bugün

entry'ler (410)

bekledikleriniz geri geldi mi

sözlüğün kalbi kırık erkekler kulübünün düzenlediği gece.
tabi bu geceye sadece gerçekten kendisini terkedenleri bekleyen, masum, muhtemelen yaşça küçük arkadaşlar değil "acındırma" silahını kullanarak mesaj kutusu renklendirmek isteyen kişiler de katılıyor. nasıl olsa burası sözlük, davetiye ile girilmiyor.
gençler, kardeşlerim, romalılar:
size beklemeyin diyenler olacaktır. ben öyle bir şey demeyeceğim. size bu aklı verenlerin istisnasız tamamı boş ve değersiz adamlar. siz normal, haysiyetli bir insan evladı gibi davranıyorsunuz. böyle davranmaya devam edin. ama sadece şunu yapmayın. allah kitap aşkına yapmayın:
beklediğiniz insanı bir melek sanmayın. her yaptığında onu haklı çıkaracak bir sebep aramayın.
tipinizi yeterince beğenmiyordu, paranızı az buluyordu, sizi kafi derecede erkeksi bulmuyordu. siz ne kadar masum düşünürseniz düşünün, aklınızın odalarını onla ne kadar doldurup taşırırsanız taşırın o -diğer kadınlar gibi- her zaman bir alternatif arıyordu ya da alternatifi vardı.
bir ya da birden fazla kez aşk acısı çekmek bir erkek için yaşanması gereken bir süreçtir. insan olduğunuzu gösterir. ömrünüz vefa ettikçe beklemeyi düşünüyorsanız bile -hayattan kopmamak ve gururlu bir şekilde hayatınızı sürdürmek kaydıyla- bunu yapın. kimseyi de umursamayın. ama dediğim gibi şunu unutmayın:
bekledikleriniz melek değil. çok, çok kötü insanlar.

türklerin yapacağı seks robotuna isim önerileri

2017 bitti, 2018'e girdik şu amına koduğumun yarrak kürek ekşi mizahı hâlâ bitmedi mi dedirten başlık.
yok osmanlı'da açılacak başlıklar yok türkiye'den nba takımlarına isim önerileri. bir de arada iki üç sivri zekalı çıkıp siyasî gönderme falan yapıyor ona hiç girmeyeyim.

çocuklara zorla mustafa kemalin hayatını öğretmek

çocuklara zorla matematik, zorla türkçe öğretmek gibidir. çocukları zorla okula yollamak gibidir.
kemalist değilim. mustafa kemal'e de boğazda gavur bayrağı görmediğim için minnet duyarım. fazlası değil.
siz hiç evde oturup çizgi film izlemek varken, sokakta top oynamak varken matematik, türkçe, fen bilgisi öğrenmek isteyen bir çocuk gördünüz mü? hayır.
eğer derdiniz çocuklara, çocukların onayını almadan bir şeylerin yapılması ise önce allah başka dert vermesin der ardından tutarlı olmanız adına, çocukların okula gönderilmesine de karşı olmanız gerektiğini söylerim. sonuçta zorla okula yollanmaktalar ve ne kendi ne de ailelerinin rızaları dikkate alınmakta.
yok, kastınız hayatı öğretilen kişi ise buradan da en iyi ihtimalle sorunu yanlış tespit ettiiğiniz anlamı çıkar. türkiye'de islâmî bir hayatın egemen olmasını istiyorsak -ki bir türk, bir müslüman bunu istemek zorundadır- mustafa kemal'in hayatının öğretilmesi sebep değil sonuçtur. yine tutarlı olmanız adına, türkiye'nin tıpkı kurulduğu zamanki gibi bir islâm cumhuriyeti olmasını isteyip istemediğiniz sorusuna müspet yanıt vermeniz gerekir bu noktada da ki bu soruya "evet, türkiye bir islâm cumhuriyeti olmalıdır" cevabını verdiğinizi hiç sanmıyorum.

izmir

ezhel ve cem yılmaz fanlarından sonra fanlarıyla mide bulandıran bir başka şehir.
ailesi izmir doğumlu kendisi de izmir'in ortalama üstü bir semtinde ikamet eden bir çomar olarak bunları yazıyorum.
izmir güzel bir şehir. daha doğrusu sakin bir yaşamı tercih eden insanların yaşayabileceği bir büyük şehir. hepsi bu. bunun dışında tek bir özelliği yok ki sayfalarca anlatılsın. ama fanboyluk işin içine girince...

