bugün
- fatih terim'in yuhalanması8
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge8
- vatandaşlık farkı alan otel25
- icardi190529
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- nazar değdi sözlük8
- crop giyen erkek9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- hamas bir terör örgütüdür20
- erkeğe ne hediye alınır34
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
1980 darbesinden sonra kenan evren'in talimatıyla yıllarca emek verdikleri üniversitelerden uzaklaştırılan her kademedeki öğretim üyeleriyle kıyıma uğrayan üniversitelere indirilen en büyük darbe; 1981 yılında özerklikten uzak, merkeziyetçi bugün de yürürlükte olan 2547 sayılı YÖK yasası ile kurulan; yükseköğretimi katletme kuruludur. bugünün sözde darbe karşıtı, özgürlük savunucuları elinde yandaş örgütleme kurulu'na çevrilmiş olması da çok manidardır. yök hem üniversite öğrencilerini hem de üniversite öğretim üyelerini tırpanlayarak; bilimsel ve özgür düşünceye en büyük zararı vermeye devam etmektedir. akademik özgürlüğün olmadığı bir ortamda bilimsel kalite aramak abesle iştigaldir.
tek parti döneminde 4 yıl hazırlık sonucunda, Hasan ali Yücel'in milli eğitim bakanlığı sırasında 1946 yılında çıkarılan 4936 sayılı Üniversiteler Yasası'yla ülkemizde ilk kez gerçek anlamda üniversiteler özerkliğe geçmiştir.
Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel bu yasayla ilgili bugün de önem taşıyan sözleri:
--spoiler--
Bu kanun tasarısı Türk bilim hayatında, Türk üniversitelerinde yeni bir gelişmenin, ilerlemenin müjdecisi olacaktır.
Bu kanun bir ana prensip, bir de köklü usul, metodu kapsıyor. Bütün maddeleri bu iki nokta çevresinde toplanmış sayılabilir.
Ana prensip üniversitelerin özerk olmasıdır. Bu özerklik, yönetimde, öğretimde, ve mali alanlardadır. Üniversitelerin özerkliği bir oluşun, erginliğin ifadesi olduğu zaman değerlidir.
Biz, üniversiteyi oluşturan fakülteleri kendi örgütleri içerisinde bağımsız ve ondan oluşan üniversiteleri aynı suretle muhtar, özerk birer kurum halinde bu kanunla yeniden düzenliyoruz.
Akademik meselelerde, bilim işlerinde bir ihtilaf olursa onun en yüksek mercii olan Üniversitelerarası Kurul'a, her üniversiteden yetkili insanların toplandığı yere işi götürüyoruz. Onlar ne derlerse o yapılacaktır, diyoruz.
--spoiler--
--spoiler--
Bu yasa hükümlerine göre üniversitelerimizi oluşturan fakülteler de bilim ve yönetim özerkliğine ve tüzel kişiliğine sahiptir. (...) Bugün bu kurumlarımıza verilen özerklik, devrim yılları içinde sağlanan ilerlemenin doğal sonucu olmuştur. Toplumla ilişki noktaları çoğalan üniversitelerimiz bundan böyle dışardan gelecek dilek ve eleştirileri, göz önünde bulundurmakla birlikte, kendi içlerinde kendi kendilerini denetleyerek olgunlaşacaklar ve yeni Türk toplumunun yeni üniversiteleri olma özelliklerini güçlendireceklerdir.
--spoiler--
Hasan Âli Yücel görevden ayrıldıktan sonra ülkede ve dünyada estirilen ırkçı, baskıcı anlayıştan, cadı kazanından üniversiteler de payını almıştır. 27 Aralık 1947'de Ankara Üniversitesi Rektörü Şevket Aziz Kansu tartaklanmış, istifaya zorlanmıştır. 6 Temmuz 1948 tarihinde Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi'nde görevli üç öğretim üyesi (Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes, Behice Boran) ile yabancı birkaç profesörün kürsülerini kaldıran Üniversite Teşkilat Kanunu kabul edilmiştir. 27 Mayıs 1960 Devriminin* ardından 115 sayılı yasayla özerklik yeniden güçlendirilmiş, Milli Eğitim Bakanlığı'nın üniversiteler üzerindeki etkisi temelli kaldırılmıştır.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra ise 1981'de bambaşka bir anlayışla, özerklikten uzak, merkeziyetçi bugün de yürürlükte olan 2547 sayılı YÖK yasası getirilmiştir.
