Erdoğan son günlerdeki konuşmalarıyla aslında kendi elleriyle kendine rakip hazırlamış oldu. halbuki imamoğlunu bir cumhurbaşkanı olarak bu denli ciddiye alıp hedef göstermeseydi kendi açısından daha iyi olurdu. imamoğlunun siyasi kariyerinin önü daha da açıldı bu sayede.

istanbulda en çok sivaslı daha sonra kastamonu'lular vardır. konu aslında bu değil biliyorum ama neyse.

Benim umudum kalmadı pek. Çok hata yaptı. Adice ama stratejik bi şekilde adamın üzerine gittiler. Son günlerdeki mektup olaylarıyla beraber imamoğlunun oyları pek azalmasa da by'ın oylarında bi artış görebiliriz.

Keşke...

tekil evren teorisi.

görsel
Bulutların üzerinde kot veriyoruz.

Benim gibi sadece grafik analizleriyle günlük al sat yapıcam kâr edicem her gün ufak ufak biraz kağıt alıp satıcam diyip heveslenmeyin.

Aldığım ilk üç kağıtta ufak kârlar ettim, nasıl mutluyum ben bu işten anlamaya başlıyorum havalarındaydım. Küçük yatırımcıyım bilmiyorum etmiyorum, başkasının dediği kağıtları da almıyodum ama benim bu grafik işi sadece şansmış. Her düşüşe düzeltme gelir her türlü dalgalanma olur zannediyomuşum.

Sonraki aldığım 2 kağıtta da zarar ettim. Etmiş olduğum kârın 10 katını kaybettim. Aylardır tersten kurtulmayı bekliyodum, iki gün önce sıkıldım sattım kalan parayı da çekip kapadım hesabı. Bi süre borsaya küsmeye karar verdim. Daha iyi araştırıp bilgi edindikten sonra kim bilir tekrar girerim belki.

He bir de benim gibi sakın plansız ve stoploss'suz pozisyon almayın. Çıkıcağınız hedefiniz olsun bide göze alıcağınız zarar.

şaka bir yana uygulama işe yarıyor sanırım. insanlar daha az poşet aldıklarını görüyorum, buna ben de dahilim ondan diyorum. çantam varsa çantaya dolduruyorum, bez torbam her gün çantada taşıyorum bir sıkıntı yok bence. amma abartınız şu meseleyi.

unuttuysam yanımda yoksa veririm 25 kuruş ne yapalım, çok büyütmeyelim. alışırız buna da, 2 ay sonra unutacağız zaten.

instagramda sürekli reklamlarını gördüğüm ve pek içime sinmeyen uygulama.

anladığım kadarıyla arkadaşlarınızı ekliyosunuz ve sadece arkadaşlar konumunuzu ve sarj yüzdenizi canlı izleyebiliyor. çok paranoyak ve korkunç bi durum bence. yoksa çok mu black mirror izledim.

kaçınılmaz sona istemeden de olsak hızla koşuyoruz. zaten uygulamaların konumumuzu izlediğini, izlendiğimizi biliyoruz. bu uygulama gözümüze soka soka herkese izletmemizi sağlıyor sanki. yoksa çok mu önyargılıyım?

sık sık paket biterken "bu son paket, yarın paket almazsam tamamdır." dediğim halde aynı çıkmaza tekrar tekrar düştüğüm, ne bulduğumu bilemediğim zıkkım.

1920-1933 amerika alkol yasağını biraz araştırın okuyun.
unutmayın ki bir şey ne kadar yasaksa o kadar cazip gelir.

halbuki bizim esrar türkiye'de legalleşsin mi diye sorular soruyor olmalıydık, haksız mıyım?

edit: imla

doğduğum yer mi, büyüdüğüm yer mi, babamın memleketi mi, dedemin memleketi mi bir türlü bu "memleket" kavramını çözümleyemedim.

isviçrede doğdum ve çocukluğum oradaydı, istanbulda 8 sene yaşadım, şimdi de sakaryada okuyorum, dedem kastamonulu köyümüz falan belli ama babamın kastamonuyla alakası yok doğma büyüme istanbullu, ben nereliyim hakikaten, soranlara kastamonu diyorum alakam olmadığı halde.

arttırılmış gerçekliğin giyilebilir cihazlarla daha da gelişmesi, ekranlara olan ihtiyacımız yavaş yavaş bitebilir.

ayrıca bireysel otonom insan taşıyan dronelar 10 sene içinde görmeye başlayabiliriz.

