bugün

bilim

varlığı doğal süreçlerle açıklayan fiziksel - felsefi metafiziksel kuramların bütünüdür.
bilim, inanç gibi olguların alternatifi ya da onun önermeleri çürüten bir olgu değildir, bu şekilde düşünenler; ateistik dünya görüşlerini, bilimsel olguların temellerine dayandırarak söylemiş olurlar.
aynı şekilde inançlı birinin, mesela newton'un çalışmalarından çıkardığı sonuçlara bakarak tüm bu sistematinin kaynağı ''kesinlikle tanrı'dır'' önermesi sunması gibi.

bilimin, din karşısına konulduğu süreç ise şüphesiz ki rönesans ve orta çağ avrupa'sı sonrası gelişmelerdir.
evet o dönem ciddi anlamda karanlık bir evreydi. sahibinde satılık cennet arsaları... ilgin.
bilim sanıldığı gibi metafiziksel dünya ile olan münazarasında onları egale eden bir olgu değildir ve hiç olmadı. bu, sadece bilimi sizlerin nasıl konumlandırmak istediği ile alakalı felsefi bir tercihtir.
bilim metalaştırılacak bir olgu değildir, çünkü içinde ''inanç'' önermeleri yoktur.
bilim, bağnazlığı fikirsel bazda kabul etmez, bunu temel alır. bunu yaparken, din gibi sosyal bir yapının konumunu bilir.
epistomoloji fakirliği insanların kafasında bilimsel ilginin nereye konumlandırabileceğini ortaya serer.
bilim, bir put, bir tanrı, bir yaratıcı, özgürlüğün olmazsa olmazı kuramlar değildir.
bilimdeki esarete gelince, metodolojik naturalizm argümanı kendilerine ''bilim insanı'' yakıştırması yapanlara ilkesizlik olacak yetecektir.
ezbere değil, tarihsel sürece bakarak konuşun.
ha sen bilime inanıyorsan bundan bana ne?