bugün

ginkgo biloba

beyin hücreleri vücuttaki diğer hücrelere nazaran zarlarında en yüksek oranda doymamış yağ asitleri içeren hücrelerdir. düşük oksijen seviyesine karşı çok hassastırlar. beynin diğer dokulara göre enerji rezervleri daha azdır, buna karşın fonksiyonları ve düzenli çalışması için büyük enerjiye ihtiyaç duyar. bu da sabit glukoz ve oksijen ihtiyacının sağlanmasıyla karşılanır.
beyindeki dolaşımın azalması zar fonksiyonlarına ve enerji üretimine zarar verir. sonuçta hücre ölümleri gerçekleşir.
beyinlerde iskemi ve dokularda oksijen eksikliği konusunda gnikgo biloba'nın dikkate değer şekilde metabolizmayı ve nöron ile ilgili düzensizlikleri önlemeye yardımcı olduğunun görüldüğü iddia edilmektedir (öyle söylüyorlar, ben görmedim) bu pozitif sonuçları, oksijen kullanımını ve hücreler tarafından glukoz alımını artırararak sağlar.
damar felci ve damar spazmı durumlarında da gevşetici olduğu rapor edilmiştir. bir çok ihtiyarlık vakasında büyük fayda göstermektedir.
alzheimer hastalarının ilk safhalarında zihinsel gerilemenin gecikmesine yardımcı olarak hastaların hayatlarına normale yakın bir şekilde devam etmelerine yardım ettiği de söylenmektedir.