bugün

ateist

"Özgürlükleri bağlayan her türlü zincir kırılmalı, en başta da kafalardaki "iman zinciri". iman zincirine bağlı düşünce sabittir, değişmezdir. Bu ise doğanın değişken yapısına terstir. Zincirli zihin gelişme gösteremez; değişmelere, gelişmelere ayak uyduramaz. Dünyamızdaki her türlü olumlu gelişme, dinin ve imanınki başta olmak üzere, tabuların zincirinden kurtulabildiği, yol bulabildiği ölçüde gerçekleşebilmiştir. insan aklı, bilim, teknoloji, insan hakları alanında ulaşılan noktalar, bu yoldaki adımların ürünleridir.

Akıl ve bilim aydınlık kesimdedir. Din ve iman ise karanlık kesimde. Aklın, bilimin ölçüleri bellidir. Gözlem vardır, deney vardır, nesnellik vardır...Yolu ışıklandıran da bunlardır. Öyleyse "din"in üzerine nasıl gidilmesi gerektiği ortada ve son derece açık: Karanlığın üzerine nasıl gidilirse, "din"in üzerine de öyle gidilmelidir. Karanlıkla savaşılırken ışık gereklidir. Dinin, imanın üzerine gidilirken de..."

Bilinen tarihe göre insanoğlu hiç dinsiz kalmamış, dinlerin etkisinden bağımsız yaşayamamıştır. Muhtemelen, düşünebilen ilk insanlar, akıl erdiremedikleri, açıklayamadıkları gök gürültüsü, şimşek, yıldırım vb. doğa olayları karşısında korkuya kapılmışlar ve sığınabileceklerini, kendilerini koruyabileceklerini sandıkları güçler edinmeye başlamışlardır. Böylece ilk inanç grupları, kabile dinleri doğmuş ve ilk çağlardan günümüze insan yaşamının ayrılmaz parçası haline gelmiştir dinler.

Ölüm korkusu ve sonsuz yaşam isteğiile birlikte ise cennet ve alternatif olarak da cehennem inançları doğmuştur.

Dinler zamanla, oluşturduğu yasa ve kurallarıyla bir yönetim biçimi ve yönetilenler üzerinde ise bir baskı rejimihaline dönüşmüştür.

(bkz: ateist düşünce)