bugün

entry'ler (889)

sözlükte kimsenin birbirini sevmemesi

Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama keşke sözlüğün de sonu gelmeseymiş.

dum spiro spero

Biraz üzerine düşünüldüğünde Nefes alıp ümit etmek ten geriye yalnızca nefes almak kaldığını görerek bizleri üzen cümledir .

arthur schopenhauer

Doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır. O da mutlu olmak için burada olduğumuzu sandığımızdır.

Yukarıdaki sözüyle bence en büyük derdimizi yüzümüze şamar gibi vurmuş yazardır.

dream on

Gerek orjinal aerosmith Versiyonu gerekse ronnie james dio Coverı yani her türlüsünü sevsem de bence morgan james isimli şarkıcının postmodern jukebox Taki şu performansıyla artık kusursuzluğa ulaşmış efsane şarkıdır.

https://youtu.be/Yq4KA0mUnC8.

“Lived and learned” kesinlikle öyle.

lasciate ogne speranza voi ch entrate

ilahi komedyada cehennemin girişinde yazan sözdür ve Anlamı “Tüm umutlarınızı bırakın siz içeri girenler”dir. Ayrıca, viktor hugo’nun notre dame de paris Kitabında Yalnızca lasciate ogni sperenza kısmı geçer . Tüm umutlarınızı bırakın ya da siz hala ümit etmeyi bırakmadınız mı ? Anlamıyla verilir. Sahi niye bırakmadık mal mıyız biz ?

evde saç kesmek

Son bir kaç yıldır ya makineyle sıfır numara yada jiletle yaparım. Modelle filan uğraşmayınca kolay ve hızlı oluyor.

far cry 3

Skrillex şarkısıyla milletin tarlasını yaktığımız bölüm oyun tarihinin en kral bölümüdür.

30 yaşına kadar annesiyle yaşamış adamı alma

Ebru Şancı ne zaman kanaat önderi oldu amk dedirtir.

lise mezunu müdürün üniversite mezunu memuru

Liyakata uygun değildir. Ahbap çavuş ilişkisidir.

erkekleri itici yapan detaylar

Erkekleri itici veya çekici yapan detaylar diye bir şey yoktur. Ama ilginçtir, Hatun milleti hoşuna gitmeyen adamların her türlü özelliğini bu başlıkla sıralar. Aynı özellikler hoşuna giden bir erkekte olduğunda ise yine aynı maddeleri erkekleri çekici yapan detaylar başlığında sıralar. Anlaması pek mümkün görünmeyen bu çelişkiyi idrak etmeye çalışırken ömrü geçer erkek milletinin.

yaşamayı nefes almak sanan insan

Ancak ve ancak hiç ölümle yüzleşmemiş birinin kuracağı bir cümledir bu. Ayrıca;

Raskolnikov yürürken... "Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir. Yeterki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!

Dostoyevski - suç ve ceza

efes extra vs tuborg kırmızı

ikisini de tavsiye etmiyorum. Bir kez içince insanın çok hoşuna gidiyor. Habire habire icesi geliyor.

artık herkesin size abi demesi

https://youtu.be/12uLqTe5kvI

Abi ne ki amca diyenler oluyor arada.

sigaradan daha fazla kansere sebep olan şeyler

Aşırı miktarda empatidir.

doğanın acımasızlığı

Doğa acımasız filan değil sadece çok nettir. islanırsan ya da rüzgar yersen üşürsün. Kayalar serttir üzerine düşersen kemiklerini kırar. Senden güçlü bir yırtıcıya yakalanırsan yem olursun. Yani doğada iki kere iki hep dört eder. Bizim sosyal iliskilerimizde olduğu gibi aynı anda birden fazla doğru yada yanlış olmaz. Kurallara uyarsan canın yanmaz. oysa biz öyle miyiz.

seni seviyorum demenin farklı yolları

Sad-i Şirazi demiş;

Bir gece sevdiğim içeri girdi.Yerimden öyle bir fırlamışım ki elbisemin eteği odayı aydınlatan mumu söndürdü. Güzelliği ile karanlığı dağıtan sevgilim sordu;

Ben gelince neden ışığı söndürdün?..

Dedim ki; Güneş doğdu zannettim...

depresyona girmek

Depresyon denilen şey grip gibi kısa süren bir şey değil. Yıllarca çürüyen bir duvarın yavaşça üzerinize devrilmesi gibi metaforlayabiliriz bunu. Ama o enkazın altından çıkması devrilmesinden daha uzun süren bir şey. Önce o ağırlığın altında da yaşayabileceğimizi düşünürüz, sonra baskı artar nefes alışımız zorlaşır. Yok bu böyle olmaz deriz. Tabi hepimiz tipik birer Ortadoğulu olduğumuzdan bizi içinde bulunduğumuz durumdan kurtaracak bir mucize yada bir kurtarıcı bekleriz. Bir el alsın elimi, bir bilge ki ben yapsın beni deriz. Tabi, beyhudedir tüm bunlar ne o muzice gerçekleşir ne de o beklenen bilge tutar elimizi. Kendimiz çıkarız yine o enkazın altından. Yavaş yavaş, önce molozları atarız üstümüzden, sonra tozları çırparız. Ayağa kalkarız dönüp arkaya bakar düşünürüz ben burada ne kadar yattım. Neden bu kadar uzun sürdü kalkmam deriz. Bir daha böyle bir duruma kendimi sokmayacağım diye söz veririz kendimize. Ayrıca, dibin de dibi vardır. Kimine göre enkaz olan diğerine göre bir kurtuluş, bir idealdir. Basit bir şükür anlayışı ile karıştırılabilir kavram tabi bu ama öyle değil. Herkes kendi gücünün yetmediği yerde düşer. Neyse çok uzattım güzel başlayıp kötü bitirmek gibi bir huyum olduğundan, özetle herkesin bir popisi vardır diyorum.

tanrı olsaydınız ilk yapacağız icraat

Kendim için bir mucize yaratırdım.
Çünkü, buna gerçekten çok ihtiyacım var.

dublaj yaparken küfürü lanet olsun diye çevirmek

görsel

bir şehre alışmak

insan her yere kendi düşünceleri, sorunları, zevkleri ile beraber gidiyor. Nereye giderse gitsin yine kendisi oluyor. Eski yaşadığı yerde nasıl yaşıyorsa yeni yerinde de aynı yaşantıyı hemencecik kuruyor. Mutsuzsa yine mutsuz, neseliyse yine neşeli sadece biraz zaman alıyor. Kafa degismedikten sonra aynı kişinin farklı mekandaki versiyonu oluyor.