bugün
- hamas bir terör örgütüdür21
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge11
- nazar değdi sözlük9
- fatih terim'in yuhalanması9
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip8
- vatandaşlık farkı alan otel25
- icardi190529
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- crop giyen erkek9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
her türden kişiyle tanışmanıza/tartışmanıza vesile olan araç. şöyle ki;
bundan 2-3 hafta evveldi. günlerden pazartesiydi yanılmıyorsam. metrobüs bildiğin tıklım tıklım. her günkü sahne tekrar ediyor işte. çok beğenilince devamı çekilen filmler vardır ya, biz metrobüsün bu halini hiç sevmiyoruz ama her sabah aynı filmin devamı çekiliyor. şimdi ben burayı "hayat işte, filme benzemiyor hacı" şeklinde bir incir ağacına bağlardım ama işim olmaz. bir yere bağlı kalmasın, asılı kalsın, böylesi daha iyi.
bayrampaşa-maltepe durağından 34a hattına bindim. aslında iki önceki duraktan kalktığı için pek kalabalık olmazdı ama günlerden pazartesi olunca ve üniversiteli -ki bunlar liselilerden de tehlikeli olmaya başladı- elemanların pazartesi sendromu tutunca haliyle kalabalık oluyor. ve metrobüsteki herkes sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığını yaşıyor o kısacık yolculukta.
tıklım tıklım metrobüste bir ağaç kovuğu bulup yerleştim hamdolsun ama unuttuğum bir şey vardı: metrobüsteki türk kızı. hanım abla bildiğin prensesmiş. metrobüsü de kremlin sarayı sanıyormuş. lan benim tutunacak bir dalım yok o bildiğin direğe yaslanmış. işte o an uzanıp onun önündeki direkten tuttum. kendisi baykuş gibi kafasını 180 derece döndürerek 1.57 boyuyla bana baktı, baktı, gene baktı.. ben ise kuş bakışı bir açıyla kendisine bakmaya bile tenezzül etmedim. bir iki durak gittik ama bu gidiş müddetince "öff, pöfff, uff" tarzı yakınmalar duymadım değil. fakat bu benim umurumda mı? elbette değil. ha hayt!
tanımadığım bir kadınla muhatap olacaksam eğer, tesettürlü olup olmadığına bakarak müthiş bir ön yargı ile hareket ediyorum. bu bir kusurdur benim için ama n'apim her güzelin bir kusuru vardır. güzel dediysek cinsiyetimi belirteyim: erkeğim. yılışmayın hemen!
bu ara bilgiyi de verdikten sonra devam edelim.. bendeniz bir iki dakika sonra baktım bunun yolu yol değil, hem de kendisini prenses sanıyor, rüyasından uyandırmayalım cihetinden elimi kolumu onun olduğu taraftan çekip metrobüsteki en tehlikeli hareketlerden birini yaparak kendi eksenim etrafımda dönüp diğer taraftaki direklerden birini tutayım dedim. demez olaydım, dönmez olaydım..
- beyefendi n'apıyorsunuz siz sabahtan beri?
- n'apıyormuşum?
- bi rahat durmadınız, dönüp dönüp duruyorsunuz, semazen misiniz siz?
- hayır ama tasavvuf konusunda epey bilgim vardır. etkilenmişim demek ki.
- offf!
- bakın siz rahatsız olmayasınız diye kendi rahatımı bozdum. eğer etrafınızda 2 metrelik bir koruma çemberi istiyorsanız taksiye binin. metrobüs bu. bu aracında kendi içerisinde gerçekleri var. istanbul'un en acı gerçeği metrobüs. şahsen mecbur olmasam ben de binmem ama hepimiz mecbur olduğumuz için biniyoruz..
- tamam uzatmayın.
- (içimden) senin ben evveliyatını!....
tabi o sırada araya kaynak yapıp bana hak veren yiğidin harman olduğu yerden avdet etmiş bir dizi vatan evladını da buradan saygıyla selamlıyorum.
bundan 2-3 hafta evveldi. günlerden pazartesiydi yanılmıyorsam. metrobüs bildiğin tıklım tıklım. her günkü sahne tekrar ediyor işte. çok beğenilince devamı çekilen filmler vardır ya, biz metrobüsün bu halini hiç sevmiyoruz ama her sabah aynı filmin devamı çekiliyor. şimdi ben burayı "hayat işte, filme benzemiyor hacı" şeklinde bir incir ağacına bağlardım ama işim olmaz. bir yere bağlı kalmasın, asılı kalsın, böylesi daha iyi.
bayrampaşa-maltepe durağından 34a hattına bindim. aslında iki önceki duraktan kalktığı için pek kalabalık olmazdı ama günlerden pazartesi olunca ve üniversiteli -ki bunlar liselilerden de tehlikeli olmaya başladı- elemanların pazartesi sendromu tutunca haliyle kalabalık oluyor. ve metrobüsteki herkes sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığını yaşıyor o kısacık yolculukta.
tıklım tıklım metrobüste bir ağaç kovuğu bulup yerleştim hamdolsun ama unuttuğum bir şey vardı: metrobüsteki türk kızı. hanım abla bildiğin prensesmiş. metrobüsü de kremlin sarayı sanıyormuş. lan benim tutunacak bir dalım yok o bildiğin direğe yaslanmış. işte o an uzanıp onun önündeki direkten tuttum. kendisi baykuş gibi kafasını 180 derece döndürerek 1.57 boyuyla bana baktı, baktı, gene baktı.. ben ise kuş bakışı bir açıyla kendisine bakmaya bile tenezzül etmedim. bir iki durak gittik ama bu gidiş müddetince "öff, pöfff, uff" tarzı yakınmalar duymadım değil. fakat bu benim umurumda mı? elbette değil. ha hayt!
tanımadığım bir kadınla muhatap olacaksam eğer, tesettürlü olup olmadığına bakarak müthiş bir ön yargı ile hareket ediyorum. bu bir kusurdur benim için ama n'apim her güzelin bir kusuru vardır. güzel dediysek cinsiyetimi belirteyim: erkeğim. yılışmayın hemen!
bu ara bilgiyi de verdikten sonra devam edelim.. bendeniz bir iki dakika sonra baktım bunun yolu yol değil, hem de kendisini prenses sanıyor, rüyasından uyandırmayalım cihetinden elimi kolumu onun olduğu taraftan çekip metrobüsteki en tehlikeli hareketlerden birini yaparak kendi eksenim etrafımda dönüp diğer taraftaki direklerden birini tutayım dedim. demez olaydım, dönmez olaydım..
- beyefendi n'apıyorsunuz siz sabahtan beri?
- n'apıyormuşum?
- bi rahat durmadınız, dönüp dönüp duruyorsunuz, semazen misiniz siz?
- hayır ama tasavvuf konusunda epey bilgim vardır. etkilenmişim demek ki.
- offf!
- bakın siz rahatsız olmayasınız diye kendi rahatımı bozdum. eğer etrafınızda 2 metrelik bir koruma çemberi istiyorsanız taksiye binin. metrobüs bu. bu aracında kendi içerisinde gerçekleri var. istanbul'un en acı gerçeği metrobüs. şahsen mecbur olmasam ben de binmem ama hepimiz mecbur olduğumuz için biniyoruz..
- tamam uzatmayın.
- (içimden) senin ben evveliyatını!....
tabi o sırada araya kaynak yapıp bana hak veren yiğidin harman olduğu yerden avdet etmiş bir dizi vatan evladını da buradan saygıyla selamlıyorum.
güncel Önemli Başlıklar