6.35'e düşünce dolar tepe taklak olmuyor.
6'lı rakamlara ne çabuk alıştınız, hala batıyoruz gözünüzü açmıyosunuz.

ninja komutan hazretlerimiz amerigaya bi ayar verdi, çaatt 6.35'e bir düştü görmelisin.

kişisel alan bırakılmaması, güvensizlik, kıskançlık

gelsin mazlum oldukları sürece gelsinler ama umarım kalıcı olmazlar, mesela şehirlere olan suriyeli göçü azaltılmalı ve kontrol altında tutulmalı, idlibten kaçıcam diye istanbula gelmesini gerçekten anlamıyorum.

diyeceksiniz ki istanbul'da iş var, ondan geliyorlar.
istanbul'daki iş bize yetmiyo, bu izdihamı normal görmeyin artık.

mülteciler mazlumlar demek gelsinler güvenliklerini bi şekilde sağlamaya çalışalım ama kalıcı olmamaları için tedbir alalım diyorum.

mesela bayramda süriye'ye gidenleri geri almamalıyız, örneğin almanya gayet net bir duruşu var bu konuda. tamam onu beceremeyiz bari yardımları, pozitif ayrımcılığı keselim. belli ki mülteci değil artık sadece sıradan bir "yabancı".

edit: ayrıca nerede yaşıyorsunuz, ne demek hiç bir kötü olaya suça karışmadılar Allah aşkına.

5 yaş çok absürt ve olmamalı.

ama buluğ çağına gelmiş kıza ailesi güzellikle teşfik etmesi gerek islama göre, zorlamalı demiyorum güzellikle teşfik etmeli, sevdirmeli.

yoksa kendi kararını versin çocuğum da olsa umrumda değil ne yaparsa yapsın'ın islamda karşılığı olduğunu düşünmüyorum.

inancı bu doğrultuda olmayanların da ne düşünebiliceğini iyi anlıyorum, "öyle zorlama olmaz, kişinin içinden gelmeli" şeklindedir belki, saygı duyuyorum.

hanımefendi dese fazla kibar ve yanlış anlaşılabilir.

e zaten bayan demesi başlı başına bambaşka bir yanlış.

madem pazarcıyım abla diyeyim bari deyip kolaya kaçmış kimselerdir.

sahiden doğrusu ne acaba ne dese olmuyor.

herkesin sevememesini anlıyorum ama kesinlikle saygı duymalıdır.

en azından hakaret etmesin, saygısızlık etmesin.

bırak sevmiyorsa sevmesin ama sussun kenarda dursun çünkü burasının türkiye cumhuriyeti olduğunu unutmasın!

ne 15 temmuz ne hiç bir savaşın tiyatrosu bu yaştaki çocuklara oynatılmaması lazım, hatta anlamaları için bile küçük olduklarını düşünüyorum.

bırakın çocukları bunlarla tanıştırmayın bu yaşta, zaten anlamını anlamicak zorlamayın boşuna, anca kendinizi tatmin edebiliyorsunuz bunlarla.

bırakın kim içiyosa içsin, inancı sebebiyle kapanması onu günahsız veya bambaşka biri yapmaz. sadece kapanmıştır ve inancına göre bi şartı yerine getirmiştir. malesef bir imaj bir ideoloji olarak görülüyor kapanmak, halbuki islamın bir gerekliliği.

ayrıca yaygın inanç olan sigaranın günah olması okuduğum kadarıyla yanlış, sağlığa zararlı olması sebebiyle mekruh yani sevap azaltıcı olumsuz bi davranış, net olarak günah sayılmamış.