bugün

entry'ler (318)

bir erkekte olması gerekenler

izzet-i nefis olması yeterlidir. o varsa; gurur, şeref, vicdan, ahlak ve diğer tüm adamlık vasıfları zaten bulunur.

unutulmaz film replikleri

her aşk hikayesinin 3 farklı versiyonu olduğunu söylerler;
erkeğin hikayesi, kadının hikayesi
ve bir de gerçek hikaye.
mixology *

sözlük yazarlarının ingilizce seviyeleri

reading, listening, gramer iyi ok. A kurundan mezun oldum ama gel gelelim speaking e gelince,
yok phrasal verb kullanıcam, dur bi şuna past perfect tense ekliyim,
ay bu da çok mu basit oldu? aksan mı var bende ne? iskoç gibi mi konuşuyorum ne o?
nerde o british aksanın yumuşaklığı ahhh ahhh deyü konuşurken,
kendimi bir fatih terim, bir serdar ortaç zanettiğimden mütevellit,
yanımdakilere sürekli bir sözlük, bir çevirmen durumunda kaldığım,
uyuz olduğum ve ecnebi sevdicek yapıp, konuşmak zorunda kalmadığım sürece kıvıramayacağımı bildiğim durum.

edit büdüdüdüt: sevdicek demişken bir karl urban olsa fena olmazdı mesela. *

sözlük yazarlarının itirafları

gündüzleri adeta bir melek, makul, sakin, sabırlı, akıllı, münis, tam bir düzen kuzusuyum... ama geceleri olmuyo mu o geceleri? bir asabi, bir umursamaz, bir cesaret abidesi... içimden bir canavar çıkıyor adeta... bastırılmış, kaçık tarafım mı ortaya çıkıyo nedir? allahım! sonum beyza'nın kadınlarına benzemesin de... geçici bir durum olarak kalır umarım. yoksa bu kafayla ortalığı fena karıştırıp, kendi başımı ağırtıcam diye korkuyorum.

benim kuaförüm

tekrarını arada internette izlediğim, varoş kuaförlerin soytarıdan hallice giyinip, saçları budayıp sonra başımıza stylist kesilen programdır. ucundan azıcık alıcam diye kısacık kesilen saça çok güzel kaynak yapıyoruz diyen zihniyetten hala gram öteye gidilmemiştir.

yaran facebook iletileri

Sabahın 9'unda sokağa çıkıp taso oynayıp, öğlen anne ekmek arası yap diye götünü yırtan çocuklardınız.
mahalle maçlarından sonra terinizle yapış yapış omuz omuza kaldırımda, kola cips yiyen çocuklardınız.
kavga olduğunda topluca gidip, çocukları talan edip, güle oynaya mahalleye dönen çocuklardınız.
akşam babanız işten dönünce, sokakta kap kara elinizle boynuna atlayıp, dondurma parası için zırlayan çocuklardınız.
mahalle duvarlarını çatapatla kirleten çocuklardınız.
kızların bi köşede sek sek oynadığı, erkeklerin mahalle maçında birleştiği çocuklardınız.
bisiklet sürerken yarısında tekerin arasına şişe yerleştirip, mahalledeki yaşlıların kafasını şişiren çocuklardınız.
ne ara bu günleri unutup, yalana sığınan, iki yüzlü, burnu dik, güya havalı cool çocuklar oldunuz?
ne ara yediğiniz o 50 kuruşluk dondurmaları sattınız? ne ara öğrendiniz kavgadan kaçmayı?
ne ara kızlara cinsellikle yanaşan çocuklar oldunuz?
ne ara babanıza sarılmayı, annenizi öpmeyi unutup, rest çeken insanlar oldunuz ?

sözlük yazarlarının itirafları

okul zamanlarında, doğru düzgün konuşmadığım, sırf tanıdığım için, utanma belası eklediğim, sözde kendi halinde, efendi tipte adamlar; işe güce başlayınca, niyeyse triplere girilip, ehe mehe modlarında, gevşek gevşek muhabbet etmeye çalışınca, ağızlarına kürekle vurasım geliyor. kardeşim n oluyo? cebin üç kuruş görünce, yayların falan mı gevşiyor? millet üzerine mi atlayacak sanıyorsun? evlenenler kervanına katılmayınca ya da sevgiliden ayrılınca, direkt yazılacaklar listesine mi giriliyor nedir? az biraz insan olun bi destur, eni konu gırtlaklıyacam bu pıtırcıklardan birini, o olacak.

zödit: pıtırcık was here.

iz bırakan kitap cümleleri

kopacak bir aşkı hiçbir köprü bağlayamaz,
sonsuzluğa kadar yürünecek bir aşk da hiçbir duvar engel olamaz.
ya adam gibi kal benimle, ya adam gibi git benden.
ulaşılmaz değilim, ama basit biri de olmadım hiçbir zaman.
bu yüzden değerimi bilmeyeceksen bana hiç ulaşma.
seni başkaları yakmış, islerini bana bulaştırma.

kahraman tazeoğlu

yaran facebook iletileri

Düğünde tüm gözler üzerindeyken;
çıkışta eniştesinin kartalına binip,
annesinin kucağında sıkış tepiş eve dönen genç kız gibi bakıyorum hayata.

kızlardan kızlara tavsiyeler

bazı hemcinslerim, ki sözlükte bu numunelerden pek olduğunu sanmıyorum ama sözüm yapanlara;
tornistan burnuyla,
büzük dudağıyla,
bir karış boyuyla,
ayna karşısında elinde i phone nuyla,..
sexy - cool falan değil, görgüsüz ve ezik görünüyosunuz.
yapmayın... etmeyin... lütfen kimsenin s.kkodan gazına gelmeyin!