kadın ruhu

zalimdir.
kadınlarla ilgili çok fazla yakıştırma yapıyoruz biz erkekler olarak:
şefkatli, sevecen, duygusal, a, b, c... bu böyle gider. bunların hiçbiri doğru değil. kadınlar fiziken mükemmel canlılar. güzel bir köpek yavrusu videosunu 1 dakika izleriz ama güzel bir kadının yüzüne bir ömür bakarız. işte bu bizi kör ediyor. görünüşlerindeki o incelik, o güzellik bizi ruhlarında da o güzelliği taşıdıkları düşüncesine itiyor.
yanılıyoruz. yanılıyorsunuz.
şefkat, merhamet, duygusallık erkeklerin hisleridir. kadın güzellemesi yapan arkadaşlar umarım bu gerçekle hiç karşılaşmazlar.

suudi arabistan

laiklik karşıtı insanların gitmesi gereken ülkeymiş.
tabi türkiye cumhuriyeti kurulduğunda, anayasasında cumhuriyetin dîni dîn i islâmdır ibaresinin yer aldığını bilmeyecek kadar cahil, ülke için canını verenlerin laiklik uğruna değil islâm uğruna bunu yaptığını anlamayacak kadar salakların nereye gitmesi gerektiğini bilemiyorum.

araplar üstün ırktır açık ve net

(bkz: 5 sınıf trollük)

gereksiz bir bilgi ver

pipet,ilk olarak, kadim biranın içindeki tahıl parçacıklarını yutmadan bira içebilmeyi sağlamak için biranın ilk bulunduğu dönemlerde icat edilmiş bir araçtır.

türk aileye misafirliğe gitmek

gün geçmiyor ki bir dangalak daha sözlüğe düşmesin demenize sebep olur.
"boş muhabbet yapılır"
tegfoewmk . ya gerçekten, sosyal hayatta ciddiye alınmayan, kendini ispat derdi yaşayan ne kadar sıkıcı insan varsa bu sözlükte.
misafirlik, bir şekilde bağınız olduğu insanlarla bir vesileyle bir araya gelmektir.
birilerinin çıkıp bildiği konularda insana vaaz verme yeri değil. derdiniz oysa konferansları, erişime açık online dersleri izleyebilirsiniz. "bir şeyler" öğrenmeye aradaki bu büyük farkı öğrenmekle başlamanızı tavsiye ederim.
ayrıca, herkesten bir şey öğrenilebilir. 60 yaşındaki hasan amca hükümet kurup indiriyor olabilir. ama aynı hasan amca size hayvancılıktan ev işlerine kadar bir çok şey öğretebilir. netflix dizilerinden haberdar olmaması eksiklik olmadığı gibi, sizin stranger things konuşmanız da bir fazilet değil.
çevremdeki insanların önemli bir kısmı üniversitede okutman ya da araştırma görevlisi. ama bir gün oturup salak salak, bildiklerimizi anlatıp şov yapma ritüeline döndürmedik sohbetimizi. lise anılarımızdan bahsettik, nostalji yaptık, insanlarla/durumlarla alay ettik, arkadaşlar erkekse güzel kadınlardan, futboldan konuştuk. yeri geldi hükümet kurduk, vatanı kurtardık. ve yalan yok böyle çakma entelektüeller yani entellerle hep alay ettik.

türkiye de gittikçe artan kürt düşmanlığı

türk adaları yunanlılar tarafından daha rahat işgal edilsin; yunanlılar ege'de daha rahat faaliyet göstersin diye, üzerine daha da benzin dökülen düşmanlıktır.

