.

dipnot olarak; kendisinin yönettiği takımlarda niyeyse kalp krizinden ölen veya rahatsızlanan futbolcular olmuştur, bu konu türkiye'de pek araştırılmadı. antreman metodlarıyla alakalı olduğunu, ersun yanal'ın bu konuda birikimsiz olduğunu düşünmekteyim.

ayrı bir başlıkta, kendisi şikecidir. zamanında selçuk inan transferi için yaptığı şike tapelerini internetten bulabilirsiniz. emir geliyor şekip mosturoğlundan, kendisi abi ben kafasını karıştırdım gerisi sizde diyor. fenerbahçe yönetimi her zaman kendilerine yakışan birilerini bulup getiriyor, takımın başına, ilk 11ine...vs..

bunların hepsinden fenerbahçe taraftarını ayrı tutuyorum. onlar da galatasaraylılar, beşiktaşlılar gibi sadece takımları yensin sevinelim istiyorlar. ama elleri kanlı, para babası mafya başkanları hep engelliyor. inşallah yakın zamanda bunların hepsinden kurtulurlar. en cefakar taraftar olarak, her şeyin en iyisini hak eden fenerbahçe taraftar olarak tanımlayabiliriz.