entry'ler (104)

anneler sözlüğe gelse alacakları muhtemel nickler

(bkz: anne eli değmiş gibi)

yatayım yarın erkenden kalkıp ders çalışırım

(bkz: inanmak istenilen yalanlar)

beyaz peynir gibiydin kaşar olmuşsun

bir peynir teknolojisi kitabı alıp bilgilenmeni öneririm sana, zira bu dediğin teknolojik olarak mümkün değil.
bir dost...
tanım:sana çok pis laflar hazırladım, bak burdan gelişini görebilirsin demeye getiren söylem.

bir kızıl goncaya benzer dudağın

bir amir ateş bestesidir.
suzan kardeş mükemmel yorumlaöıştır, böyle usul usul söyler şarkıyı, meditasyon etkisi yaratır insanda, şahanedir.

izmirlileri sevmiyorum

(bkz: kuyruk acısı)

kırmızı oje

genelde filmlerde falan vamp kadınların kullandığı ojedir. (bkz: yeşilçam filmleriyle büyümek)
tırnakları kırmızı olan bir dişi görünce orospu olarak etiketlemeye meraklı bir millet oluşumuzu buna bağlıyorum başka mantıklı bir açıklaması olamaz çünkü.

lokomotif gülşen

şarkı sözü yazarının öküzlüğüyle alakalı bir durumdur zira bir öküz için en önemli şeylerin başındadır trenler, lokomotifler.
hayatının fon müziği de çuf çuf sesidir zaten.

intikam sıcak yenen bir çorbadır

(bkz: katık et)

seni ne kadar çok sevdiğimi biliyosun

karşısındaki kişinin bilinçaltına oynayan sinsi bir insan cümlesi.
aslında bu bir yanılsama, seni sevmiyor, zaten bir insan sana bunu bu şekilde söylüyorsa kesin bir pislik vardır ortada.*

erkeklerin hoşlanma belirtileri

gözlerinin içine mal gibi bakıyorsa,
saçma salak bir sırıtışla yerinde duramıyorsa çişi gelmiş minik çocuklar gibi sağa sola sallanıyorsa,
neyin var diye salağa yatıp sorduğunuzda yok bir şey diye geçiştirmeye çalışıyorsa,
üsteleyince kızıyorsa,
çocuklaşıyorsa karşınızda,
alakası olmamasına rağmen norrda,kuanta, portecho gibi grupları dinliyorsa,
seviyormuş gibi yapıyorsa,
özdemir asaf dizelerinden bir seçkiyle "kişisel ileti"şiyorsa
favori kitaplarınız ve filmleriniz hakkında hep olumlu fikirlere sahipse,
çayı ve kahveyi şekersiz içmeye başladıysa ve "ne çok ortak noktamız var yahu" repliğini sık sık tekrarlıyorsa,
ya benim ateşim mi var, hasta mı oluyorum acaba gibisinden şikayetlerle sizden bir şekilde ilgi bekliyorsa,
saatlerce saçma sapan şeylerden konuşabiliyorsanız ve bunun için uykusuz kalıyorsanız,
size hayallerinden bahsediyorsa ve bu hayallere bir şekilde sizi de dahil etme çabası içindeyse,
başarıları veya başarısızlıklarını size anlatıyorsa,
hayatını öğreniyorsanız ve bunu bile isteye yapıyora, kesin hoşlanıyordur.

unutmak

paralel evrende var olma ihtimali mümkün hededir.
ama burda yok onu biliyorum, unutmak diye bir şey yok. alışmak var. alışıyorsun zamanla, ölüme alışıyorsun, ölen insanı unutmuyorsun sadece kabulleniyorsun sonra mesela terkedilmeye alışıyorsun, çekip gidip arkasına bir kere bile bakmamasına alışıyorsun, aşık olduğun adamın senden vazgeçmesine alışıyorsun. her şeye alışıyorsun özette, unutmuyorsun

sen elmayı seviyorsun diye elma seni sevmeli mi

cevaplanası soru.
peki elma beni sevse ne kaybeder elmalığından?

yarın

..."bir şeyler olacak yarın öbür günden önemsiz, bugünden önemli" diyerek insana umut veren bir bülent ecevit şiiri.

