bugün

entry'ler (69)

massy tadjedin

iran doğumlu amerikan senaryo yazarı ve yönetmen. 2010'da ilk yönetmenliğini last night ile yapmış. çok başarılı bulduğum yönetmen.

the rosewood thieves

entourage s03e20'de çalan los angeles şarkısıyla dikkat çeken folk rock grubu.

http://www.youtube.com/watch?v=yGzwxAPSqBY

people like us

alex kurtzman'in ilk uzun metraj denemesi. cast seçimi çok başarılı. yönetmenin bazı acemilikleri dikkat çekiyor ama filmin bütünü, bu ufak hataları tolere edebilmiş. genel anlamda başarılı bir anlatım ve sizi içine çekebilen bir hikayesi var. elizabeth banks'in oyunculuğu dikkat çekici. ve bana göre filmin finali çok başarılı.

puanım:7.2

the rosewood thieves

entourage s03e20'de çalan los angeles şarkısıyla dikkat çeken folk rock grubu.

http://www.youtube.com/watch?v=yGzwxAPSqBY

insanı hayattan soğutan şeyler

flash tv de daha önce izlemiş olduğun gerçek kesit bölümüne denk gelmen.

happy endings

az kişi tarafından bilinen harika bir dizi. karakterlerin içi çok dolu ve oyunculuklar da bir o kadar iyi. karakterleri tanımaya başladıkça daha çok sevmeye ve gülmeye başlıyorsunuz. kesinlikle şans verilmesi gereken bir dizi.

adam pally

happy endings'de harikalar yaratan müthiş, komik bir adam. bu zamana kadar da bir şey yazılmamış olması çok ilginç gerçekten.

ben ben ben ben ben ben ve ben

staj arkadaşım ve yeni bir yazar hoş gelmiştir.

2012 oscar ödül töreni

tahminlerimi yazayım hemen;

en iyi film: hugo-the artist (ikisi arasında tahmin yürütemiyorum)
en iyi yönetmen: woody allen
en iyi erkek oyuncu: jean dujardin
en iyi kadın oyuncu: merly streep
en iyi yardımcı erkek oyuncu: christopher plummer
en iyi yardımcı kadın oyuncu: octavia spencer
en iyi özgün senaryo: midnight in paris
en iyi yabancı film: jodaeiye nader az simin

almasını istediklerim;

en iyi film: hugo-extremely loud & incredibly close(bu ikisinden biri alsın farketmez)
en iyi yönetmen: woody allen
en iyi erkek oyuncu: jean dujardin
en iyi kadın oyuncu: rooney mara
en iyi yardımcı erkek oyuncu: Max von Sydow
en iyi yardımcı kadın oyuncu: jessica chastain
en iyi özgün senaryo: midnight in paris-jodaeiye nader az simin(ikisi de olur)
en iyi yabancı film: jodaeiye nader az simin

thomas horn

Şu ana kadar gördüğüm en yetenekli çocuk oyuncu.

(bkz: extremely loud and incredibly close)

splitscreen a love story

j.w. griffiths'in yönetmenliğini yaptığı, film müziği de mükemmel olan bol ödüllü, mükemmel 2011 kısa filmi.

http://www.imdb.com/title/tt1985204

http://vimeo.com/25451551

not: basit ama mükemmel bir fikir kesinlikle izlemelisiniz.

aforizmalar

utanç, bir başkasının yargısı altında kişinin kendini, onun nesnesi olarak görmesi sonucunda hissettiği duygudur. (jean paul sartre)

50 50

jonathan levine'in yönettiği ve joseph gordon-levitt, seth rogen, anna kendrick gibi sağlam oyuncuların yer aldığı 2011'in en sağlam filmlerinden. filmin başında klişe işler bekliyorsunuz ama film ağır temposuna rağmen çok akıcı ve diyaloglar o kadar sağlam ki salt kansere odaklanmak yerine sosyal ilişkilere değinmiş. ve yer yer gülüyorsunuz sonra birden kendinizi gözleriniz yaşarmış buluyorsunuz. hayatın içinden, samimi dedikleri yapımlara niye öyle dendiğini bu filmi izledikten sonra daha iyi anlıyorsunuz. tek kelimeyle mükemmel.

