bugün

harry potter and the deathly hallows part 2

Kitaba göre çok da iyi olmamış film, ikiye bölünmesine rağmen o kadar çok şey atlanmış ki çıldırmamak elde değil!

--spoiler--
Öncelikle hakkını veriyorum, Snape'le ilgili bölümlerde kendimi tutamadım ağladım. Alan Rickman'ın oyunculuğu mükemmeldi, her şey hayal ettiğim gibiydi o kısımlarda. Ama kitaptaki son filmdekinden çok çok çok daha iyiydi! Harry'nin her şeyin sebebini, snape ve mürver asayla ilgili gerçeği anlatırken Voldemort'un cevapları, Harry'nin Voldemort'a Riddle hatta abartıp Tom diyişi ("you dare?"), düellonun herkesin önünde olması kesinlikle destansıydı! Ve Neville'ın bölümü de çok sönük kaldı, aksiyon katalım diye türlü saçmalıklara gitmiş Yates Harry'yle Voldemort'un o uçurumdan atlaması falan gibi gereksiz şeyler vardı. Ron&Hermione öpüşmesi hayal kırıklığı, çok daha iyi bir şey bekliyordum.
Oyunculara gelince en en iyisi tabi ki Alan Rickman'dı! Daniel'ın da performansı şahaneydi ikisi alıp götürdüler beni. Emma da fena değildi, Rupert geçen filme göre biraz sönüktü. Helena'nın Hermione yorumu çok hoştu keşke biraz daha uzun sürseydi o sahneler.
Filmin ilk yarısı çok aceleye gelmiş gibiydi pek havaya giremeden bitti açıkçası ama ikinci yarısı gerçekten iyiydi. Çok büyük umutlarla gitmiştim birazcık hayal kırıklığına uğradım ama Melez Prens faciasından sonra buna da şükür diyorum. Prens'in hikayesi, King's Cross ve Yeniden Ormanda bölümleri kitabın da filmin de en iyi bölümleriydi.
Kitabı okuyan fanlar için kızılacak çok şey vardı. Fred'in ölümünü doğru düzgün göremedik, Lupin'in oğlunu göremedik, Snape'in anılarında küçük Lily'nin gözleri kahverengiydi! Hadi onu da sineye çektik. Ginny yine çok maldı, ona da bi şey demiyorum. içimde Yates'e son kez küfretmenin burukluğuyla yorumumu bitiriyorum, so long Harry!

Edit: He bi de mürver asayı elle kırmak neydi allasen? Çok güldüm Yates'e yine sevgilerimi gönderdim kucak dolusu...
--spoiler--