tarsus ta kazı yapılan kırmızı ev

aylardır süren ve sonunda hakkında sürekli teori üretip, bizden saklanıyür diyen tayfaya bir boktan da geri kalın diyerek dahil olduğum tartışma.
ya yeter vallahi billahi yeter. lanet olsun şu modern çağa. okuma yazma bitti radyo yayınları başladı.o bitti anahaber bültenleri, ondan sonra sosyal medya derken kendisini zerre ilgilendirmeyen meselelerle ilgileniyormuş gibi yapan bir insan topluluğu meydana geldi.
bizden saklanıyor! sizden saklanmasa bile hiçbir ilginizin olmadığı onlarca kazı / saha çalışması sürdürülüyor ülkede. her biri ile bu kadar ilgileniyor musunuz? ilgilenmiyorsunuz. işin içine polis ve mit girince bu sevda neden? arkeoloji merakınızdan olmadığı açık. goygoy döndürecek bir şey arıyorsunuz. kabul ediyorum, konuşması zevkli. hakkında teoriler üretmek de keyif vermiyor değil. ama bir durun.
"neden bize haber verilmiyor"
ya sen niye haberdar olacaksın? sana ne? işin hangi kısmından ne kadar anlıyorsun?
arkeolog musun? eğer söz konusu bir incilse dinler tarihçisi misin? bürokrat mısın?
"bilmek istiyorum"
bilmek istiyorum demesine rağmen bu isteği hakeden kimse görmedim. bilmek isteyen gerekli aletleri edinir. hayır paşam sen bilmek istemiyorsun. sen bilir gibi görünmek istiyorsun. seni ilgilendirmeyen her şeye burnunu sokuyorsun.

hangi ilde ne yenir

bazı istisnaları bir kenara koyarsak istanbul, izmir ve ankara'da diğer şehirlerde ne yenirse en güzel şekilde yenir.
sivas/konya etli ekmeği, adana kebabı, halep kebabı, tekirdağ köftesi, kırklareli köftesi, edirne ciğeri, denizi kebabı ve diğer yiyecekler... aklınıza ne gelirse en güzeli büyük şehirlerde yapılıyor artık.
üzgünüm memleket - gıda övücüler. çağımızdan hiç hoşnut değilim ama ulaşım/nakliye ve depolama imkanlarının artması ile malzeme; küçük kentten büyük kente göç ve iletişim imkanlarının artmasıyla da know-how (seversin sen bu tabiri diye kullandım )engeli aşıldı.

mafya olmak için gerekli malzeme ve şartlar

1. sokaklarda -bunu iyi bir şeymiş gibi yazdığım sanılmasın- kendini ispatlamış olmak
2. devlet desteği

bu başlıkta bir sürü saçmalık karalanmış. türk olmamaktan tutun "kıro" olmaya, kültürsüz olmaya kadar. mafya övecek bir adam değilim ama, her işin-bu işler etik olsun olmasın- kendince gereklilikleri, kendince getirdikleri ve götürdükleri olduğunu bilmeyen adamları yalvarırım ciddiye almayın. siz de bir şeyler ne sözlüğe ne de bir deftere yazmayın.
arıcılık yapmak için gerekli şartlar içerisinde entelektüel birikim var mı? yok.
vinç operatörlüğü için gerekli şartlar içerisinde en az üç yabancı dili iyi bilmek var mı? yok.
dolayısıyla, şurada entelektüel görünmek adına her başlıkta kitaba, bilgiye kısacası entelektüel birikime ait kavramlara atıf yapmaktan vazgeçin. sadece mal olarak görünüyorsunuz başka bir şey değil.

çomar diye aşağılanan halk

kendini aşağılatıyorsa aşağılanmayı hak eden halktır.
"muhafazakâr", "islâmcı" pek çok avukat var. ne avukatı, hakim ve savcı var. halk bu adamların eğer sikinde olsa ya da "halk", kendisinin umrunda olduğu insanları kendisini temsil için seçse o sözlükte bu sözlükte kimse böyle atıp tutamaz ülkenin insanları hakkında.
demek ki aşağılanmaktan rahatsız değil kimse.

klavye milliyetçiliği

sinek görse kaçacak tiplerin milliyetçiliğiymiş.
şimdi söz konusu girinin hedef kitlesi muhtemelen şu tengrici tayfa. kendilerinden zerre hoşlanmamakla birlikte, bu kadar gerizekalıca eleştirildiklerini görünce insanın onları savunası geliyor.
velev ki söz konusu milliyetçi, x ülkesi ile savaşılması gerektiğini düşünsün. bunu istemesi ile sinek görse kaçacak olması arasındaki bağlantı nedir?
el cevab: böyle bir bağlantı yoktur.
kişi, ülkesinin ya da ideolojisinin çıkarlarının gereği olarak hatta sadece ferdi menfaatleri sebebiyle dahi ülkesinin savaşa girmesini isteyebilir. argümanlarının mantıklı olup olmadığı ayrıca değerlendirilir. kendisinin aslan ya da tavuk olmasının meseleyle bir alakası yoktur. biraz mantık. biraz.