bir şeyler olacak yarın

bir şeyler olacak yarın,
duruşundan belli
kırdaki atların.
bulutların koşusundan belli,
kazışından köstebeklerin toprağı.
karıncaların telaşından belli.
bir şeyler olacak yarın,
belki bir tomurcuk,
belki bir ağacın düşen yaprağı,
belki de bir çocuk,
pek o kadar görmesek de uzağı,
kuşların uçuşundan belli,
bir şeyler olacak yarın,
öbür günden önemsiz,
bugünden önemli...

bülent ecevit/yarın

eski sevgiliyi özel numaradan aramak

sadece sesini duyayım yeter, nefes alamıyorum, konuş bir şey söyle mesela transferleri nasıl buluyorsun anlat, en son hangi filmi izledin, finallerin nasıldı? hiç aklına geliyor muyum? gibisinden şeyler söylemek ister taraflardan biri, yani hala unutamayan kısım, yoluna devam edemeyen kısım ama hiçbir şey söyleyemez, karşısındaki de bir şey söylemez, sen olduğunu anlar, kapatmaz, öyle sessizce beklersiniz. kendini aptal yerine koyduğunla kalırsın. bir şekilde telefonu kapattıktan sonra saatlerce ağlarsın. özette gereksizdir.

you are

arabesk ögeler barındıran,dinleyeni depresyona sokabilitesi yüksek, ben onu istiyorum bühüüü şeklinde ağlayıp tepinmeyle sonuçlanabilecek üç dakika yirmi iki saniyelik arid şarkısı.

bir ihtimal daha var

to be or not to be'nin can yücel tarafından "bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin" şeklindeki çevirisinin bir bölümü.

özdemir asaf

bir mum yanıyordu bir evin bir odasında.
o evde bir de kedi vardı
geceler indiğinde kendi havasında
mum yanar, kedi de oynardı.

mumun yandığı gecelerden birinde
kedi oyunlarına daldı.
oyun arayan gözlerinde
mumun alevi yandı,
baktı,
mumun titrek alevinde
oyuna çağıran bir hava vardı.

oyunlarını büyüten kedi büyüdü
kendi türünde çocukçasına,
döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü
geldi mumun yanına, oyuncakçasına.
bir baktı, bir daha, bir daha baktı
mumun alevinin dalgalanmasına
uzandı bir el attı.
bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı..
ilk kez gördüğü mumun yakmasına
inanmayacaktı.

kedi oyunlarında büyüyordu,
mum, üşüyordu yanmalarında.
zaman ikili yürüyordu
aralarında.
bir ayrışım görünüyordu
birinin yanmalarında
öbürünün oynamalarında.

kedi oyunlarında büyüyordu,
yitirerek gitgide oyunlarını.
mum küçülüyordu yanmalarında,
yitirerek gitgide yakmalarını.

oynarken büyüyen kedi yanacak,
aydınlatırken küçülen mum yakacaktı.
küçülen yaka-yaka aydınlatacak,
büyüyen yana yana anlayacaktı.

bir mum yanmasından
ve bir kedi oyunundan
kaldı sonunda
bir gecenin tam ortasında
bir evin bir odasında
göz-göze susan
iki insan.

mum yandı bitti.
kedi büyüdü gitti.
oyunlar karıştı gecelerde
suskun uykusuzluklara.

o iki insandan, sonunda
birinin anılarında kedi,
birinin dalmalarında mum
kaldı gitti.

nerede bir mum yansa şimdi
nerede oynasa bir kedi,
birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri...
bugün dün gibi oluyor,
dün bugün gibi.
mum ellerimi tırmalıyor,
belleğimi yakıyor kedinin elleri

"herkesin bir öyküsü vardır ama bir şiiri yoktur" sözünün sahibi şair.
mum aleviyle oynayan kedinin öyküsü de benim şiirim, bu şiiri yazdığı için minnet borçlu olduğum şair.

kadınları çekici yapan detaylar

ince uzun bir boyun.
evet detay değil organdır boyun farkındayım ama dişi veya erkekte en çekici olan organ olduğu kanısındayım.

sevgiliyle el ele tutuşup koşmaya başlamak

varacakları koordinat ve yapacakları aktivitenin önemine ve çeşidine göre koşma hızının artıp azalacağı durum.