suda bogulan marjinal balik

yazdığı tüm yazılar da dahil, tümü silinmiş; silik olan yazardır. neden sözlükten yazılarını da silerek gittiği bilinmemektedir. samimi, eğlenceli, sevdiğim yazarlardan biriydi, gidişiyle üzmüştür.

tavşan görünümlü makas

90 çocuklarının hepsinin illaki bi şekilde edinmiş olduğu makastır. o makasla en çok ayşegül ve akrabaları diye gazete eki olan karton bebekler kesirdi. yine kağıttan elbiseleri keser, üzelerine takılırdı * ayşegül baloda, ayşegül tatilde... ufacık şeylerle mutlu olduğumuz, naif çocukluk yıllarını akla getiren, minik detaylardan biridir.

iz bırakan kitap cümleleri

Sevişti bir bakir ile bakire.
Erkeğe milli dediler, kadına fahişe...

Cemal Süreya

ps: anlamadım cemal süreya 'yı mı eksiliyosun burda beni mi? toplumun gerçeğini mi inkar ediyosun, yoksa işine gelmediğine mi?

sözlük yazarlarının itirafları

* narsistim, hatta biraz mazoşistlikte var. kendime acımayı, acı cektirmeyi huy edindim son zamanlarda, yaşadığım bazı şeylerden dolayı...
* çok akıllı geçinir, iş kendime gelince, dünyanın en saf salağı olurum.
* hayatta yapmam diye büyük konuştuğum ne varsa, başıma geldi. ağzımı açıcak halim yok artık.
* güven problemim var artık, kimseye güvenemiyorum.
* kendi mesleğim olmasa dedektiflik işinde oldukça başarılı olabilirdim, izin kokusunu alırım o kadar yani...
* annemin beni evde doğurduğunu ve ebemle uzun yıllar aynı muhitte oturmuş olduğumuzu bilmesem, hastanede karışmışım diyecem, o kadar benzemiyorum ailemdekilere.

yaran facebook iletileri

Halk meydana iner, başkanı devirir, yeni başkan gelir,
Halk meydana iner, yeni başkanı devirir, yeni başkan gelir,
buna Mısır döngü denir.

yaran facebook iletileri

Kız, sol gözüne çektiği eyelinerı, milimi milimine sağ gözüne de çekiyor; sen kalkmış, beni sevebilir misin diyorsun.
Canını alır, ruhun duymaz.

emel acar ile en baştan

açık tenli kadınların saçlarını ısrarla kızıl tonlarına boyayıp, esmer olanlarınsa saçını civciv sarısına boyamakta inat eden program.
bilenler bilir, kuaförlerin uzun saçı budamak gibi bi sevdaları vardır hep. saçı kırpıp oraya koyu verirler ,
burda da durum aynı malesef. hatta birinde, kadın saçlarım uzun olsun die ısrar etti de kaynak yaptılar saçına, sonra geri yine omuz hizasında budadılar saçı. emel acar o bölüm küplere binmişti doğal olarak.
ordaki kuaför amcaya sesleniyorm; güneş gözlüğünü yidiğim! kısa saç için çok düzgün yüz, çıkık elmacık kemikleri, güzel gözler lazım sen neyin kafasını yaşıyosun amcam ya?
makyözün zaten kendine hayrı yok. o ne berbat makyajdır? milleti de sedefli fara buluyosun kör olmayasıca.
güzellik uzmanının neredeyse estetiksiz yeri yok.. takma saçına - kirpiğine, kaplama dişine, yapma burnuna, dolgu yanağına - dudağına bakmaktan programı izleyemiyorum desem yeridir. sonra da üfürükten maskeler yapmıyo mu güya güzelleştirici, kırışıklık giderici diye... afedersin g.tümle gülsem mi gülmesem mi bilmiyorum.
psikologla dişçiye laf yok. heralde en doğru müdaheleyi onlar yapıyodur.
su şişesiyle, sebze kasasıyla fasulyeden egzersiz yaptırmaya çalışan protein fazlası, six packli koçumuza hiç değinmiyorum zaten.
emel acar'ın hazırladığı tasarım kıyafetler de olmasa çekilmeyecek olan programdır.

sözlük yazarlarının itirafları

yanlış tercihler,
yanlış sebepler...
doğru zamanda hep yanlış kişiyi seçmek gibi koca bi özrü var.
kaçtıkça gelip bulan, hayal kırıklığı insanlar...
kör de oldu olmadı; dilsiz sağır da oldu, olmadı.
ruhu feryat figan söver gibi uyarır:

- yine yanlış yoldasın! yol bitmiş, sen hala yürümek için çırpınıyorsun ama nafile araftasın...

sözlük yazarlarının itirafları

önce özenle zirveye taşıdılar,
sonra uçurumdan habersizce bıraktılar.
yalan söylediler,
arkamdan iş çevirdiler,
güya dengesizdiler...
adamlığın hesabını yaptılar,
adam olamayınca da kudurdular.
sonra da beni paranoyaklıkla suçladılar...

sevilen şarkının vurucu cümlesi

artık telefon beklemiyorum,
artık telefon etmiyorum.
çünkü biz artık olduk. tabakta kaldık, günah olduk, yazık olduk,
biz senle, biz senle iki ayrı olduk...

ben seni susacak kadar,
ben sana susayacak kadar
ben seni, beni susturacak kadar sevdim.
öyle büyük ceza ki bu, ikimize iyiliğimiz için kestiğim...
artık afrikadakiler yaşar, biz ölürüz.

(bkz: kenan doğulu - boğaziçi)