bugün
- 2 nisan 2023 fenerbahçe beşiktaş maçı23
- şu an nerede olmak isterdiniz17
- altılı masa kazanırsa kürdistan kurulur mu8
- deva'nın türk düşmanı bir parti olması15
- iyi davrandığınız kızın size kötü davranması20
- binali yıldırım 26 milyar dolar serveti olması20
- recep tayyip erdoğan31
- hasan kaçan'ı seccade tweet i16
- kadına yakışmayan şeyler24
- bütün ak trollerin sözlüğe veda etmesi12
- muharrem ince19
- rte seçimi kaybederse akpliler ne yapıcak58
- erdoğan ın seçimi kazanma ihtimali31
- ümit özdağ10
- kemal kılıçdaroğlu22
- kemal kılıçdaroğlu'nun secaadeye basması48
- çalışanlara mesai dışında ulaşılamaz olma hakkı20
- bugün ne yapmayı düşünüyorsun27
- sarılmak istediğiniz sözlük yazarları31
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle38
- ölmek istemek22
- 1 nisan13
- hafif balık etli olmak15
- kılışdar seccadeye bastı oyum tayyip e28
- üniversiteyi 26 yaşında bitirmek14
- irem derici seksiliği22
- kemal kılıçdaroğlu'nun özür dilemesi12
- gelmiş geçmiş en korkunç video11
- üstteki yazarın ne mezunu olduğunu tahmin etmek22
- arkadaşlar bi bakar mısınız10
- sahurdayız uludağ sözlük30
- durduk yere engelleyen erkek20
- karnabahar brokoli brüksel lahanası yiyen erkek28
- büyük meme vs küçük meme19
- seccade kutsalmıdır24
- günün sözü22
- 1 nisan 2023 galatasaray adana demirspor maçı8
- gençler neden evlenemiyor sorusu12
- celal şengör'ün dövme yorumu10
- erzurum da kar altında ucuz et kuyruğu35
- 31 mart 2023 soğuklardan gına gelmesi15
- ateist birisine ramazan kolisi vermek33
- habakkuk10
- karınızın zeytinliğini budar mısınız9
- frank lucas denilen sapık12
- klarnet calan sarapci koala 69
- almanyanın karşı çıktığı cumhurbaşkanı adayları28
- borsa21
- kirpiklerin kaşınması8
- erkek görünce gelen kusma isteği16
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte bilgiye kolay ulaşabilme, toplumdan bir şeyleri saklamayı neredeyse imkânsız hale getirdi. Web âleminde özellikle Facebook, Twitter ve Youtube yoluyla sürekli paylaşımlar yapılmakta ve bu araçlar vasıtasıyla insanlar çok kısa bir sürede gelişen olaylardan haberdar olmaktadırlar. Bu araçları kullanmak için çok okumuş veya çok yetenekli olmak gerekmiyor. Birkaç defadan sonra ortalama zekâ seviyesine sahip herkes çok rahat Facebookta fotoğraf paylaşıp Youtubea video yükleyebiliyor.
Dün bir arkadaşım vesilesiyle bir caminin önünde birkaç kişilik bir cami cemaatinin sohbetine iştirak etme şansı buldum. Herkes her şey hakkında konuşuyor her zamanki gibi lakin bu zamanın diğer zamanlardan farkı herkesin konuştuklarına internetten deliller getiriyor olması. Kimi Youtubetan izlediği videoyu kimi bilmem hangi cemaatin Facebook sayfasındaki paylaşımı söyleyerek kendi iddiasını kanıtlamaya çalışıyor. Bir şey daha fark ettim bu cemaat vesilesiyle: Piyasada çok fazla islami cemaat, mensupları vesilesiyle kendi düşüncelerini halka duyurmak için hummalı bir şekilde çalışıyor. Tarikatçılardan tutun da radikal düşünceli cemaatlere kadar her türden fikri bulmanız mümkün. Halk da kime aklı yatarsa ona inanıyor ve çoğu zaman karşılaştığı her cemaatin fikri aklına yattığı için içinden çıkılmaz bir kafa karışıklığı yaşıyor. internette yer alan bilgi daha doğrusu veri bombardımanının üzerine onlarca cemaatin tebliğ faaliyetlerine maruz kalan insanlar çoğu zaman neye inanacağını şaşırmış durumda kalıyor veya bir hafta bir görüşü benimserken diğer hafta tam tersi bir şeyleri savunabiliyor. Aynı zamanda farklı düşüncelerin etkisindeki kişiler arasında bir yarışma, bir ihtilafta kendini her cami önü sohbetinde gösteriyor.