29 ekim 2017 trabzonspor galatasaray maçı

galatasaray'ın tel tel dökülmediği maç. çok iyi bir oyun oynuyor muyuz? hayır. iyi oynuyor muyuz? hayır.
ama lig, aynı zamanda puan yarışı demek. beşiktaş, fenerbahçe-trabzonspor-başakşehir maçlarından sadece iki puan çıkarabildi. gönül ister ki takımımız muazzam bir baskı ile, sağlı sollu ataklarla maçı kazansın ama o iş dünyanın hiçbir yerinde öyle olmuyor. bu zor haftalarda kontrollü oynamak, enerjiyi iktisatlı kullanmak, rakibin çok puan bıraktığı fener, ts, başakşehir koridorundan daha az puan kaybederek çıkmak bile başarı.
üstelik bu maçın ismen de olsa bir derbi maçı olduğunu ve trabzonspor sahasında oynandığını hatırlatalım.
trabzonspor her ne kadar üçüncü sınıf balkan / orta-doğu avrupa futbolcularının uğrak yeri olan bir anadolu deviyse de -her zaman böyleydi- kendilerine karşı oynamak kolay değil.

nasıl meriç olunur

gereksiz soru.
televizyonun, gazetelerin, sosyal medyaların şekillendirdiği gibi birisi olun yani akışa bırakın kendinizi meriç olursunuz. özel bir çaba göstermenize gerek yok. sözlüğün ve yeni neslin büyük bir kısmı meriç zaten.

bir kadın severken ilk neresinden başlanır

şehit halil kantarcı'nın en doğru cevabı verdiği soru:
yokluğundan.

not: o 'nun cevap verdiği soru bir insan diyordu. böyle bir fark var.

kızlığınız yerine kişiliğiniz bozulmasın ey kızlar

an itibariyle başlıktaki namus zaptiyeleri ektedir:

http://alkislarlayasiyoru...da-ahlak-bekciligi-yapmak

ya bir de, oğlum siz sevgiliniz ya da bir kız arkadaşınızla konuşurken "kızlığı bozulmak" falan gibi laflar kullanıyor musunuz? cidden merak ediyorum. ilginç ortamlar.

muaviye

annesi hind, kadınlar biatında, hz. peygamber'in karşısında müslüman olmuştur. ridde savaşlarında bizzat yer almıştır.
babası da aynı şekilde mekke'nin fethinden sonra islamiyeti kabul etmiştir. savaş sırasında gözünü kaybetmiştir.
samimi müslüman olmadıklarını iddia edenler olabilir, vardır. insanların kafalarına düşünce sokmak benim kabiliyetlerimin ötesinde. ama söz konusu kimselere, bir daha çıkıp "kalbini yarıp baktın mı?" -ki bu söz doğrudan kılıç tehdidi altında, şedid bir harbin hemen sonrasındaki duruma istinaden söylenmiştir- yazma haklarını ebediyen kaybettiklerini hatırlatırım ki hz. peygamber'in bir sözünden ömür boyu nasiplenemeyecek olmak, onu kullanma hakkını kaybedecek olmak zannediyorum ki bir insan için yeterince büyük bir kayıptır.
hz. peygamber ikisi için de, sözlüklerde, sağda, solda kullanılan çirkin ifadeleri kullanmamıştır. hz. peygamber, müslüman gençlerin müşrik babaları için kötü konuşanları dahi susturmuş bir peygamberdi. hz. peygamber, vahşi'yi dahi sadece görmek istemediğini belirtmiş; ancak kendisine ne hakaret etmiş ne de islâmlığına laf etmiş bir kimseydi. sözlüklerde, ergen heveslerini tatmin etmek isteyenler, önce, güya savundukları dinin peygamberinin ahlâkı ile ahlâklanmaya çalışısınlar.