puanım: 7.7

dinner for schmucks

2010 yapımı jay roach filmi. orjinali le diner de cons'un yanına bile yaklaşamasa da, filmi çok gömmemek gerekir. kendi çapında yine komik bir film. hele steve carell bu karaktere çok yakışmış. film belli yerlerinde kahkaha da attırıyor. boş zamanınız olunca izlenebilecek, çok kafa yormayan filmlerden.

puanım: 6.2

ferris bueller s day off

john hughes'ın yönettiği film. ayrıca john hughes, the breakfast club'ın yönetmeni, home alone serisinin de senaristidir. kendisi 2009'da hayata veda etmiştir. bunları bilince daha da saygıyla izlemeye vesile oluyor tabi. filme bakacak olursak çok tatlı 80'lerin gençlik filmi. gençlik filmi deyince günümüz örneklerine bakıp(bazı filmleri bunun dışında tutarak) o, vıcık vıcık filmler aklınıza gelmesin. film çok saf ve tatlı olmuş. öyle çok kahkaha attırmasa da yüzünüzde bir tebessümle izlettiriyor ki, bence bu daha önemli bir mesele. matthew broderick'in gençlik hallerini görmek de ayrı güzellik.

ps: matthew broderick'den de bir john cusack kariyeri beklerdik ama maalesef olmamış.

puanım: 7.3

the ides of march

george clooney'nin yazıp yönettiği, 2011 yapımı politik bir film. filmin en büyük olayı kesinlikle oyuncularıydı. son dönemin en iyi aktörlerinden ryan gosling ve amerikan sinemasının en iyi ve en sağlam karakter oyuncularından philip seymour hoffman ve paul giamatti'yi beraber oynatması bile filmi bir yere getiriyor. konu olarak başkanlık seçiminden çok bir adamın politika içinde kendi normlarına bile ters düşerek değişimini ve tabiri caizse kendinden vazgeçişini anlatıyor. ve bunu da inanılmaz derecede akıcı bir şekilde yapıyor. yer yer klişeler olsa da politikanın, entrikalarını ve pisliklerini göstermesi açısından büyük cesaret isteyen bir yapım. 2011'in akılda kalıcı ve güzel filmlerinden biri.

puanım: 7.3

karpuz kabuğundan gemiler yapmak

ahmet uluçay'ın ilk uzun metraj filmi. ezel akay'ın da desteğiyle çok samimi bir film ortaya çıkmış. film çok sıcaktı ve bundaki en büyük etken oyunculuklar, güzel diyaloglar ve karakterlerin kullandığı şiveydi. çocuk oyuncular o kadar iyi oynamış ki, çoğu oyuncuların veremediği aşkı ve aşk acısını bile mükemmel bir şekilde yansıttılar. kısıtlı bütçeyle bu kadar iyi bir film çıkarmak da ayrı bir başarı. türk sineması için çok önemli bir eser ve ahmet uluçay'ın sinemaya saygı duruşudur. mekanın cennet olsun ahmet uluçay.

puanım: 7.5

denzel jr

yeni bir yazar.

arthur

jason winer'ın yönettiği, genç yaşına rağmen mükemmel bir iş çıkardığı 2011 filmi. film o kadar sıcak, o kadar güzel ki bir yandan yüzünüzde tebessüm varken diğer yanda gözleriniz dolu dolu filmi izliyorsunuz. russell brand, greta gerwig çok tatlıydılar. ama helen mirren filmin güzel olmasında ki en önemli etkendi. küçükken pazarları televizyonda izlediğim filmlerin tatlılığı vardı. belki o yüzden de etkilenmiş olabilirim. filmin sonlarını zaten boğazında büyük bir yumruyla izliyorsun. şu an yapacağınız daha önemli bir şey yoksa bence izlemelisiniz.

puanım: 6.5

çalgı çengi

selçuk aydemir'in ilk yönetmenlik denemesi. sonra da üsküdar'a giderken'i çekti çokta başarılı oldu. filme bakacak olursak gerek senaryosu olsun, gerek oyunculuğu olsun türk komedi filmlerinin üstünde bir yapım olmuş. diyaloglar bomba olmuş. hele "klima çalındıktan sonra 8 hacı pişik oldu" lafı gece gece yardırdı. bunların haricinde türk sinemasının genel problemi olan final yazma olayını bunlar da becerememişler. filmin en sonunda teşekkür ettikleri isimlere bakarken onur ünlü'yü de görünce insan "he tamm" diyor zaten. kısaca gülmek için izlenebilecek bir film.

puanım: 6.0