bugün

battlestar galactica

14. bölüm de bitti. yani dizinin bir sonraki bölümünü izleyeceğim diye buraya uzun yazamıyorum. öbür taraftan birkaç cümle ile bölümü anlatıyormuş gibi yapmak çok komik oluyor artık. çünkü diziyi anlatmak demek o onu vurdu, bu bunu kurtardı'dan çok daha fazlasını hakediyor. burada bir devrim ve devrim girşimini bastırmaktan söz etmeliyiz. her şey dünyayı ve insanlığı anlatan çok daha geniş bir panaromayı ihtiva ediyor. adama bir militarist bir diktatör mü? gaeta bir darbeci mi yoksa bir devrimci mi? baltar new caprica'daki onca olaya rağmen mahkemede yargılanma hakkına sahipken, zarek ve gaeta'nın infazı hangi adalet sistemine sığmaktadır? bir bakış açısına göre gaeta tüm bu olanların, tüm yaşanan savaşların ve tüm ölen insanların nedeni olan saylonlulara karşı duruşu sürdürmek istemekten başka hiçbir şey yapmadı. adama ve işbirlikçileri de tam tersine bütün bu olanların müsebbibi olan saylonlularla işbirliği içine girerek davaya ihanet etmiş, insan ırkının geleceğini tehlikeye atmışlardır gibi bir okuma da yapmamız peki ala mümkün!

işte bu dizi che guevara'yı devrimci görenlerle terörist görenlerin hikayelerini anlatıyor. işte bu dizi atatürk'ü bir ülkeyi yok olmaktan kurtaran ölümsüz bir lider olarak görenlerle, onu baskıcı bir diktatör olanların hikayesini anlatıyor. işte bu dizi ırkçı olanlarla, halkları kardeşliğine inanların hikayesini anlatıyor. işte bu dizi farklı inançlara sahip toplumların birbirleri ile olan dostluk ve düşmanlıklarını anlatıyor. işte bu dizi argümanı ne olursa olsun insanlığın farklılıklara düşmanca mı yoksa hoşgörü ile mi yaklaştıklarını tartışıyor.

kısaca insana ve insanlığa dair yaşanmış ne varsa hepsi bu dizide var. işte bu yüzden bugüne kadar yapılmış en iyi dizi bu diyebilirim benim ve battlestar galactica'yı izlemiş herkes için.