bulutsuzluk özlemi'nin şarkısı da bir çok şeyi anlatmakta...(maussollos'a bu güzel hatırlatma için ayrıca teşekkürler)
http://www.youtube.com/watch?v=dz9frbHGg8Y *
tek parti döneminde 4 yıl hazırlık sonucunda, Hasan ali Yücel'in milli eğitim bakanlığı sırasında 1946 yılında çıkarılan 4936 sayılı Üniversiteler Yasası'yla ülkemizde ilk kez gerçek anlamda üniversiteler özerkliğe geçmiştir.
Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel bu yasayla ilgili bugün de önem taşıyan sözleri:
--spoiler--
Bu kanun tasarısı Türk bilim hayatında, Türk üniversitelerinde yeni bir gelişmenin, ilerlemenin müjdecisi olacaktır.
Bu kanun bir ana prensip, bir de köklü usul, metodu kapsıyor. Bütün maddeleri bu iki nokta çevresinde toplanmış sayılabilir.
Ana prensip üniversitelerin özerk olmasıdır. Bu özerklik, yönetimde, öğretimde, ve mali alanlardadır. Üniversitelerin özerkliği bir oluşun, erginliğin ifadesi olduğu zaman değerlidir.
Biz, üniversiteyi oluşturan fakülteleri kendi örgütleri içerisinde bağımsız ve ondan oluşan üniversiteleri aynı suretle muhtar, özerk birer kurum halinde bu kanunla yeniden düzenliyoruz.
Akademik meselelerde, bilim işlerinde bir ihtilaf olursa onun en yüksek mercii olan Üniversitelerarası Kurul'a, her üniversiteden yetkili insanların toplandığı yere işi götürüyoruz. Onlar ne derlerse o yapılacaktır, diyoruz.
--spoiler--
--spoiler--
Bu yasa hükümlerine göre üniversitelerimizi oluşturan fakülteler de bilim ve yönetim özerkliğine ve tüzel kişiliğine sahiptir. (...) Bugün bu kurumlarımıza verilen özerklik, devrim yılları içinde sağlanan ilerlemenin doğal sonucu olmuştur. Toplumla ilişki noktaları çoğalan üniversitelerimiz bundan böyle dışardan gelecek dilek ve eleştirileri, göz önünde bulundurmakla birlikte, kendi içlerinde kendi kendilerini denetleyerek olgunlaşacaklar ve yeni Türk toplumunun yeni üniversiteleri olma özelliklerini güçlendireceklerdir.
--spoiler--
Hasan Âli Yücel görevden ayrıldıktan sonra ülkede ve dünyada estirilen ırkçı, baskıcı anlayıştan, cadı kazanından üniversiteler de payını almıştır. 27 Aralık 1947'de Ankara Üniversitesi Rektörü Şevket Aziz Kansu tartaklanmış, istifaya zorlanmıştır. 6 Temmuz 1948 tarihinde Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi'nde görevli üç öğretim üyesi (Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes, Behice Boran) ile yabancı birkaç profesörün kürsülerini kaldıran Üniversite Teşkilat Kanunu kabul edilmiştir. 27 Mayıs 1960 Devriminin* ardından 115 sayılı yasayla özerklik yeniden güçlendirilmiş, Milli Eğitim Bakanlığı'nın üniversiteler üzerindeki etkisi temelli kaldırılmıştır.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra ise 1981'de bambaşka bir anlayışla, özerklikten uzak, merkeziyetçi bugün de yürürlükte olan 2547 sayılı YÖK yasası getirilmiştir.
bulutsuzluk özlemi'nin şarkısı da bir çok şeyi anlatmakta...(maussollos'a bu güzel hatırlatma için ayrıca teşekkürler)
http://www.youtube.com/watch?v=dz9frbHGg8Y *
güncel Önemli Başlıklar