bugün

30 ocak 2011 fenerbahçe trabzonspor maçı

digiturkwebtv'ye parayı bayıldık, günlük açtırdık spor pakedini ev arkadaşımla. bir fenerli ve bir kayserisporlu olarak ibb-beşiktaş maçını tamamen tarafsız gözle izledik, çok keyifli oldu açıkçası. neyse sonra sıra bu maça geldi. bir de beşiktaşlı arkadaşımız bize katıldı. yazık garibim yolda öğrenmiş beşiktaş maçının sonucunu, morali bozuk geldi zaten. dürüst olarak söylüyorum, bir kayserilinin ve bir beşiktaşlının fener gol attığında ayağa kalktığını ilk kez dün gördüm, allah sonumuzu hayır etsin.

hani genellikle fenerbahçe'nin mağlubiyeti durumunda ülkenin yarısı sevinir ya, işte dün öyle bir durum olsaydı sadece trabzon şehri sevinecekti diye tahmin ediyorum. çünkü ülkemizin klasik durumu olan, yükseleni aşağıya çekmek için elinden geleni ardına koyma prensibi dün yine işleyecekti ve işledi de zaten.

önce trabzonspor hakkında bir iki bir şey söylemek istiyorum, sonra zafer naraları atmaya başlayacağım.*
hep söylüyorum şenol güneş bu takımı baştan yarattı, tekrar büyük takım olduklarını bize hatırlattı diye. ama dün trabzonspor takımı günümüzün diğer anadolu takımlarından daha karaktersiz bir futbol oynadı. tabii ki seyircinin hakemi ve rakip takımı uzun süredir ilk kez bu kadar başarılı bir şekilde baskı altına aldığını belirtmek zorundayım. şahaneydi dün tribünler.

trabzonspor takımını ben ilk kez bu kadar aciz gördüm bu sezon. sebebi ise bence önceki puan kayıplarından psikolojik olarak toparlanamamaları ve fenerbahçe takımının hırsıdır. dün türkiye liginde oynayan hiçbir takım o presi ve takım savunmasını delemezdi.

neyse gelelim fenerbahçe'ye. fenerbahçe'de öne çıkan adamlar olur genellikle ama bu sefer takım halinde çok çok iyi oynadılar. zaten selçuk şahin'in bile rakibinin sağından atıp solundan geçmesi gibi bir durum oluştu, ben o zaman anladım ki bugün biz kazanacağız maçı. *
aslında fenerbahçe bir nevi zico sistemiyle sahadaydı bugün. sağdan içeri kat eden deivid yerine, kanadı da kullanabilen* mehmet topuz ve soldan yaldır yaldır gelen adam kategorisinde uğur boral'ın yerine ciddi şekilde durdurması çok zor olan issiar dia vardı. ama en büyük faktör alex de souza ve mamadou niang'ın topsuz oyunda da var olmalarıydı. ikisi de çok müthiş pres yaptı, ve zaten düşüşte olan trabzonspor orta sahasının tamamen çökmesini sağladılar.

birinci gol gösterdi ki, diego lugano'yu formasından çekmek, gol atmasını engellemek değil. başka şeyler bulunması lazım durdurmak için.

ikinci gol öncesindeki organizasyonu hayranlıkla izledim. zaten aykut kocaman bile kendinden geçti golden sonra, kendisini daha çok böyle görmek istiyoruz.*
mehmet topuz insan gibi oynamadı. zaten cem yılmaz'ın gora'da dediği gibi. insan gibi değil, hayvan gibi... koştu, bastı, top çaldı, savunmaya hücuma eşit destek verdi, ters kademeye girdi, asist yaptı falan filan. on numara top oynadı ve bence maçın yıldızı oldu.

ve son sözlerim de bünyamin gezer'e gitsin. skor 2-0'a geldikten sonra "eaaa maç koptu galiba" dedi o da kendince ve saçmalamaya başladı. ben anlamıyorum arkadaş, niang'ın formasından çekmek, tekmelemek serbest ama engin baytar'ın yanında yellenmek faul. takdir haklarını sıklıkla konuk ekipten yana kullandı ikili mücadelelerde. neyse ki sonuca etki etmedi bu durum.

selçuk şahin öyle veya böyle kırmızı kart görme tehlikesi içerisindeydi zaten. her ne kadar ikinci pozisyonda bana çok bir şey yokmuş gibi gelse de takdir hakkıdır bir şey söyleyemiyorum. ama glowacki'yi fenerbahçe seyircisi oyundan attırmıştır ciddi anlamda. evet iki faul de kartlık, ama önemli olan hakemin o kartı göstermesi ve türkiye liginde bu kartlar bu kadar kolay çıkmıyor. ha hoş, maç çığrından çıkmamış olsa tahmin ediyorum hakem de o kartları gösteremezdi veya en fazla bir sarı kart verirdi. ama seyircinin 65-70 arasında bünyamin gezer'i baskı altına alması bir de trabzonspor'dan oyuncu atılmasıyla sonuçlandı. zaten staddaki taraftarın görevi takımı desteklemek ve hakemi baskı altına alarak ev sahibi avantajını kullanmaktır. yoksa şarkılar söylemişiniz, şu kadar bağırmışınız önemi yok. dünya kupasında da vuvuzela çalıyolardı noldu? sahadaki adamlar birbirlerini duyamıyorlardı onun yüzünden.

neticede taraftar istemiş, futbolcular da yüreklerini koymuştur sahaya. biz hep bu hırsı istiyoruz, bunu bekliyoruz onlardan. umarım bu sadece trabzonla geçen seneden kalan hesaptan dolayı böyle değildir. ve şimdi en önemli olan, bu galibiyetin değerini artırması ve takıma kazanma alışkanlığını getirmesi açısından manisaspor maçından da galibiyet çıkartabilmek. ilk devredeki maç genç okan alkan'ın maçı olmuştu, bu sefer gökhan abisi cezalı olduğu için yine o oynayacak. umarım yüzümüzü kara çıkarmaz, umarım takım olarak yüzümüzü kara çıkartmazlar.

çünkü ne dedik?
(bkz: yüreğini koy ortaya)

teşekkürler fenerbahçe.