ekşide yazarlık bekleyen tüm çaylakların dolaştığı arı kovanı. en büyük sorun peteklerin boş olması.

görsel

katilini, celladını, azrailini, kötülüğün en yakınından geldiğini gördü ve kurtuldu o karanlık dünyadan. umarım öbür dünya denilen masal vardır; kanatlarıyla uçup mutlulukla gülücükleriyle cennetine kavuşmuştur.

yaşamanın anlamını yitirdiğimi anladığımda kapımı çalarak hayatımın içine teklifsizce dalan hasta bir sokak kedisi yüzünden hayattayım. sabahları kapının önüne süt ısıtıp gelip içmesini seyrederek 1 ay geçirdim. onun benimle arkadaş olma isteğine hayır diyemedim, sevmem için kafasını evden içeri uzattı önce sonra bir baktım sobanın altına uzanmış ısınmaya çalışıyor (o zamanlar küçük bir köyde yaşıyorum). sobayı yakmayı bile düşünemeyecek kadar diplerde yaşayan, battaniye ile ısınmaya çalışan ben ufoyu fişe taktım, sobayı yaktım. ona daha iyi bakmak iyileştirmek için önce kendime bir çorba yaptım sonra aldım veterinere götürdüm. "sokağa koymayın 1 hafta bu ilaçları verin yaşarsa sonrasına bakarız" emri ile haftayı bitirdim. kendisine kapının önüne koydum arkasına bile bakmadan gitti. ben her sabah o gelecek diye süt ısıttım, papara yaptım. çarşıya gidip kuru mama aldım. tam 2 hafta sonra kendisinden de beter bir köpek yavrusu ile çıktı geldi "hadi sobayı yak, bunu da veterinere götür arkadaşım o benim" dedi... 6 yıl önce yaralı yüzlü bir sarman hayatıma girdi, hayatın içine çekiverdi uçurumun kenarından.

yaşamak hayat için, hayat yaşamak için.

görsel
geceye koşan akşam saatlerinde eve dönüş macerası..

görsel
arada bir zamansız dam ziyareti yaparlar insanlardan kaçmak için.

görsel

görsel
birisi bu resme imreniyordu herhalde, şimdi poz verme vakti geldi.

göze girmek için kendini boğmak yetmiyormuş gibi yalamalara hız verdi.

görsel

nasıl gün aydın olur bugün?
narin'i toprağa veriyor öldürenler, bilmiyor musunuz?
tüm katilleri el birliği ile tabutunun üzerine duvak koymuşlar! küçücük bir bebeğe kadınmış gibi davranıyorlar toprağa verirken, akılları hala başka alemlerde dolaşıyor, önlüğünü koymak yerine gelinlikle cenaze töreni düzenlemek kimin aklına gelir bu acıyı yaşarken?!

yalan söylemeyi bir beceri sanan şahsiyetsizler.

yoktur birbirlerinden bir farkları, her ikisi de bok çukuru.

güzel vatanımızın ilk ve son başkomutanı, resme iyi bakın anlayın artık.
görsel

Kılıçla ilgili güzel sözlerinden birini bilmeyenler okusun diye paylaşıyorum.

"Arkadaşlar, dünyada zaferlerin iki vasıtası vardır. Biri kılıç, diğeri saban. Hakiki zafer kılıçla değil, sabanla yapılandır. Milletleri vatanlarında yerleştirmenin, millete istikrar vermenin aracı sabandır, sapan, kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça kuvvetlenir… Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elindeki sapanı topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık. "(16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.)

hemen bir recep açıklaması bekliyoruz; "bunları yapanları biz biliyoruz, bize karşı yine bir ayaklanmanın içindeyiz, ülke beka sorunuyla karşı karşıya" gibi...

cebinde kadın donuyla dolaşan amca oğluyla ilişkisi hep şüpheli olan bodur zengin şımarık çiftlik yönetirken ülke yönetmeye kalkan zat.

bu konularda asla kandırılamayan, aldatılamayan bir zatın gücünü göstermek için imam hatibi seçmesi ilginç!

keltoş, yandaş ve ayakkabı kutularının içindeki parayı.

böylesi daha rahat olduğu için.

seni artık hiç hatırlamıyorum ve bunu yazarken üzülüyorum galiba seninle geçirdiğim onca zamana.