Dini mevzularda hâlâ insanların en güvendiği kurum olan Diyanet ve imamlar ise maalesef bu tabloda görülmeyecek kadar gerilerde yer alıyor. imamların kahir ekseriyeti ezandan 5-10 dakika önce camiye giriyor ve namaz sonrası da hemen uzaklaşıp gidiyor. Herhangi bir cemaatin sorusuna muhatap olmamak için kolay kolay bir cemaate katılmıyor. O kadar çok bilgiye maruz kalmalarına rağmen halk hâlâ emin kişiler olarak imamları görüyor ve her türlü konuyu onlara danışmak istiyor. Ama birçok yerden bilgiye ulaşabildiği için halk, imamlardan sorularına ehliyetli cevaplar bekliyor. Dolayısıyla kendini iyi yetiştirmiş, günün meselelerini bilen ve bunlara cevapları olan imamlar halk için hayati derecede önem taşıyor. Ancak üzülerek söylemeliyim ki imamlarımız ne bu hayatiyetin farkında ne de kendilerini sürekli yetiştirmenin gerekliliğine tam olarak kendilerini inandırabilmişler. imam-hatip veya ilahiyatta öğrendiklerinin üzerine neredeyse hiçbir şey katmayan birisi sürekli giriftleşen meselelere yetkin çözümler getiremez. Aynı şekilde Diyanetin de bu boşluğu doldurmak için bir şeyler yaptığını görmek mümkün değil. Hala ağır hantal bürokratik yapısı altında rutinleşen vazifelerinin altında ezilen ve halka gerçek manada yeni hiçbir şey sunmayan Diyanetin personelinden de çok şey beklemek maalesef hayal den öteye geçmiyor. Her yeni Diyanet Başkanı bizlerde yeni bir umut yeşertmekte ama zaman geçtikçe değişen hiçbir şeyin olmadığını görmek meselenin şahsi değil daha yapısal olduğunu anlamamıza vesile olmaktadır. En basit bir örnek vermek gerekirse, Prof. Abdulaziz Bayındırın namaz vakitleri ile ilgili çalışmasına karşın Diyanet kamuoyunu tatmin edecek bir cevapla karşılık verememiştir. Sırf bu mesele bile Diyanetin halk nezdindeki itibarını ciddi bir şekilde sarsmıştır.
yazının devamı: http://www.genchacilar.or...ageID=KoseDetay&id=45
Dün bir arkadaşım vesilesiyle bir caminin önünde birkaç kişilik bir cami cemaatinin sohbetine iştirak etme şansı buldum. Herkes her şey hakkında konuşuyor her zamanki gibi lakin bu zamanın diğer zamanlardan farkı herkesin konuştuklarına internetten deliller getiriyor olması. Kimi Youtubetan izlediği videoyu kimi bilmem hangi cemaatin Facebook sayfasındaki paylaşımı söyleyerek kendi iddiasını kanıtlamaya çalışıyor. Bir şey daha fark ettim bu cemaat vesilesiyle: Piyasada çok fazla islami cemaat, mensupları vesilesiyle kendi düşüncelerini halka duyurmak için hummalı bir şekilde çalışıyor. Tarikatçılardan tutun da radikal düşünceli cemaatlere kadar her türden fikri bulmanız mümkün. Halk da kime aklı yatarsa ona inanıyor ve çoğu zaman karşılaştığı her cemaatin fikri aklına yattığı için içinden çıkılmaz bir kafa karışıklığı yaşıyor. internette yer alan bilgi daha doğrusu veri bombardımanının üzerine onlarca cemaatin tebliğ faaliyetlerine maruz kalan insanlar çoğu zaman neye inanacağını şaşırmış durumda kalıyor veya bir hafta bir görüşü benimserken diğer hafta tam tersi bir şeyleri savunabiliyor. Aynı zamanda farklı düşüncelerin etkisindeki kişiler arasında bir yarışma, bir ihtilafta kendini her cami önü sohbetinde gösteriyor.
Dini mevzularda hâlâ insanların en güvendiği kurum olan Diyanet ve imamlar ise maalesef bu tabloda görülmeyecek kadar gerilerde yer alıyor. imamların kahir ekseriyeti ezandan 5-10 dakika önce camiye giriyor ve namaz sonrası da hemen uzaklaşıp gidiyor. Herhangi bir cemaatin sorusuna muhatap olmamak için kolay kolay bir cemaate katılmıyor. O kadar çok bilgiye maruz kalmalarına rağmen halk hâlâ emin kişiler olarak imamları görüyor ve her türlü konuyu onlara danışmak istiyor. Ama birçok yerden bilgiye ulaşabildiği için halk, imamlardan sorularına ehliyetli cevaplar bekliyor. Dolayısıyla kendini iyi yetiştirmiş, günün meselelerini bilen ve bunlara cevapları olan imamlar halk için hayati derecede önem taşıyor. Ancak üzülerek söylemeliyim ki imamlarımız ne bu hayatiyetin farkında ne de kendilerini sürekli yetiştirmenin gerekliliğine tam olarak kendilerini inandırabilmişler. imam-hatip veya ilahiyatta öğrendiklerinin üzerine neredeyse hiçbir şey katmayan birisi sürekli giriftleşen meselelere yetkin çözümler getiremez. Aynı şekilde Diyanetin de bu boşluğu doldurmak için bir şeyler yaptığını görmek mümkün değil. Hala ağır hantal bürokratik yapısı altında rutinleşen vazifelerinin altında ezilen ve halka gerçek manada yeni hiçbir şey sunmayan Diyanetin personelinden de çok şey beklemek maalesef hayal den öteye geçmiyor. Her yeni Diyanet Başkanı bizlerde yeni bir umut yeşertmekte ama zaman geçtikçe değişen hiçbir şeyin olmadığını görmek meselenin şahsi değil daha yapısal olduğunu anlamamıza vesile olmaktadır. En basit bir örnek vermek gerekirse, Prof. Abdulaziz Bayındırın namaz vakitleri ile ilgili çalışmasına karşın Diyanet kamuoyunu tatmin edecek bir cevapla karşılık verememiştir. Sırf bu mesele bile Diyanetin halk nezdindeki itibarını ciddi bir şekilde sarsmıştır.
yazının devamı: http://www.genchacilar.or...ageID=KoseDetay&id=45
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar